6. Bölüm " Yeni Duygular"

4.6K 478 121
                                    

" Neyse şimdi bu önemli değil gidelim kurt gibi acıktım." elindeki anahtarı cebine koyup hızlı adımlarla önden yürümeye devam etti.

" Ne anahtarı?" arkasından sesleniyordum. Arabaya gidene kadar sürekli merakla sormuştum. Ama Mert cevap vermemişti.

" Hadi bin arabaya açım." kendini arabanın içine attığında bende hemen binmiştim. Sonra telefonuma mesaj gelmişti.

Elime telefonumu alıp Ayşe'den gelen mesaja baktım. Onu en son kitapçıda bıraktığımdan bu yana çok konuşamamıştık. Bana yeni bir kitapçının açıldığını haber veriyordu. Adres ve bir kaç fotoğraf yollamıştı. Çok muhteşem görmüyordu. İçi harika dizayn edilmiş farklı bir havası vardı. Fotoğrafları incelerken ortamda sessizlik olmuştu.

" Neye bakıyorsun pür dikkat ? " Mert arabayı çalıştırmış geri geri giderken telefonumdaki resimleri ona göstermek istedim. Telefonumu ona doğru tutup " Buraya gidelim mi? Yeni açılmış. Bak yanında kahvaltı salonu da var. Baya herkesin dilinde." sesimi biraz inceltip tatlı olmaya çalışarak gözlerimi kırpıştırıyordum. Mert göz ucuyla bana bakıp gülümsemişti.

" Bunu her zaman yapar mısın?" Dikkatini yola çevirip önüne bakmaya başladı.

" Neyi her zaman yapar mıyım?" Ben de dikkatimi kitapçının fotoğraflarına vermiştim. Gerçekten muhteşem görünüyordu. Belki farklı çocuk kitapları bulabilirdim. İçindeki çizimlere bakmak istiyordum. Yeni fikirler edinmek güzel olabilirdi.

" Önemli değil. Adresi söyle." Mert'in sesinde hiçbir heyecan yok gibiydi. Ona adresi söylerken bir yandan yüzünün yan profilini inceliyordum. Kulağına yakın olan saçları biraz dağılmış görünüyordu.

" Kitapları seviyorsun galiba? " Mert tek eliyle araba kullanırken diğer elini de direksiyonun üzerine koymuştu. Biraz hızı arttırmıştı.

" Seviyorum. Farklı dünyalar var. Farklı fikirler. Sessizce seninle muhabbet ederler. Beyninin içinde. Kimse onunla olan muhabbetini bilmez. Güzel şeyler kitaplar. Seviyorum. Bana huzur veriyor."  kitaplara dokunmak güzeldi ama en güzeli onlarla konuşmaktı.

" Peki kitap okurken ne içmeyi seversin? Çay kahve ? " Mert önüne bakarken bende yolu izlemeye başlamıştım. Onun sorularını cevaplamaya çalışıyordum.

" Pek bir şey içmem. Bazen dalıp gidiyorum. Bir şeyler içmek dikkatimi dağıtıyor. Ama bir tercih yapmam gerekirse çayı tercih ederdim." çay içmeye alışmıştım. Alıştığım şeyleri kolay kolay bırakamıyordum.

" Hımm peki en sevdiğin renk hangisi?" Mert bugün beni sınava mı tabi tutuyordu? Gökyüzüne doğru şöyle bir baktım. Sanırım mavi ve beyaz bana huzur veriyordu. Bu rengi hep görmek isterdim.

" Gökyüzüne bakmak hoşuma gidiyor belki mavi beyaz. Peki senin?" bende onun hakkında bir şeyler öğrenmek istiyordum. Ama çoktan kitapçının önüne gelmiştik. Mert sorumu cevapsız bırakmıştı.

" Eşyalarını arabada bırakabilirsin. Daha rahat dolaşırsın kahvaltıdan sonra." Mert'in sesi sakin ve düşünceli geliyordu. Aklında bir şeyler var gibiydi. Kitapçının yanındaki kahvaltı salonuna gidip bir şeyler yedikten sonra kitapçıya girmiştik. Kahvaltıda pek bir şey konuşamamıştık. Sürekli birileri onu aramış Mert şirket ile ilgili bir şeyler konuşmuştu. Aniden işi bırakınca sanırım bazı şeyler karışmış görünüyordu. Kitapçıya girdiğimizde sonunda telefonları susmayı başarmıştı.

Ben çocuk bölümünü ararken bir yandan kitapçının düzenine bakıyordum. İçeride küçük bir kahve dükkanı vardı. İnsanlar kahvesini alıp kitap okuyabiliyordu. Kitaplar saatlik kiralanabiliyordu. Farklı ve güzel bir uygulamaydı. Mert ilgisiz bir şekilde etrafına bakınırken beni takip ediyordu.

Sıradan Where stories live. Discover now