58.Bölüm

1.8K 196 89
                                    


" Asaf bey bu arada ben size teşekkür etmek istiyorum. Küçükken beni ata bindirdiğiniz için. Sanırım o sizdiniz." aklıma Asaf bey'in iyiliği gelmişti.Hemen teşekkür etmek istemiştim.

" Kızım artık Asaf baba de sen bana. Böyle resmî olmasın." Asaf baba demek biraz garipti ama diyebilirdim. Artık bir aile olmak istiyordum. Güzel bir aile.

" Bu arada...Ne demek kızım. Bizim oğlana söylemiştim aslında seni. O hatırlamaz belki. Her gün senin gelmeni bekliyordu. Çok büyük kavga etmiştiniz ama ben seni ata bindirdikçe sana alıştı. Her gün o kız ne zaman gelecek baba deyip duruyordu. Dedim bizim oğlan bu kıza abayı yaktı. Sonra sen gelmemeye başladığında kısa bir süre ata binmemek için diretti. Sen gelince ata binecekmiş. Sen de ona bakacakmışsın. Yoksa ata binmenin anlamı yokmuş. Bak bak velede dedim. Kız tavlayacak bizimkisi. O yaşta. " gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Ama küçük bir kahkaha atmıştım. Oğuzhan kolumu dürtmüştü.

" Baba ya! Sen de beni rezil ediyorsun. Arkadaş olarak bekliyordum belki nerden biliyorsun!" Oğuzhan utanmıştı. Bunu görebiliyordum. Belli etmemeye çalışıyordu.

" Arkadaş mı! Oğlum kızı gidip öptün! İyi babası görmedi. Başımıza ne olacak bu dedim yani. Az fena değildin! " beni öptüğü günü hatırlıyordum. Ama o masum bir öpücüktü.

" Sonuçta istediğim kızı kalbim her zaman bulmuş. Seçmiş. Bak şimdide o yanı başımda. " bu sözleri söylerken ciddileşmişti. Bu sözlerden sonra uzanıp onu öpesim gelmişti. Ama kendimi zor tutmuştum. Sadece gözlerinin içine baktım. Sevgimle.

" İyi bakalım öyle olsun. Kolun nasıl oldu? Gelin kızım iyi bakıyor gibi sana. Şuna bak keyfin bile yerine gelmiş. Kızım sen buna hangi ilacı verdin böyle. " dediğinde neyi mana ettiğini anlamıştım.O kadar utanmıştım ki bizim birlikte olduğumuzu anladığına emindim. Yaşlı kurttu. Asaf baba hiç salak birisi değildi. Oğuzhan'la göz göze gelmemeye çalışmıştım.Konuyu hemen değiştirmek istemiştim.

Oğuzhan sol eliyle saçlarımı düzeltmeye başlamış anlamlı bir şekilde gözlerimin içine bakıyordu. Sonra elini saçından çekti.Elinin tersiyle yüzümü okşamaya başladı.Babasının yanında daha fazla yaptığımız şeyi ortaya çıkarıyordu.Dokunuşları nazikti. Bakışları ise benimle uğraşır gibi bir o kadar da muzipti.

" Yarın bir nikah memuru gelecek. Annenle babanı da çağıralım mı Elif kızım?" Asaf baba tekrar bu soruyu sorduğunda hemen ona doğru dönmüştüm.

" Ben bugün bir eve gidebilir miyim? Beni eve bırakabilir misiniz? Onlarla önce kendim konuşmak istiyorum. Kahvaltıdan sonra gidebilirim." Oğuzhan biraz düşünceliydi.

" Evde mi kalacaksın?" Oğuzhan'ın merakla kaşları havaya kalkmış sesinde bir keyifsizlik vardı.

" Ailemi görmem gerekiyor Oğuzhan. Biliyorsun bir de diğer ev var." ona hatırlatma yaparken keyifsiz bir nefes alıp gözlerini devirerek bana baktı.

" Kahvaltıdan sonra seni bıraksınlar akşam alırlar. Benimle kalmanı istiyorum." Oğuzhan sertleşince masaya bir karamsar hava çökmüştü. Asaf baba bir şey diyememişti. Oğluyla uğraşmak istemiyor gibiydi.

" Bir yere kaçmıyorum canım." onun yanağına elimi yerleştirip gözlerinin içine baktım.

" Bir gün sadece. Hem bazı konuşmam gereken şeyler var. Yanlış anlaşılmaları düzeltmen gerekiyor." ona ısrarla bakıyordum.

" Tamam bunu akşama kadar anlatabilirsin. Sonra yanımda olmanı istiyorum. Beni bu halde mi bırakacaksın?" biraz çocuklaşmış kolunu göstermişti. Bu hareketi beni güldürmüştü.

Sıradan Where stories live. Discover now