40-3 Bölüm

2.2K 260 123
                                    

—-

Sabaha doğru kapımız açılmış ve kapının önüne kıyafetler bırakılmıştı. Mert benden önce kıyafetleri görmüştü. Alıp her şeyi bana vermişti. Duş aldıktan sonra üstümü güzelce giyinirken Mert arkamdan sarılıp yanağıma öpücükler konduruyordu.

" Şimdi biraz daha iyi misin? " Mert'in bu ilgisi deli gibi hoşuma gitmeye başlamıştı. Onun yanında aşırı güvende ve mutlu hissediyorum.

" Karnım biraz aç.Şu an iyi gibiyim. Biraz zor yürüyorum." gerçekleri ona söylemek istemiştim.

" Birazdan bir ağrı kesici vereyim sana." Mert bana sarılırken ellerimi onun ellerinin üstüne koymuştum.

" Nalan teyzenin yüzüne nasıl bakacağım?" biraz içimi bu tırmalıyordu.

" Anneme çok kızgınım bunu hatırlatma bile. Resmen bana komplo kurdu." Mert bunu söylediğinde küçük bir kahkaha atmıştım.

" Annen fazla dizi izliyor galiba." dediğimde bu sefer Mert gülmüştü.

" Nerden bildin? " Mert beni şaşırtmıştı.

" Gerçekten mi?" Şaşkınlıkla ona dönüp baktığımda burnunu burnuma dayamıştı ve " Çok tatlısın ..."  neredeyse duyamayacağım bir ses tonuyla bir şeyler fısıldadığında " Ne dedin?" demiştim.

" Yok bir şey... Gel kahvaltı yapalım. Açlıktan ölüyorum." Mert elimden tuttuğu gibi beni mutfağa götürürken ortalıkta kimseyi görememiştim .

Mutfakta hazırlanmış  muhteşem bir kahvaltı vardı. İştah kabartıcı. Ben otururken Mert çayları doldurmak için çaydanlığı almaya gitmişti.

" Annemle babam büyük ihtimal evden ayrıldılar." Mert açıklama yaparken çayları dolduruyordu. Mert'i izlerken bugün onun iyi hissettiğini görebiliyordum. Enerji dolu gibiydi. Onu izlerken bana bakıp göz kırpmıştı. Bu mükemmel insan benimdi. O da masaya yanıma oturduğunda hızlıca ağzına bir şeyler atıştırıyordu. Yemek yemeyi gerçekten seviyordu.

Acıkmıştım ama çok iştahımda yok gibiydi. Mert sandalyeyi yanıma çekip " Biraz güç topla bakalım. " ağzıma bir şeyler verirken onu izlemeye başladım. Ona mutluluk yakışıyordu. Sanki duygularını saldığı için daha rahatlamıştı. Sürekli kendini kastığı için daha soğuk biri gibi duruyordu ama bence sıcacık bir kalbi vardı. Onu sevilesi bulmamın başka nedeni de buydu belki. Ona daha fazlasını vermek istemiştim.

" Seni hep böyle mutlu görmek istiyorum." Mırıldanırken Mert gözlerimin içine baktı. Uzun uzun sonra dudaklarının kenarında bir gülümseme belirdi. Sonra ağzıma bir şeyler vermeye devam ediyordu.

İkimizde sessizleşmiştik. O an Mert'in telefonu çalmaya başlamıştı. Benim telefonumun sesi farklıydı. Mert telefonunu açıp kulağına dayamıştı.

" Alo?" Mert ilk tepkisini verdiğinde onu incelemeye başladım. Biraz bekleyip cevap verdi. " Hayır benim yanımda efendim. Sorun yok yani. Anladım efendim." kimle konuşuyordu acaba babamla mı? Mert telefonu kapattığında nefesini vermişti.

" Babamın yanında çok gerginsin. Sanırım beni aradı ulaşamadı. Şarjım bitmiş olmalı." ona bir şeyler söylerken Mert başını onaylarcasına salladı.

" Bugün ben ev işimizi  halledeceğim. Sen yorulma bugün iyice dinlen. Annemler büyük ihtimal gelmezler. Diğer evde kalırlar. Keyfine bak. Okula yarın gideriz." Mert bana açıklama yaparken onun bazen benden çok büyük olduğunu düşünüyordum. Fazla olgun davranıyordu. Bu hoşuma gidiyordu.

" Bu arada ev için bir isteğin var mı?..." merakla sorarken ağzında kocaman bir salatalık atmıştı.  Aslında bir şey istemiyordum zaten o neresi olur derse kabul ederdim. Benim herhangi bir çabam yoktu. Onu da sıkıntıya sokacak hareketler yapmak istemiyordum. Sonuçta bir evdi. Zamanla eksikler ihtiyaçlar ortaya çıkardı. Bir ev almak hiç kolay değildi. Mert'in durumu iyi olsa da ona yük olmaya niyetim yoktu. Mezun olduktan sonra bir iş bulmak istiyordum açıkçası. Ama ben çocuklarımızı da büyütmek istiyordum. Onlarla ilgilenmek istiyordum. Uyumlu bir insan olmak istiyordum.

Sıradan Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ