30-4. Bölüm

2.1K 272 118
                                    

Film mi beni izlemişti ben mi filmi anlayamamıştım. Sinemadan çıktığımızda bizim kızlar Facebook'ta fotoğraflarımızı sınıf grubuna atmıştı. Herkes bana geçmiş olsun dileklerini iletirken Ahmet'le olan fotoğrafımızın altına deli gibi yorumlar atanlar vardı. Ahmet hadi evlenme teklifi et diyen vardı. Gaza getirmeye çalışanlar. Herkes son sene birbiriyle uğraşıyordu. Bizim sınıfta bazıları çıkıyordu. Üniversite bitince evlenmeyi düşünüyordu. Bu yüzden insanlar birilerini birileriyle hemen yakıştırıyordu. Ayşe'nin pek hoşuna gitmemiş gibiydi.

" Acaba bizim fotoğrafı kaldırsak mı?" Dediğimde herkes karşı çıkmıştı.

" Kaldırırsan daha çok ciddiye alırlar. Bırak eğlensinler . Bizim sınıf hep öyle."

Onlar böyle söyleyince bir şey diyememiştim. " Ahmet sen Ayşe'yi bırak onun evi uzak. Ben şuradan bir taksiye binerim. Şule'yi de Enes'le Yasin bıraksın aynı yöne gidiyorlar zaten. Ben hemen gidiyorum anneme haber vermeyi unutmuşum biraz azar yedim." ben hızlıca bir şeyler söyleyip onların yanından ayrıldıktan sonra hemen bir taksiyle eve gelmiştim.

Evin kapısının önüne aceleyle geldiğimde kapının aralıklı olduğunu görünce şaşırmıştım. Bu kapı niye açıktı? İçeriye girdiğimde karşımda eşofmanlı Mert'i görünce aklım çıkmıştı. Saçları dağınık elinde bir su bardağı ile bana bakıyordu.

" Sessizce gir. Annenler uyudu. " alçak sesle konuşurken saatime bakmıştım . Onbir buçuk olmuştu. Annemler erken yatardı. Sabah erken kalkıp işe gideceklerdi. Aklımdan her şey tamamen silinmiş gibiydi. Yanıma anahtar da almamıştım. Sanırım Mert'i tembihlemişlerdi. Kapıyı yavaşça kapatıp sessiz adımlarla odama yürürken annemlerin odasını geçtikten sonra rahatlamıştım. Kadın kızmakta haklıydı. Mert arkamdan gelip odasına girince bir an olduğum yerde kalmıştım.

Mert evdeydi? Ne ara gelmişti bu çocuk? Ne alaka kapıyı beklemişti? Bir dakika Mert gelmişti. Annemlere neden haber vermemişti o zaman? Sinirimle onun odasına girmiştim. Yatağında uzanmış yine bir şeyler okuyordu. Yanına gidip hızla elindeki kitabı almıştım. Tam sesimi yükselteceksen annemlerin uyuduğu aklıma gelmişti. Sonra sesimi alçak tutup " Neden anneme haber vermedin? " ona ters ters bakarken Mert yatağında doğrulmuş elimdeki kitabı hızla çekip almıştı. Sonra okumaya devam etmişti.

Gözlerimi devirip yatağın üzerine oturdum.  " Bak Mert geleceksin madem en azından annemlere söyleyebilirdin. Ne zaman geldin sen?" başımı çevirip onun eşofmanlarına bakarken o yastığını sırtına koyup oturur pozisyona geçmişti. Ayaklarını uzatmış elindeki şeyi okuyordu.

" Babana haber verdim. Annene haber vermeyi unutmuş. Şimdi odamdan çıkarsan kitabımı okuyacağım. " Bir an ağzım açık kalmıştı. Bütün söyleyeceklerimi içime tıkmıştı. Babama bir şeyi söylersin on kere unuturdu.Derin bir nefes alıp başımı önüme eğip ağız ucuyla " Özür dilerim. Bir an söylemedin sandım. Tamam söylemek zorunda değilsin ama..." bir şeyler gevelerken daha sonra Mert'in yüzündeki alaycı gülümsemeyi görmüştüm. Bu durumla eğleniyordu sanki. Yanaklarıma hava doldurup bırakmıştım. Konuyu değiştirsem iyi olacaktı.

" Günün nasıl geçti?" yatakta biraz ona doğru dönmüştüm. Elindeki manganın sayfalarını çevirirken " Fena değil." Demişti sadece. Gözleri kitaptaydı. Bana sormayacak mıydı?

" Teşekkürler benimde güzel geçti. Fotoğraf çekildik biraz sinemaya gittik. Uzun zaman olmuş dışarı çıkıp eğlenmeyeli. Sen bizim sınıftaki kişileri tanıyor musun? Çok fazla onlarla muhabbetin olduğunu görmedim. " Mert pek ilgilenmiyor gibiydi. Ne okuyordu böyle? Sinirle yanına sokulup elindeki kitabı almıştım. Bende onun gibi bacaklarımı yatakta uzatıp onun yanına sokulmuştum.

Sıradan Where stories live. Discover now