56.Bölüm

1.6K 204 83
                                    

" Fazla düşünme. Hadi üstünü değiştir." o beni giyinme kabinine götürürken ellerimize baktım. Elimi sıkı sıkı kavrıyordu. Sürekli birilerinden şüphelenip duruyordum. Bazen Oğuzhan'dan bile ama ona karşı koyamıyordum. Duygularım beni esir etmişti.

" Sen bekle." içeriye girdiğimde hemen üstümü giyinirken Oğuzhan'ın hareketlerini düşünmeye başlamıştım. Bir anda bana yaklaşması. Bir anda beni baştan çıkarmaya çalışması. Aslında ona baktığımda onun kötü bir düşüncesi olduğunu düşünmüyordum ama yine de içimde bir şeyler vardı. Ona güvenmek istiyordum ama güvenemiyordum. Hem tam olarak güvenmiyor ama hem onu istiyordum.

Bedenime kıyafetler tam olmuştu. Kabinden çıkarken Mert'in elleri cebinde dalgın dalgın atlarına baktığını gördüm. Ben çıktığımda bana doğru bakmıştı. Beni baştan aşağı süzerken onun bakışlarını takip ediyordum. En son gözlerini gözlerimle buluşturduğunda gülümsedi. Samimi bir gülümsemeydi.

" Düldül seni özledi." elimden tutup beni Düldül'ün yanına götürürken ellerimize bakıyordum merakla. Bunu hep yapmak istiyordum. Beni sahiplenmesini istiyordum.Ona beni hatırlayıp hatırlayamadığını sormak istiyordum. Benden neden bazı şeyleri sakladığını soracaktım. Düldül'ün yanına geldiğimde Oğuzhan bana yardım ederken gözlerim ondaydı. Ben ata iyice yerleşmiştim. Sonra Oğuzhan Düldül'ü yerinden çıkarıp yavaş yavaş yürütmeye başladığında Düldül'ün tüylerini okşamaya başlamıştı. Açık alana geldiğimizde Düldül'ü durdurup kendi de arkama binmişti. Bana kollarını dolarken iyice gerilmiştim. Onunla ne zaman vücutlarımız temas etse nefesimi tuttuğumu fark ediyordum. Onunla birlikte olduğunu hatırlamıyordum. Hiçbir şey hatırlamamak sinirlerimi bozuyordu sadece. Hiçbir şey yaşanmamış gibiydi. Ama o beni gayet iyi hatırlıyordu.

"İpleri sen tut..." Oğuzhan eğilip ipleri ellerime vermiş daha sonra kendisi ellerini benim karnıma doğru getirmişti. Beni kendisine daha çok çekip başını omzuma doğru yerleştirmişti. Gerginlikten ipleri çok sıkı tutuyordum. Belki bugün o arabaya binmemeliydim. Ona göre hareket ediyordum. Ona karşı koyamıyordum.

" Oğuzhan beni hatırlıyor musun? O gün sana bir şeyler anlatıyordum ve sadece gülmüştün ama bana bildiğini söylemedin.İlk aşkımın sen olduğunu biliyordun." lafı bir şekilde dolandırıp oraya getirdiğimde Oğuzhan arkamda hiç hareket etmemişti. Biraz sessizlik olmuştu.

" Babam anlattı ama seni hatırlayamadım. Seni utandırmak istemedim. " sesi sakin geliyordu. Doğruyu mu söylüyordu? Başımı çevirip ona doğru bakmaya çalışmıştım.

" Babamı gördüğünde de tanımamazlıktan geldin." bu ikinci sorum onu biraz afallatmış hatta benden gözlerini kaçırmıştı. Bu beni biraz sinirlendirmişti. Biliyordu bazı şeyleri. Ama ne kadarını biliyordu?

" Benim kim olduğumu biliyor muydun? Ben hırsızın kızıydım. Bilmesen bile o gün fark etmiş olmalıydın? Benden sürekli bir şeyler saklıyorsun? Peki senin amacın ne? " biraz öfkelenmiştim. Hatta attan inmek istediğimde beni durdurmuştu.

" Kim olduğunu o gün öğrendim. Babanı da biliyordum. Ama baban ve sen aynı kişi misin? Ben babamla aynı mıyım? Benim kendi düşüncelerim yok mu? Peki senin düşüncelerin? Seni babana göre değerlendirirsem sen de hırsızlığa yelteneceksin öyle mi? Tamam benden neyi çalacaktın?" son sorusu bu sefer beni afallatmıştı. Aslında onun her şeyini çalmak istemiştim. Ama ilk başta onun babama zarar verdiğini düşünüyordum. Peki o da aynı şekilde bana kin tutar mıydı? Babam ona hata yaptığı için bana karşı bir tuzak kurar mıydı? Ne tuzağı kuracaktı? Eğer isteseydi videolarımı çoktan kullanırdı.

" Diyelim ki her şeyini çalmak istedim. Tüm varlığını , seni kendime aşık edip her şeyini elinden almak isteseydim ne yapardın?Ya ben böyle biri olsaydım?" gözlerimi kaçırıp önüme dönmüştüm. Dişlerimi endişeyle dudaklarıma geçirmiştim. Oğuzhan kollarını belime iyice sarıp çenesini omzuma tekrar yerleştirdiğini hissettim.

Sıradan Where stories live. Discover now