Bölüm 63 ☁️ Baba Mı?

14.4K 1K 810
                                    

Sınavın son sorusunu düşünürken, aslında aklımın sınavda olmadığının farkındaydım. Soruya bakıyordum ama görmüyordum resmen. Aklım tamamen bugün Rize'ye yapacağımız yolculukta ve sonrasındaydı.

Bugün son sınavımıza girdikten hemen sonra havaalanında babam ve avukatı Mert Abi'yle buluşacaktık. Ardındam Rize'ye uçacak ve Balın'ın kardeşini araştıracaktık. Balın'dan daha heyecanlı olduğum kesindi. Tek dileğim kızın iyi kalpli biri olmasıydı. Artık Balın'ı üzecek tek bir insan bile istemiyordum hayatımızda.

Hayatımız.

Salak salak sırıttım kendi kendime. İçinde sadece benin ve onun olduğu, ikimize özel bir hayat...

Hayal dünyamdan çıkıp oflayarak kağıdıma baktım. Son soruyu bir türlü yapamıyordum. Balın'ı kontrol etmek için başımı kaldırdığımda sınıftan çıktığını gördüm. Sınavını bitirmişti demek ki.

Ben de aceleyle dün çalıştığımızdan aklıma gelenlerle birkaç şey yazıp bıraktım sınavı. Toplandıktan sonra ceketimi elime alıp hocanın kürsüsüne yürüdüm. Kağıdımı asistana teslim edip koşar adım çıktım derslikten. Koridorda görünmüyordu. Ben de binadan çıktım ve nihayet gördüm onu.

Otoparkta arabama yaslanmış sigara içiyordu sakin sakin. Gökyüzünü izliyordu bir de. Bu haline içim giderek baktıktan sonra yanına adımladım. Geldiğimi ancak eğilip yanağını öptüğümde fark etmişti. İrkilerek bana baktıktan sonra boştaki eliyle koluma vurdu bir tane. "Korktum ya!"

"Seni benden başka kim öpecek Balın? Niye korkuyorsun?" Deyip gülerek arabanın kilidini açtım. "Hadi bin de gidelim, daha çok işimiz var."

Sigarasından son bir yudum alıp söndürdü ve çöpe attıktan sonra arabanın kapısını açtı. Birlikte bindik.

"Sınav nasıldı?" Diye sordu kemerlerimizi bağlarken. "Son soruda takıldım biraz ama geri kalanı fena değildi. Sen ne yaptın?"

"İdare eder."

"Dedi ve en yüksek notu aldı," dedim gülerek. Balın omuz silkmekle yetindi. Bugün için gerildiğinin farkındaydım, o yüzden üzerine gitmedim hiç.

Onun karavanına giden yola saptım. "Sen beni bırak git, ben de karavanı alıp geleyim."

"Yarın geri geliriz zaten, karavan dursun burada. Işıklarını açık bırak, değerli eşyalarını da yanına al. Ki orman bekçiyle korunuyor."

Balın bir süre düşündükten sonra onayladı beni. "Tamam. Cora ve Marvel'ı alacağız ama, değil mi?"

"Tabii ki. Anneannemle konuştum, seve seve kabul etti," dedim gülümseyerek. Balın da gülümsedi. "Anneannen müthiş bir insan."

"Onların hikayesini anlattım mı sana daha önce?"

"Deden ve anneannenin mi? Hayır sanırım."

Önümdeki arabanın şerit değiştirmesini izlerken anlatmaya başladım. "Anneannem ve dedem, bundan 25-26 yıl önce evlenmişler. Biz doğmadan birkaç yıl önce yani tam olarak bilmiyorum."

"Ne? Ciddi misin sen?"

"Evet." ve ona kısaca hikayelerini anlattım. Anneannemin orospu çocuğı eski kocası yüzünden uzun bir dönem yürüyememesi, sonra ondan boşanması, dedemin annem için mahalleye taşınması üzerine anneannemle tanışmalarını, dedemin ona çok aşık oluşunu ve sırf o yürüyebilsin diye İsveç'e götürüp tedavi ettirmesini...

"Bu çok güzel bir hikaye. Aşkın yaşı olmaz dedikleri tam olarak bu galiba," dedi Balın mükemmel bir gülümsemeyle. Arabayı ormana sokarken başımı salladım.

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now