Y İ R M İ

1K 166 55
                                    

Gözümü kapatıp, yüzümü ekşittim. Ne kadar acı verici olabilirdi ki? Slytherinler'in acımasız olduğunu bilmeyen yoktu fakat canlı canlı birinin yüzünü parçalamaya çalışmak? O tırnakların kırılmayacağından bu denli emin olması onun adına sevindirici haberdi en azından.

"Selene?"

Şaşkın sesle birlikte gözlerimi açtım. Selene de en az benim kadar şaşırmış görünüyordu. Diğer kızlar da. Öyle ki... beni tutuşları gevşemişti bile.

Şaşkınlıkla Roma önce bana sonra Selene ve etrafa baktı. Yüzündeki şaşkınlık bir anda öfkeye dönüştü. "Roma," dedi Selene gülüp. "Buralarda olduğunu bilmiyordum."

"Seni arıyordum," dedi. Ve bu nedensizce Selene'in tüm hakaretlerinden ve tutuşlarından daha çok yaktı canımı. Sonra yeşil gözlerini bana çevirdi. Yüzümü süzdü. "Anlaşılan bir Hufflepuff'a işkence etmekle meşguldün."

"Katılmak ister miydin?" Selene tüm dişlerini göstererek güldü ancak içten içe sesinde bir gerginlik hissettiğime yemin edebilirdim.

Roma uzun adımlarla yakına geldi. Beni tutan kızlara ters ters bakınca kızlar beni bıraktı. Uyuşan kollarımı hissedebilmek adına biraz onları sıvadım. Roma elini uzatıp beni yerden kaldırmak için bekledi.

Ona güvenmemem gerektiğini, her şeyi abarttığımı, beni önemsiz gördüğünü söylüyordu fakat şimdi neden bana acı çektirmek varken bu işkence törenine yardım etmiyordu.

İri eline tekrar baktım. Elini tutmadan kendim kalkmaya çalışırken bileğimden beni tutup hızlıca kaldırdı. Sertçe elimi kendime çektim. Şunun yapılmasından nefret ediyordum. Birilerinin bileğimi tutup istediği gibi, bir oyuncak bebekmişim gibi beni sürükleyebileceği sanmalarından nefret ediyordum.

Ters ters yüzüne baktım. Fakat bana bakmıyordu. Gözleri Selene'in üstünde kilitlenmişti. Ve hala... öfkeli görünüyordu? Çenesi seğiriyor, burun delikleri büyüyüp küçülürken göğsü sertçe hızlı hızlı inip kalkıyordu.

"Ne bu halt, Selene? Bir açıklama yapacak mısın?"

Selene gözlerini kaçırdı. İkisinin atışmasını izlemek istediğimden emin değildim. Hala Selene'in benimle ne tür bir sorunu olduğundan çok da emin değildim ancak, yine de, Roma'nın ona tavrı beni rahatsız ediyordu.

Keşke ikisini de yok edecek, cezasız masum bir büyü bilseydim.

"Eğleniyorduk sadece! Abartma." Gözlerini devirip, sırtını duvara yasladı. "Korkma. Güzel oyuncak bebeğini kırmadık."

Bunu demesiyle Roma ağzını açtı fakat hemen kapadı. Ben de şaşkındım. Selene... beni mi kıskanıyordu? Neden? Anlaşılan iyi büyü bilen, İsveçli bir modele benziyordu. Bu... çok saçma olurdu.

Roma'nın bana bakacağını sandığım sırada dikleşti. Aksi yöne tamamen döndü. "Selene... cidden kontrolden çıkmış durumdasın. Bu gerçekten sadece benimle mi ilgili? Sırf bu yüzden mi bu halde? Ne yaptığına bir bak, Sel. Gerçek Slytherin olmak bu değil. Suçsuz insanların acı çekmesinden sırf kendin acı çekiyorsun diye zevk almak demek değil Slytherin olmak. Gurura, onura ne oldu?"

Selene cevap vermedi. Önüne gelen platin saçları kulaklarının arasına itti. Dudaklarını ısırıyordu. Kızlara bakındım fakat onlar da bir an önce ortadan kaybolmaya hevesli gibi duruyorlardı.

"Takım arkadaşıyız sanıyordum. Bulanıklar'ı gerçekten bana mı savunuyorsun?"

Sessizlik oldu. Bir şey demeli miydim, emin olamadım. Bu söz seneler öncesinde beni belki çok fazla yaralayabilirdi ancak gerçekten pek de önemsediğim söylenemezdi artık.

The Poison of Innocence // Hufflepuff+SlytherinDonde viven las historias. Descúbrelo ahora