52.Bölüm

1.5K 196 58
                                    


—-

Ona takım almaya gelmiştik.Üstüne takım elbiseleri tek tek giyerken ona dikkatle bakıyordum. Bana yaptığı gibi sürekli beğenmemiş gibi davranıyordum. Oğuzhan ise hiç acele etmiyordu. Benim aksime daha sakindi. Sinirlenmiyordu. Sadece gidip yenisini deniyordu.

Ağrı kesici alsamda kendimi çok yorgun hissediyordum. Etrafında bir bayan dönüp duruyordu. Kadınlar ona hayran hayran bakıyordu. Ortalama bir erkeğin üstünde bir profili vardı. Bunu itiraf etmeliydim. Oturduğum koltuğun kol koyma yerine başımı koyup onu izlemeye devam ettim. Her giydiği takım elbise üstüne harika oluyordu. Neden bu kadar çekici bir adam olmak zorundaydı? Kadınla konuşurken bazen gülümseyince onun gülüşünü izliyordum. Bir gülüş kendini izlettirmezdi ama onunki izlettiriyordu. Sadece insan bakmak istiyordu. Gözlerimi kapatıp bakmamaya çalıştım. Kendine gel Elif! Onun sana aşık olmasını sağla kendinin ona aşık olmasına izin verme. Seni bu kadar etkilemesine izin verme.

" Bu nasıl?" Oğuzhan'ın sesini duyunca gözlerimi açıp başımı koltuktan kaldırmıştım. Çok keyfim yoktu. Siyah bir takım elbise giymişti bu sefer. Ona siyah farklı bir hava katıyordu. Sanki karakteriyle uyuşuyordu. Bu en son giydiği sanki daha iyi olmuştu. Ayağı kalkıp onun yanına gittim. Çok ilgisiz durmasam iyi olurdu. Benim onun gibi bir kozum yoktu şu an kendimi naza çekecek.

Onun önüne geçip yakasını düzeltmeye çalıştım. Göz göze gelmemeye çalışıyordum. " Yakışmış. Beğendim." bu kaçamak hareketlerim sesime de yansıyordu. Oğuzhan birden kollarını belime dolayıp bana sarılmıştı. Kokusu çok baştan çıkarıcıydı. Başımın üstüne bir öpücük kondurup beni hemen bırakınca afallamıştım. Elleriyle bir şeyi tutarken dudaklarında hafif bir gülümseme yakalamıştım.

" Ne o bana sarılıyorsun falan ? " Ona hoş bir şekilde gülümserken elindeki etiket kağıdını görünce şaşırmıştım. Başımdan kaynar sular dökülmüştü. Bütün gün o etiketle mi dolaşmıştım?

" Etiketi unutmuşsun.Kendini hep komik durumlara düşürüyorsun farkında değilsin." elime etiketi verirken yine gülümsemesini bastıramamıştı. Beni sabahtan beri uyarmıyordu. Bunda gülünecek bir şey yoktu. İnsanlık haliydi. İnsan bir şeyleri unutabilirdi. Artık hareketleri sinirlerimi bozmaya başlıyordu yavaş yavaş. Benimle oynuyordu.Benimle dalga geçiyordu. Beni kullanma peşindeydi. Onun oyuncağı olmak istemiyordum. Hayır biliyorum onunla evlenip kendimi daha çok kullandırtacaktım. Ondan farklı bir şekilde intikam almalıydım. Bu böyle olmazdı. Artık katlanmıyordum. Bu evliliğin sonunun iyi bir yere gideceğini düşünmemeye başlıyordum.

Elimdeki etiketi buruşturup zorla ona gülümsedim. Bugünü bir atlatalım kafamı toparlamam gerekiyordu. " Hadi sen bu takımı al arabaya gel ben gidiyorum." ona normal gözükmeye çalışırken Oğuzhan'ın yüzündeki gülümseme kaybolmuştu.Benim yüzümü dikkatle inceliyordu. Bazen aklımı mı okumaya çalışıyor diye şüphelenmiyor değildim. Hislerimi anlıyor muydu? Duygularım yüzüme mi yansıyordu?

Onu orada bırakıp arabaya gitmiştim. Şoför olarak bugün Yasin abi vardı. Arabaya binince ona selam vermiştim hemen.

" Nasıl gidiyor Elif? Mutlu musun?" güzel soruydu. Mutlu muydum? Mutluluk neydi? Sürekli birinden sevgi beklemek mi? Sürekli intikam düşünmek miydi? Mutlu değildim bu hayattan. İstediğime bir adım daha yaklaşmıştım ama bu sefer bunu istemediğimi fark etmeye başlamıştım. Çünkü sonunda yapmak istediğimi yapamayacak gibi hissediyordum.

" Bilmiyorum biraz garip hissediyorum Yasin abi." başımı çevirip pencereden dışarıya doğru bakmaya başlamıştım. Dalgın dalgın yoldan geçen mutlu çiftlere bakıyordum. Esra ve Mert gibi bir aşk istiyordum. Sevdiğim bir adamdan çoçuğum olsun isterdim. Gelmiş bu saçma oyunlarla hayatımı gençliğimi mahvediyordum. Elime ne geçecekti? İntikamı aldıktan sonra zaten bütün saygınlığımı her şeyimi kaybetmiş olacaktım.

Sıradan Where stories live. Discover now