54.Bölüm

1.4K 191 52
                                    

—-

Eve vardığımda babam benim bu saç baş dağılmış halimi görünce çok şaşırmıştı. Beni yavaşça kolumdan tutup koltuğa oturtmuştu.

" Ne oldu kızım sana böyle?" ağlamaktan makyajım akmış olmalıydı. Yüzümün halini şu an kendim bile görmek istememiştim. Hızla babama sarılıp hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım. Kalbim acıyordu. Kendi tuzağıma kendim düşmüştüm.

" Baba evlenmek istemiyorum ben." ağlarken o beni teselli etmeye çalışıyordu.

" Tamam kızım hiçbir şey için kendini üzmeye değmez. Nasıl mutlu olacaksan öyle devam et. Yeter ki böyle ağlama." babamı gerçekten çok seviyordum. Hayatımda gördüğüm en iyi adamdı. Benim gibi bir kızı olduğu için utanmalıydı ama o her zaman benim arkamdaydı. Kocaman bir çınardı. Annem bu yaptığıma kızacaktı ama babam beni destekleyecekti. Benim mutlu olmamı isteyecekti.

Bu yüzden onun için her şeyi yapmak istiyordum. Benim için bu kadar emek veren bir adam için her şeyi yapmamak beni üzerdi.

" Güzel bir iş bulacağım ve sizinle yaşamaya devam edeceğim. Ben hayatımdan mutluyum." iç çekerken o hala benim sırtımı sıvazlıyordu.

" Bazen hayatta yanlış yapmadan doğru yapman gereken şeyi bulamazsın. Bazen tekrar tekrar yaparsın. Bazen bir kere yaparsın. Ama insanlar yanlış yapmaya devam edecek kızım. Kimse dört dörtlük değil. Bazı durumlarda bazı şeyleri olduğu gibi kabullenmelidir ben sana bunu her zaman söyledim." onun öğüt verici sesi beni biraz üzmüştü. Geri çekilip gözlerinin içine bakmıştım. Bazen öğüde ihtiyacım yoktu.

" Baba seni dövenler kimdi hatırlıyor musun? " merak ediyordum gerçekten babamı döven kişi kimdi? Onu o hale getiren kişi kimdi?

" Kızım bu konuyu ben kapatalı yıllar oldu sen niye açıyorsun?" babam bakışlarını benden kaçırmıştı.

" Ne demek yıllar oldu baba. Benim öfkem hala geçmedi." sinirli bir şekilde ona bakıyordu. Babam zorla gülümsemişti.

" Kızım bu kini içinde taşıma kendine zarar verirsin." babam biraz dalıp gitmişti.

" Baba doğruyu söyle seni Oğuzhan mı dövdürttü. Bilmemezlikten mi geldin? Neden susuyorsun? " bir cevap istiyordum ondan. Babam derin bir iç çekti. Uzun uzun düşündü.

" Evet o çocuktu. Yüzünü ilk başta hatırlayamadım. Ama sonradan fark ettim. O çocuktu kızım." babam bunu söylediğinde öfkeyle ayağa kalkmıştım.

" Nasıl sana böyle bir şey yapar! Nasıl.." aklım almıyordu delirmek üzereydim. Babam benim kolumdan tutup beni tekrar oturtup sakinleştirmeye çalışmıştı.

" Otur kızım otur önce." babam neden bu kadar sakindi. Zorla gülümsüyordu.

" Bunu söyleyemedim. Yaptığım yanlışı söyleyemedim size. Ben hatalıydım. Onlara ben ihanet ettim. Onlardan habersiz atlarını başkalarına satan bendim. Onlara bir oyun oynadım ve başımda patladı. Oğuzhan beni gördüğünde yine olgun davranıp bana bir şey yapmadı. Ya da babasına bir şey söylemedi. Beni tanımamazlıktan gelince bende aynı şekilde davrandım. Eskiyi gelip senin yüzüne karşı söylemedi. Beni sana düşman etmediği için ona teşekkür ederim.O kin bağlayan bir çocuk değil bunu anladım. Beni başkaları dövmedi. Ben önce ona saldırdım. Ona yakalanınca korktum ve onu bıcaklamaya çalıştım. Kendini savundu ve bir an kendini kaybedip beni çok fena dövdü. Kendi hatamın bedelini yıllardır çekiyorum. Yediğim ekmeğe tüküren ben oldum. İhanet insanı en çok yıpratan şeydir. Seninle evlenmeye karar vermesine anlam veremedim. Benden intikam mı alıyor diye düşündüm. Ama onunla evlenmeyi istediğinde çok şaşırdım bir şey söyleyemedim. İki arada bir derede kaldım. Ben çok özür dilerim kızım. Sana yalan söylediğim için. Senin bu kadar zarar göreceğini düşünmemiştim. " babam derin bir iç çekerken duyduklarım karşısında bir an afallamıştım.

Sıradan Where stories live. Discover now