50.Bölüm

1.8K 216 258
                                    

Yeni bakıcılar ve veteriner gelmişti. Asaf bey Elif'e çok kızmıştı. Elif daha iş sözleşmesini imzalamamıştı. Bu yüzden işi bırakması kolay olmuştu. Çiftlikte bir sessizlik olmuştu. Benim bile gözlerim Elif'i arar olmuştu.

Bu kızı neden bu kadar düşünmeye başlamıştım. Aklıma onun kıyafeti geliyordu. Gülüşü geliyordu. Yasin abi deyişi geliyordu. Kendime kızıyordum. Neden bu kızdan etkilenmiştim. Bu düşüncelerim doğru değildi. Biliyordum ama sürekli onu düşünmek beni sinirlendirmeye başlamıştı. Bunun kısa süreceğini umut ediyordum. Telefonumu açıp onun Oğuzhan beyle olan resimlerine bakmaya başlamıştım. Güzel kızdı. Oğuzhan beye daha çok yakışıyordu. Bu duygularımı bastırmak zorundaydım. Bu düşüncelerin nerden geldiğini bilmiyordum. Erkeklik iç güdümdü bu. Başka bir şey olamazdı.

Oğuzhan bey bacak bacak üstüne atmış kahvesini yumdumluyordu. Ara sıra telefonuna bakıyordu. Eski düzenimize dönmüştük.

" Yeni bakıcılar nasıl çalışıyor kontrol ediyor musun?" Oğuzhan bey telefonuyla oynarken onun yüzündeki mimikleri izliyordum.

" İyi efendim. Veterineri bu sefer emrettiğiniz gibi bir erkek aldık. Araba kullanmasını biliyor. Altına bir araba tayin ettik. " Oğuzhan beye talimatları verirken ayakta bekliyordum.

" Bu akşam babam gelecek. Onunla baş başa bir mangal yakacağız. Bahçeyi hazırlayın. Babama güzel bir masa hazırlamak istiyorum." Oğuzhan beyin keyfi yerinde gibiydi. Yerinden kalkıp keyifli bir şekilde ıslık çalmaya başladığında ona biraz sinirlenmiştim. Elif'i kullanıp resmen atmıştı.

Aynanın önüne geçip gömleğinin yakasını düzeltirken kendine bakıyordu. Saçlarını düzeltip yüzüne bakıyordu.

" Keyfim yerinde Yasin." Oğuzhan beyin keyfinin yerinde olması benim hoşuma gitmiyordu.

" Gidip Düldül'e biraz bineceğim. Sonra işim var çıkacağım. Çiftliğe yeni bir müşteri gelecek. Onunla ilgilen. Bir de çocuklara grup dersleri başlayacak. Onun hocalarını ayarla. İstersen senin çocukları da getir. Dersleri bedava alsınlar." Oğuzhan beyin gerçekten keyfi yerindeydi.

O önden yürürken onu dikkatlice süzerken Oğuzhan bey bunu fark etmişti.

" Neden öyle bakıyorsun? Bu aralar çok düşüncelisin. Bazı şeyleri hayatta çok kafaya takma. " Oğuzhan bey bana ders verircesine konuşuyordu ama benim şu an buna ihtiyacım yoktu.

Düldül'ün yanına gittiğimizde Oğuzhan bey keyifle atına binmiş kendini dışarıya atmıştı. Bende dalgın dalgın etrafa bakınıyordum. Elif'i sabah burada görürdüm. Şimdi ortalık boş gibiydi. O sırada telefonum çalmıştı. Zeynep arıyordu.

" Alo hayatım nasılsın? " Zeynep'in sesini duyunca kendimi toparlamaya çalıştım. Ben evli bir adamdım. Sevdiğim güzel bir eşim vardı. Bu benim nefsimin oyunlarıydı. Her şeye sahiptim. Güzel bir eşe iki tatlı çocuğa. Güzel bir işe.

" İyiyim hayatım sen nasılsın?" onunla konuşurken diğer atlara tek tek bakıyordum.

" Demin Elif'le konuştuk. Baya sesi neşeli geliyordu. Yeni hayatından daha mutlu gibi. Köyde veterinerlik yapıyormuş. Güzel maaş ödüyorlarmış. Üzerinden bir yük gitmiş gibi kızın. Sana selam söylememi istedi." zorla gülümserken bunu duyduğuma sevinmiştim. En azından gittiği yerden mutluydu.

" İyi olmuş hayatım. Mutluluysa sorun yok. " Elif konusunu artık kapatmak istiyordum. Ondan bahsetmek istemiyordum.

" Ya bir şey merak ediyorum. Oğuzhan bey falan Elif'i arıyor mu? Bunların işi ne olacak?" bizim hanım bunu merakla sorarken derin bir nefes aldım.

Sıradan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin