Bölüm 65 ☁️ İsmi Lazım Değil

12.5K 1.1K 603
                                    

"Hay bin soğanlı puding."

Ben gülmemek için dudaklarımı ısırırken arkadaşları gülmeye başlamışlardı. Esen ise ciddi duruyordu.

"Gelecek misin?" Dedi Balın, bir an önce bu ortamdan gitmek istediğini anlayabiliyordum. Çıkan öğrenciler gitmek yerine durmuş bizi izliyordu.

"Tabii ki geleceğim." Arkadaşlarına döndü. "Ben artık önemli bir kişiliğim. Benimle konuşmak için saat başı beş lira, fotoğraf çekinmek için de on lira vereceksiniz. Hadi bay, ünsüz insanlar." ve arkadaşlarının arasından sıyrılıp yanımıza geldi sırıtarak. Balın'la birbirimize bakıp hayatı sorguladık birkaç saniye. Ama çok da beklemeden Balın kıza arabayı gösterdi. "Araba orada, gidelim hadi."

Kız Balın'dan çok daha uzundu, epey dikkat çeken bir güzelliği de vardı şimdi Allah yukarıda. Tabii benim için dünyanın en güzel kızı şu an elimi tutuyordu orası ayrı mevzuydu.

Kız yanımda yürürken çevresindekilere sırıtarak bakıyordu. Arabaya ulaştığımızda kilidini açtım. Balın kızla konuşmadan ön kapıyı açtı, kız da beklemeden arka kapıyı açıp bindi. Ben de sürücü tarafına geçtim hemen.

"Hala bakıyorlar, neye bakıyorlar abi?" Balın söylenerek emniyet kemerini bağlarken Esen arka koltuktan kafasını uzattı.

"Farkında mısın bilmiyorum ama, şu an yanında oturan kişi Türkiye'nin en ünlü ailesinin bir ferdi." Dedi Esen. Bana uzaylıymışım gibi bakmaya başladığında rahatsızca kıpırdanarak arabayı çalıştırdım. "Ben neden sizinle aynı arabadayım şu an aga? Şoklardayım."

"Anlatacağım," dedi Balın. "Sabırlı ol."

"Organlarımı mı çalacaksınız?"

"Hı hı," diyerek başımı salladım. "Böbrek iyi para ediyor dediler, biz de organ mafyacılığına atılalım dedik."

"Ay konuşuyor bu."

Balın sinir bozukluğuyla güldü. "Neden acaba?"

"Ya ben Cefoş- aman yani Cefa'yla konuşuyorum atlamasana sürekli." Kız çirkef çirkef çemkirdiğinde Balın kaşlarını çatarak arkasına döndü. "Ruh hastası mısın sen ya?"

"Evet."

"Belli."

"Tamam, bir durun. Güzelim nereye gideceğiz?" Tek kolumla Balın'ı tekrar yerine oturtmaya çalıştığımda Balın direnmeyip oturdu.

"Bilmiyorum."

"Şu dediğin yere gidelim mi? Esat mıydı, neydi?"

"Küçükesat. Tamam sen sür, ben tarif edeceğim."

Esen tekrar kafasını uzattı. "Oraya neden gidiyoruz?" Balın cevap vermeyince ben konuştum. "Yemek yiyeceğiz."

"Cefa Berkan, manitası ve ben Aspava gömmeye mi gidiyoruz şu an? Hemen tweetlemem lazım bunu."

Esen onunla ne için buluştuğumuzu bilmediği için bu kadar rahat davranıyor, dalgaya alıyordu muhtemelen. Yani şu an ikiziyle aynı arabada olduğunu nereden bilebilirdi ki?

"Kanıt istiyorlar. Bir selfie alabilir miyiz, diyorlar."

Balın oflayarak arkasını döndü yine. "Hep böyle boş mu konuşursun?"

"Yeap."

"Harika. Tanıştığıma memnun oldum Özgür." Balın'ın kendi kendine mırıldandığı cümleye istemsizce güldüm. Gerçekten, kız en az Özgür kadar boş ve çok konuşuyordu. Ama en azından kötü birine benzemiyordu.

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now