30-7. Bölüm

2.1K 270 144
                                    

—-
Yatakta yatarken biri beni dürtüyordu sürekli. Bu yatak çok güzeldi. Uyanmak istemiyordum.

" Esra hadi kahvaltı yapacağız." Mert'in sesiydi bu yastığı alıp başımı onun içine gömmüştüm. Uyumak istiyordum. Erkeden kalkıp okula gitmek istemiyordum. Yastık birden ellerimden gitmişti. Sersem sersem yatağın üzerinde doğrulup oturmuştum. Gözlerimi açamıyordum.

" Mert yatağın çok güzeldi. Hep burada yatmak istiyorum. Yumuşacık. Benim yatağım çok sert. Keşke evlenince evimize böyle bir yatak alsak." sahroş gibi konuşuyordum. Gözlerimi açamamıştım. Gözlerimin içi yanıyordu.

" Biz zaten evliyiz Esra..." Mert bunu söylerken gözlerimi aralamaya çalışıyordum.

" O zaman bana böyle güzel gecelikler alıp böyle rahat bir yatak alacak mısın ?" ellerimi uzatıp onu aramaya başlamıştım. Ellerimi onun omuzlarına yerleştirdiğimde onu kendime doğru çekip boynuna kollarımı dolamıştım.

" Alacak mısın?" mırıldanırken Mert derin bir iç çekmişti.

" Alacağım. Sana daha güzellerini alacağım. Ama şimdi uyan annemler bekliyor. Hala ayakta uyuyorsun" Mert beni kendinden ayırmaya çalışırken onu bırakmamıştım.

" Sen almazsan şu hukukçu alır. Onunla evlenirim... Biz evlendik mi ki? Rüyamda sanki boşanıyordum. Başka adama aşık oldum sanırım." rüyalarım artık gerçek dünya ile karışmaya başlamıştı.

" Esra daha fazla saçmalamadan..." Mert beni hızla kucaklayıp lavaboya götürüp yüzüme su çarpmıştı. Bir anda ayıldığımda nerde olduğumu fark etmiştim. O sırada telefonum çalmaya başlamıştı. Mert beni yere bıraktığında koşup telefonuma cevap vermiştim.

" Esra kızım? Eve gelecek misin?" arayan kişinin annem olduğunu duyunca şaşırmıştım.

" İyi misin anne? " annemin sesi endişeli geliyordu.

" Ben iyiyim ama baban iyi değil . Kimseye bir şey çaktırmadan taksiye binip kendin eve gel. Acil." annemin üzgün ve endişeli sesini duyunca kendime gelmiştim. Mert yüzümdeki ifadeye bakıyordu.

" Ne oldu?" o merakla ne olduğunu sorarken etrafıma bakındım. Kıyafetlerimi bulup hemen üstümü giymiştim.

" Siz kahvaltıyı yapın Mert benim acil işim var. Annelerden benim adıma özür dile. Seni sonra ararım." Mert bir şey söylemeden evden fırlamıştım.

Annemin sesi kötü geliyordu. Normal değildi. Bu beni korkutmuştu.

——

Eve nasıl geldiğimi bilmiyordum. Babam evde baygınlık geçirmişti. Kalbi çarpıntı yapmış. Dün gece çok kötüymüş ve uyuyamamış.

" Esra senden beklemediğimiz şeyler yapıyorsun. Biz sana her zaman açık sözlü olduk. Seni kısıtlamadık ama sen bize yaptığın şeyleri söylemedin . Sakladın. " annem babama su verirken suçlu bir şekilde onlara bakıyordum. Babam bir koltukta halsiz bir şekilde uzanıyordu.

" Neden onunla hemen evlendin? Yoksa hamile mi kaldın? Baban bunu düşününce aklı gitti. Benim kızım böyle bir şey yapmaz dedi." annemin konuşması beni afallatmıştı.

" Hayır anne! Ne hamilesi! Sandığınız gibi değil. Ben..." nasıl bir açıklama yapacaktım. Şimdi tam olarak mantıklı bir açıklama bulamamıştım.

" Kızım biraz o çocuktan uzak durup ne yaptığını düşünmeni ve bana bunu neden yaptığını açıklamanı istiyorum. İkinize de kızmak istemiyorum. Arkadaşların aradı ve son zamanlar çoğu derse gitmiyormuşsun.  Baban seni okutmak için o kadar uğraştı. En azından okulunu önce bitir . Ailenin emeklerine saygılı ol." annem böyle söylediğinde yerin dibine girecek gibi olmuştum. Ailemi üzmek istemiyordum. Benim her deliliğime katlanan bu güzel insanların üzülmesini istemiyordum. Son zamanlarda devamsızlığım çoğalmıştı. Ailem haklıydı. Kendi dünyamda yaşamaya başlamıştım. Sanırım mezun olduktan sonra Mert'le ciddi düşünmem gerekiyordu.

Sıradan Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt