30.Bölüm " Tarzını değiştirelim."

4.7K 355 125
                                    

İçeride yemek masasına geçtiğimizde bu sefer daha sakin bir şekilde yemeklerimizi yemiştik. Merve anne bebekle ilgili sorular soruyordu. Bu bahaneyle ileride sıkıntı çıkabilir diye onlara önceden haber vermiştim. Kimseyi çok ümitlendirip heveslerini kursağında bırakmak istemiyordum. Merve anne elinden ne geliyorsa yapmaya hazırdı. Mert bunu sorun bile etmemişti. En azından benim bir şeyler başardığımı görmek onu mutlu ediyordu. Bana bu şekilde güvenmesi beni rahatlatıyordu.

Ahmet sessizdi. Sadece bizi dinledi. Lafa hiç karışmadı. Bu sefer Merve anne konuşmaya başlamıştı. Olaylardan bahsetmek istiyordu.

" Kızım Orhan babanın avukatı şirketi kendine bırakmak için vasiyete yeni maddeler eklemiş. Mert'in üzerinden bazı şartlar koymuş. Orhan baban tabi kaç yıldan bu yana avukatına güveniyor. Yazılanları çizilenleri bir daha kontrol etmemiş. Onun böyle şeyler yapacağı aklına gelmezdi. Benimde gelmezdi. Ama bunu biraz örtülü yollardan yapmaya çalışmış. Oğlunu ve seni öne sürmüş. Eğer boşandıktan sonra sizin görüştüğünüzü buluştuğunuzu yani bir kanıt elde ettiğinde bunu bizim aleyhimize kullanıp şirketin bütün hisselerini kendine geçirecek. Ama biz bu avukatın arkasında daha güçlü bir adam olduğunu düşünüyoruz. Büyük adamlar kendi işlerini başkalarına yaptırır. Öyle bir oyun oynuyorlar ki ama kendilerini de haklı çıkarmaya çalışıyorlar. Yani olayları dolaylı yollardan halletmeye çalışıyorlar dikkat çekmemek için. Bu sefer Mert'i ve Mert'in sevdiklerini kullanıyorlar. " şaşkınlıkla onlara bakıyordum. Gerçekten böyle şeyler mi olmuştu. Nasıl yani? Peki bugün ya yakalansaydık? Bir sürü sorun mu çıkacaktı.

" Biz Orhan babanın kalp krizinin de bazen normal olmadığını düşünüyoruz." Ahmet ellerini birleştirip çenesinin altına koymuştu. Herkes düşünceliydi.

" Nasıl yani Orhan babanın herhangi bir hastalığı yok muydu?" olayları anlamaya çalışıyordum.

"Vardı ama bir anda kalbini etkileyecek şeyin ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz." Merve anne lafa girdiğinde Mert'e doğru bakmıştım. Acaba o gün kavgamızdan dolayı mı daha kötü olmuştu. Suçluluk duygusu içimi kaplarken ne diyeceğimi bilememiştim. Gerçekten benim yüzümden mi olmuştu acaba? Bu düşünceyi kafamın içinden uzaklaştırmaya çalışıyordum. Mert düşünceliydi.

" Sanırım annenlere birilerini gönderdiler. Seninle herhangi bir ilişkim olup olmadığını çözmeye çalışıyorlar. Kanıt arıyorlar. " Mert düşünceli bakışlarıyla bana bakarken sandalyeye sırtını dayanmıştı.

" Esra kızım biraz daha sabredebilir misin? Annenleri de uyarsan? Mert'le görüştüğünü falan söyleme kimseye. Annen babanda olsa. İnsanın boşluğuna gelir ağzından kaçırır. En azından şu avukatın bir açığını yakalayıp şirketten kovana kadar. Ahmet onu araştırıyor şu an. Ama adam çok zeki. O kadar çok davayla insanla uğraşmış ki nerde ne yapacağını çok iyi biliyor." Merve anne sanki avukatı çok iyi tanıyor gibiydi.

" Neyse Merve yenge ben kalkayım. Annemler beni bekliyordur. Esra seni de bırakayım. Artık çok dikkat çekmeyin." Ahmet böyle söylediğinde Mert'le ikimiz birbirimize bakmıştık. Mert burada kalmamı istiyor gibiydi.Ama böyle olayları düşününce gitmem daha doğru olur gibi görünüyordu. Kimse bir şey söyleyemiyordu.Mert ne git diyebiliyordu ne de kal. İkimizde ayrılmak istemiyorduk.

" Ahmet sen git. Ben hallederim oğlum. Bugün Esra kızımı burada ağırlayalım..." Merve anne Mert'e göz kırptığında Mert mutluluktan havalara uçacak gibiydi sanki.

" Anam sen cansın !" annesine uzaktan öpücük attığında Merve anne gülümsemişti sonra hüzünlendi.

" Sevdiğini kaybetmenin ne demek olduğunu ben bilirim be oğlum. Ölümlü dünya. Biraz sınırlarımızı zorlayalım. Ama sadece bugünlük. " Merve anne benimde gönlümü fethetmişti resmen. Gülümsemeden edemiyordum.

Sıradan Where stories live. Discover now