30-2. Bölüm

2K 281 74
                                    

" Ahmet ben özür dilerim yani..." ayağı kalkıp onun önünden hızla geçip koşar adımlarla sınıftan çıkmıştım. Hocadan özür dilerken bile zorlanmıştım. Kalbim korku ve endişeyle küt küt atıyordu. Koridorda yürürken düşüncelere dalmıştım. Ben Esra'ydım. Annem ve babam memurdu.Abim ticaret yapıyor ve eşi anaokulu öğretmeniydi. Can diye çocukları vardı. Üniversitede medya bölümü okuyordum. Rüyam ve ben sanki tamamen farklı iki dünyaydık. Fazla kitap okumaktan ve film izlemekten rüyalarım saçma sapan bir hal almıştı. Gerçek dünyaya dönmek beni bir an yormuştu. Her gün uyuduğumuzda da aslında binlerce farklı hayat yaşıyorduk. Rüya alemi ne kadar güçlü bir şeydi. İnsanı gerçekten derinden etkileyebiliryordu.Kantine kadar yürümüştüm. Kendime gelmeliyimdim.Kantinden bir su alıp kendimi okulun bahçesine atmıştım. Nefes almak beni rahatlatabilirdi. Bankta oturan Mert'i görünce şaşırmıştım. Elinde bir çay bardağı dersi ekmiş ve çok rahat bir şekilde çayını yudumluyordu. Bir yandan uzaklara bakıyordu. Onu ayakta izlemeye başlamıştım. Tamamen farklı bir havası vardı.

Bu çocuğa karşı neden duygular beslemeye başlamıştım?Ne zaman başlamıştım? Çok fazla dedikodusu yapılıyordu ama kimse onun hakkında çok fazla bir şey bilmiyordu. Gizemli havası merak duygumu kabartıyordu. Sessizce yanına yürüyüp sormadan yanına oturuvermiştim. O ise bacak bacak üstüne atıp bana bakmadan gülümsemişti. Ve çayını yudumluyordu. Ben de suyumu yudumlayıp uzaklara doğru bakmaya başlamıştım. Biraz gergindim. Ahmet'e ne diyecektim? Suyumdan bir yudum daha alırken göz ucuyla Mert'e doğru baktım. Sakindi. Rüzgar eserken saçlarım önüme gelmişti. Onları düzeltirken Mert'in rüyamdakinden daha farklı olduğunu düşünüyordum. Rüyamdaki Mert daha hareketliydi. Daha konuşkan.

" Rüyan seni etkilemiş olmalı. Adın Esra'ydı değil mi? " çayından bir yudum alırken oturuşunu bozmadı. İlk onun bana laf atması biraz şaşırtmıştı.Adımı en azından biliyor gibiydi.

" Sanırım." Dedim onun yanında bende sakinleşmeye başlamıştım. Kelimelerini çok tüketmiyordu.

" Benden mi hoşlanıyorsun?" sorusu afallatmıştı. Kısa ve netti.Saçlarımı düzeltmeye çalışırken sorusuna yanıt vermek için biraz beklemiştim. Kalbim neden hızla atmaya başlamıştı?

" Hoşlanamaz mıyım?" soruya soruyla cevap verirken sesim biraz titremişti. Çayının son kısmını da içtiğinde gülümsedi ve bardağını yan tarafına bıraktı.

" Hoşlanabilirsin. Dünyada birinden hoşlanmak yasak değil sonuçta. Senin duyguların." Hiçbir tepki vermeden bunu söylediğinde ayağı kalkmıştı. Senin duyguların derken? Onun duyguları sanırım farklıydı. Bana karşı bir şey hissettiğini düşünmüyordum. Aslında hiçbir kıza karşı bir şey hissettiğini düşünmüyordum. Sadece yakışıklı ve zengin olduğu için ismi çıkıyordu sürekli.Belki de sevgilisi vardı. Onun hayatı hakkında çok fazla şey bilmiyordum.

" Anladım." Dedim başımı sallarken bende ayağı kalkmıştım.

" Anlamana sevindim." yanımdan geçerken kalbimin parçalandığını hissetmiştim. Rüyaya geri dönmek istemiştim. Onun beni sevdiği zamana geri dönmek istemiştim.

" Keşke hiç uyanmasaydım." Dediğimde Mert bir an durmuştu. Başını bana çevirdiğinde gözlerimin içine uzun uzun bakmıştı. Hayır gerçekten ona olan hislerim rüyamda sadece daha yoğundu. Elim istemsizce kalkmıştı. Elimi onun yüzüne koymuştum. Sonra ona gülümseye bildiğim kadar gülümsemiştim.

" Her neyse uyanmasaydım zaten sen zarar görmüş olacaktın ve bende ölmüş olacaktım. Yani benim yokluğuma da dayanacağını sanmıyorum. Bensiz yapamazdın." ben böyle konuşurken Mert şaşırmış ve elimi bir kenarı ittirmişti.

" Sen kaçıksın galiba . Bir doktora görünsen iyi olur." Bu sözü çok tanıdık gelmişti ve gülümsememi bastıramamıştım. Bu sözünü çok net hatırlıyordum.

Sıradan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin