23.Bölüm " Biz"

3.5K 394 77
                                    

" Anladım. Belki bu sefer onu rahat bırakmalıyım biraz." Orhan baba böyle söylediğinde onaylarcasına başımı salladım.

" Kendine geldiğinde gelecektir. Bence siz onu aramayın. Biliyorum bir baba olarak bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz ama iki taraf da zarar görüyor. Ben de arada kalıyorum. Ben Mert'le güzel bir hayat geçirmek istiyorum. Onun üzüldüğünü görmek istemiyorum. Lütfen kocamı üzmeyin artık." kocamı üzmeyin mi demiştim ben. Bu cesaretin nerden geldiğini bilmiyordum. Mert'in ağlamasına katlanmıyordum. Orhan baba bile şaşırmıştı. Sonra gülümsedi.

" Oğluma kendini fazla kaptırmışsın gibi görünüyor. Bu arada seni görmüşken uyarayım.İyi bir kızsın buna hiçbir lafım yok. Oğluma değer veriyorsun. Ama sıkıntı şu.Çocuğunuz olmayacaksa oğlumla daha ileri gitmeni istemiyorum.İleride bu sorunlara yol açmaması için önceden uyarmak istedim. Bu benim hassas noktam. Beni anlayacağını umuyorum. O kadar toleranslı biri değilim. Ben gerçekten bir torun istiyorum. Senlik bir mesele de değil. Seni hiçbir şey için suçlamıyorum. Sadece..." Orhan babanın konuşması beni yerle bir etmişti resmen. O kadar sinirlenmiştim ki " Çocuğumuz olacak! Siz araya girmeseydiniz her şey daha güzel olacaktı." sesimi biraz yükseltmiştim. Ne söylediğimin farkında değildim. Benim de hassas noktama dokunmuştu. Mert'i bırakmayacaktım. O beni istemeyene kadar onu bırakmayacaktım.

" Hem Mert kavga ettiyse benim için etti. O Ahmet denen adam bana sarkıntılık yaptığı için bir güzel patakladı. Oğlunuza neden yaptı diye bile sormadınız. Karınıza biri sarkıntılık yapsa hoşunuza gider mi? Lütfen şimdi gidin." bunları nefes bile almadan bir çırpıda söylemiştim. Orhan baba dışarı çıktığında arkasından hızla kapıyı çarpmıştım. Sinirlerim bozulmuştu. Bir de Orhan baba üstüme geliyordu. Mert'i başka bir kadınla düşünemiyordum. Benden ayrılıp çocuk yapmak için başka biriyle mi evlenecekti. Bu düşünceyi şu an kaldıracak bir psikoloji de değildim.

Kapının önünde bir kaç dakika bekledikten sonra bir sesle korkuyla yerimden sıçramıştım.
" Waow Esra harikaydın. Kocamı üzmeyin lütfen. Çocuğumuz olacak...Bu performansı beklemiyordum." Mert benim odamdan çıkmış altında sadece eşofman altı var sırıta sırıta bana doğru geliyordu. Onu görünce şok yaşamıştım. Gitmemişti. Burdaydı.

" Babam sorununu da çözdüğümüze göre kahvaltımızı yapabiliriz.Ben sana dedim babam erkenden damlar diye. Ama uykundan seni kaldıramadım ki.." O benim yanıma gelirken kaşlarımı çatarak ona bakıyordum. Gözlerimden yaşlar dökülürken o tam önümde durduğunda hızla tokatı suratına yapıştırmıştım. O gitti diye neler düşünmüştüm. Düşünmek istemesem bile aklımdan binbir tane kötü senaryo geçmişti. Yumruklarımı sıkıp bir tane daha tokat atmamak için kendimi zor tutuyordum.

" Çok mu komikti yaptığın şey! " Bağırdığımda Mert sadece ayakta dikelmiş beni izliyordu. Bakışları anlayışlıydı. Tokat attığım için kızmamıştı. Onun gitmediğini görmek hem içimi rahatlatmış hem böyle bir şey yaptığı için ona deli gibi kızmıştım.

" Duygularımla oynamayı bırak! Ve gel buraya!" ona hızla sarıldığımda ağlamaya devam etmiştim. Mert elleriyle saçlarımı okşarken hiçbir şey söylemişti. Beni sakinleştirmeye çalışıyordu susarak.

" Çocuk istiyorum !" diye ağlamaya devam ettim. Onu kimsenin benden almasına izin vermek istemiyordum. Mert'i başka kadınla evli mutlu çocuklu olmasını düşünemiyordum.

" İlişkiye girmeden nasıl çocuk yapacağız Esra. Bana bunu bir söyle. Benden korkuyorsun. Senle daha sevişemedim bile. Ben bu ürkek tavşanı nasıl yola getireceğimi bilemedim ki. " Mert'in sesi yorgun geliyordu. Başımı geri çekip onun gözlerinin içine bakmıştım. Belki o an devam etse gerisi gelecekti ama bizim hep yarım kalıyordu. Ben de istiyordum. Onunla daha derin bir şey yaşamak istiyordum. Bana yardım etse belki o aşamayı geçebilirdim.

Sıradan Donde viven las historias. Descúbrelo ahora