21.Bölüm " Nefesim olur musun?"

3.4K 414 172
                                    

Ahmet kendi kendine gülmeye başlamıştı.

" İnanamıyorum o kız gerçekten sensin."

Ekiptekiler bana bakarken başımı iyice öne eğmiştim.

" Turgut sen diğerlerini toplayıp Sinem doktorun yanına gidin. " Ahmet emir verdiğinde herkes odadan çıkmıştı.

" Şimdi rahat rahat itiraf edebilirsin." Ahmet'in sesi neşeli geliyordu.

" Neyi itiraf edeceğim?" Başımı kaldırıp ona doğru bakmıştım. O ise bilgisayar masasına kendini yaslamış kollarını birleştirmişti.

" Birinin benden hoşlanması hoşuma gitti. O zamanlar fazla çalışmaktan kızlarla ilgilenememiştim. Ama bir kızın bana baktığını arkadaşım söylemişti. Sadece merak ediyorum neden o zamanlar dikkatini çektim?" Ahmet gerçekten bu sorunun cevabını merak ediyor gibiydi. Ben olduğumu anladıysa yapacak pek bir şeyim yoktu. İnkar etmenin anlamı da yoktu.

" Hoşlanmak değil. Sadece hoş çocuktun. Kitapları seviyordum ve kitap okuyan erkekler dikkatimi çekerdi. Sen işini ciddi yapıyordun. Biraz da yakışıklıydın diyebiliriz hadi." Bende sandalyede geriye doğru yaslanmıştım. Üniversite anılarımı düşünüyordum. Beni ilk etkileyen erkek Mert olmuştu aslında. Sonra erkeklere karşı biraz ilgim başlamıştı. Belki etrafta onu görmek istiyordum bilmiyorum. O sırada gözüme Ahmet takılmıştı.

" Dürüst cevabın için teşekkür ederim. Yakışıklı olduğunu düşünüyorsun yani?" Kaşlarını merakla kaldırdığında onu incelemeye başlamıştım.

Dolgun dudakları orantılı burnu ve hoş bir gülümsemesi vardı. Saç şekli ona ayrı bir hava katıyordu. Bence eksik bir şeyi yoktu.

" Bence seni seven başka kızlar vardır sadece sen görmüyorsundur. Çok işine odaklısın. Biraz etrafına bakmalısın." sevebileceği bir kız bulabilirdi. Ahmet başını öne eğip derin bir nefes almıştı.

" Bir gün patron olsam ilk yapacağım şey şirkete gelmemek ve bir nefes almak isterdim. Dediğin gibi mükemmel olmaktan yoruldum. Hata yapamazmışım gibi davranıyorlar. Bazen Mert gibi olmak istiyorum. Gençliğimi yaşamak istiyorum."
Ahmet böyle söylediğinde kendi kendime gülmeye başlamıştım. Hayat ne kadar garipti. İkisi de kendisini birbiriyle karşılaştırıyordu. Bu beni güldürmüştü.

" Neden gülüyorsun?" Ahmet şaşırmıştı.

Bir şey yok der gibi başımı iki yana sallamıştım. " Akşam turnuvayı kazanmak için elinden geleni yapacaksın değil mi? " merakla bunu sormuştum.

Ahmet başını onaylarcasına sallamıştı. O zaman ben bu işe karışmamalıydım. İkisininde kurtulmak istediği bir hayat vardı. Ahmet'e kaybetmesi için ısrar etmem pek hoş olmayacaktı.

" Peki şimdi bu konuları kapatıp işimize dönelim mi Ahmet? Bana şu sistemlerin nasıl kullanıldığını öğretsen. Güzel bir şeyler ortaya çıkaralım ha ne dersin." kendimi toparlayıp dik durduğumda Ahmet 'te kendini toparlamıştı.

" O zaman yeniden hoş geldin diyelim. Ve işimize koyulalım."

Ahmet akşama kadar bana yardım etmişti. Ondan böyle harika performans beklemiyordum. Bazen beni istemsiz bir şekilde güldürmüştü. Onun da aslında eğlenceli biri olduğunu bugün daha iyi anlamıştım. İşlerimiz bittiğinde herkes büyük hole geçmişti. Gördüklerim karşında az kalsın küçük dilimi yutacaktım. Her yer çok güzel süslenmiş herkes çok mutlu görünüyordu. Herkesin yüzündeki bu heyecan dolu gülümsemeyi görmek çok hoş olmuştu.

Enes bu parti işlerinden anlıyordu galiba. Gözüm Mert'i aramıştı. Onun hala gelmediğini fark ettiğimde gidip telefonla aramıştım ama telefonuma cevap veren olmamıştı. Bir an endişelenmiştim. Babasıyla aralarında daha kötü bir kavga çıktıysa ve Mert... Düşüncelerim yarım kalmıştı. Mert koridordan bana doğru yürürken yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Ama gözlerindeki hüznü görebiliyordum. Yaşadıklarını saklamaya çalışıyordu. Yanıma gelip kolunu belime dolarken insanlara hemen bir duyuru yapmıştı. " Herkes umarım eğleniyordur. Beş dakika sonra turnuvaya başlarız . Sonra programın geri kalanını size duyururum . Ama öncelikle bu parti eşim Esra adına düzenleniyor. Esra'nın bundan sonra hep benim yanımda olması için uğraşacağım. Yeni hayat arkadaşımla mutlu anlar geçirmek istiyorum. Umarım hep beraber bir aile olabiliriz." Mert bunu söyledikten sonra alkışlar ve ıslıklar yükselirken yüzümdeki gülümsemeyi bastıramamıştım. Daha sonra beni bir köşeye çekmişti.

Sıradan Where stories live. Discover now