20. Bölüm " Bilgisayar"

3.2K 389 43
                                    

" Esra benimle gel." Mert acele etmeden elimi tutarken Ahmet'in gözlerinin içine bakıyordu.

" Mert abi o bakış ne öyle! İnanamıyorum sen bir kızı kıskanıyorsun! Sen ! Kadınların gönlüne taht kuran Mert Tek. Seni tanıdığımdan bu yana çok değiştin Mert abi çok. Esra abla senin bu büyük başarını akşam süper bir şekilde kutlayacağım. " Enes gerçekten çok tatlı bir çocuktu. Umarım kendi gibi eğlenceli birini bulur bu dobralığını kaybetmezdi. Mert gerçekten elimi çok sıkı tutuyordu.

" Mert beni kıskanmaz bir kere Enes." Bunu söylerken bakışlarım Mert'e kaymıştı. O hala Ahmet'le bakışıyordu. İki kedi kavga etmeden önce birbirlerine tüylerini kabartıp bakarlar ya şu an durum tam bu şekildeydi.

" Esra abla sen Mert abiyi götür istersen." Enes fısıldayıp o da aynı havayı sezmiş gibi ortalığı daha fazla karıştırmadan odadan çıkmıştı. Bende Mert'i odadan çıkarırken biraz zorlanmıştım.

" Ahmet'e sürekli neden öyle bakıyorsun?" Mert'le konuşmaya çalışıyordum. Elimi bırakmamış beni bir yöne doğru çekiştiriyordu.

" Sen şimdi onu boşver. Seni doktorunla tanıştıracağım. Ayarladım. Ama için rahat olsun sen ve doktorun arasında kalacak her şey. Bir şey olursa ben senin yanında olacağım." onu durdurmak için elinden asılmıştım.

" Bugün değil lütfen bugün değil. Yarın olsun yarın olsun? Bugün bak akşam parti falan var." Mert'in gözlerinin içine yalvarırcasına bakıyordum. Onu daha boş bir yere çekip gözlerinin içine bakmaya devam ettim.

" Tamam kabul ettim. Bırak önce bunu bir sindireyim. Doktor ikinci aşama olur mu? " gözlerim dolduğunda Mert şaşkınlıkla bana bakıyordu.

" Tamam kimse seni zorlamıyor niye gözlerin doldu sakin ol. Şişt..Ağlama gel buraya ." Mert bana sarılırken bende hızla ona sarılmıştım. Bu korkumu aşmam gerekiyordu. Birisi beni zorlayacağını düşündüğümde içimdeki ağlama isteğimi bastıramıyordum.

" Opps yanlış zamanlama." Enes'in sesini duyduğumda hemen Mert'en ayrılmış kendimi toparlamıştım. Enes arkasını dönüp gideceği zaman Mert onu durdurmuştu.

" Enes buraya gel. Bugün sana bir görev veriyorum. Şimdi Esra ablanı alıyorsun. Akşam hazırlıkları için onunla birlikte markete gidiyorsun. O ne istiyorsa alın. Bir de akşam kaç kişi kalacak onları bir sor. Esra ablanın hava almaya ihtiyacı var."
Mert cebindeki kredi kartını çıkarıp bana uzatmıştı.

" Bunu alın. Ben şimdi şirketten ayrılamam. Babamla toplantıya katılacağız birazdan. " Enes hem şaşırmış hem mutlu olmuştu.

" Bilgisayar ekranı görmekten bıkmıştım ..." Enes tam bunu söylerken Mert " İşinden memnun değilsen başkasını bulalım o zaman Enes." Lafı yapıştırmıştı Enes'e.

" Mert abi her seferinde böyle yapıyorsun . Beni kovmakla tehdit ediyorsun. Hiç kimseye yapmıyorsun bunu. Neden benimle uğraşıyorsun!" Enes'in biraz çocuksu hareketleri vardı.

" Seni kardeşi gibi görüyordur. " derken Mert'in elindeki kartı alıp cebime koymuştum. Mert Enes'in saçlarını karıştırıp " Kendin kaşınıyorsun." Demişti.Enes bir şey söylemeden eliyle yolu göstermişti.

" Buyrun Esra abla . Emrinize amedeyim. Beni Mert abiyi bugünlük çevrimdışı görüyorum. Moralimi bozmuyorum." Enes'in yüzünde muzip bir gülümseme vardı.

" Teşekkür ederim Mert. " Mert'e anlamlı bir bakış atarken o da derin bir iç çekmişti. Düşünceli olması hoşuma gidiyordu. Daha önce beni kimse böyle düşünmemişti. Benim için bir şeyler yapmamıştı. Annem ve babam haricinde. Düşünülmek ve sevilmek gerçekten harika bir histi. Ama sevdiğin kişinin üzüldüğünü görmek işte o zaman kalbin paramparça oluyordu.

Sıradan Où les histoires vivent. Découvrez maintenant