Bölüm 52 ☁️ Bir Sigara Dumanı

17.5K 1.1K 1.2K
                                    

Multi: Yıldızlardan Düştük- Benim Olmayanım (şarkı bölüm içinde de geçiyor, lütfen dinleyin. O kadar güzel ki😭 Keşfedilmeyi hak ediyor. Bu şarkı benim için de özel epey ve sizin de beğeneceğinizi hissediyorum... Söyleyen kişinin sesine sağlık gerçekten. Spotify ve Youtube listemize ekledim, bakmayı unutmayın❤)

Keyifli okumalar, satır aralarında buluşalım❤

☁️☁️☁️

Sabah gözlerimi üzerimde bir ağırlıkla açmıştım. Balın başını omzuma yaslamıştı, bende kolumu onun boynuna sarmıştım. Kolunun biri ve bacağının biri üzerimdeydi. Bu hale nasıl gelmiştik lan biz?

Dalin kokusu buram buram burnuma dolarken, gülümsedim. Her sabah bu kokuyla uyansam olmaz mıydı ya?

Uyanmasın diye nefes bile almadım adam akıllı. Bu an bozulmasın istedim. Diğer kolumu da sırtına sardıktan sonra başımı başına yasladım.

Tam tekrar uykuya dalacakken, Balın'ın uykulu sesi ulaştı kulaklarıma.

"Cefa?" Dedi. Sırıttım.

"Evlenmemiz gerekiyor."

"Ne?"

"Dün gece bana sahip olmuşsun, töre evlenmemizi emreder." Dalga geçerek konuşsam da uyku sersemi olduğu için anlamamıştı herhalde.

"Sana mı sahip olmuşum?"

"Evet, şuna bak. Kolun ve bacağın sarmalamış hareket bile edemiyorum."

Balın aniden geri çekildiğinde kafasını tavana vurmuştu. Salak. Acıyla inleyerek başını tuttuğunda gülmemek için kendimi sıkıyordum.

"Kızım yavaş, ne yapıyorsun? Manyak mısın?" Kendimi tutmaya çalışsam da bana kaşlarını çatmasıyla salmıştım kahkahamı.

"Bekle, buz koyalım. Çok mu acıdı?" Dedim gülüşlerimin arasında. Aynı zamanda aşağıya iniyordum. Ben buzluğa giderken Balın da inmiş huysuz bakışlarla koltukta beni bekliyordu. Buz torbasını başına koydum.

"Böyle insan mı uyandırılır şerefsiz? Sabah sabah töre falan..."

"Ama öyle..."

"Ne töresiymiş o?" Dedi alayla. Sırıtarak yanına oturdum.

"Berkan töresi." Dediğimde gülerek başını iki yana salladı. Dayanamayıp saçlarına dokundum. "Çok acıdı mı? Özür dilerim."

"Acıdı tabi lan! Ceza olarak kahvaltıyı sen hazırlayacaksın."

"Dolapta mısır gevreği dışında bir şeyler varsa tabii ki." Benimle konuşurken hep mısır gevreği yiyordu çünkü. Onunla ilk tanışmamız da mısır gevreği alırken olmuştu...

"Sanırım, yok."

Ona kaşlarımı çattım. "Çok sağlıksız besleniyorsun. Bu böyle olmaz." Söylenerek buzdolabına gittim. Kahvaltılık namına hiçbir şey yoktu. Çikolatalar, içecek bir şeyler ve yarım bırakılmış pizzalarla doluydu. "Hayatımda daha önce bu kadar benim yiyeceklerimi yersen ömrün 5 yıl kısalacak! diye bağıran bir buzdolabı görmemiştim."

"Abartma."

"Dolabında sadece pizza artıkları ve bira var." Söylenerek kapağı kapattım. "Nesin sen? Karısı terk edince depresyona girmiş 40 yaş üstü göbekli bir dayı mı?"

Bu dediğime kahkaha attı ve başındaki kaymış buzu düzeltti. "Şimdilik mısır gevreği yiyelim, sonra alışveriş yaparım."

"Dışarıda yiyelim, bunları yemen artık yasak."

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now