Bölüm 64 ☁️ Suç Ortağım

13.2K 1.1K 626
                                    

Sondaki duyuruyu okumayı unutmayın❤

Bölüm çok uzun oldu okurken bayılmayın, feels geçirmek serbesttir. Hastane masrafları müessesemize ait değildir çünkü müessesemiz fakirdir. Tşk.

Keyifli okumalar, satır aralarında buluşalımmm🤧💔

☁️☁️☁️

Uçaktan inerken Balın stresliydi. Hastaneye giderken de. Babam hastanenin sahibiyle konuşmuştu, dosya hazırdı. Şimdi ise biz hastanenin sadece doktorlara açık olan dinlenme alanında oturmuş babamların gelmesini bekliyorduk. Avukat Mert Abi ve babam hastanenin başhekimiyle görüşmeye gitmişlerdi.

Balın başını duvara yaslamış önümüzden geçen, köşede kahvesini içen doktorları izliyordu. Ona baktığımı hissetmiş olacak ki bana çevirdi yeşil gözlerini.

"Ne oldu?" Diye mırıldandı. Ben de onun gibi başımı duvara yaslayıp gülümsedim. "Seni ilk gördüğümde gözlerinin rengini çözememiştim. Bunu sen de söylemiştin bana, uzaktan bakınca belli olmuyor demiştin. Şimdi onlara yakından bakabildiğim her an güzelleşiyorlar. Gözlerin çok güzel."

Balın gülümsedi ve gözlerini kaçırdı. "Seninkiler daha güzel."

"Benim gözlerimin bir numarası yok ki, dümdüz kahverengi işte."

"Senin olduğu için, sen baktığın için güzeller zaten." Gözlerime bakmadan iltifat ediyordu. Utanıyordu çünkü, biliyordum. Bu haline gülümseyip uzandım ve saçlarını karıştırdım. Balın "Ya, Cefa!" Diyerek saçlarını kurtardıktan sonra kaşlarını çatarak baktı bana. "Mahvettin saçlarımı."

"Ne ya? İçimden geldi."

Balın sinirli gözükmeye çalışsa da o kadar tatlıydı ki sinirli görünemiyordu. En azından bana karşı. Gerçekten sinirlendiğinde aşırı ürkütücü olduğuna şahit olmuştum.

"Bana sakın gerçekten sinirlenme, tamam mı?" Dedim istemsizce. Saçlarını düzeltirken alttan bir bakış attı. "İstesem de sinirlenemiyorum ki."

Gülerek kapıya baktığımda babamı ve Mert Abi'yi gördüm. Hemen ciddileşip Balın'ı dürttüm. "Babamlar geliyor."

Masaya gelene kadar konuşmadılar. Babamın elinde bir dosya vardı. Doğum yılımız yazıyordu.

"Ne yaptınız baba?"

"Aldık dosyayı," dedi elinde sallayarak. Ardından oturdular yanımıza. Mert Abi hemen çantasından bilgisayarını açtı. Babam dosyayı önümüze bıraktı. Balın'a baktığımda, dosyaya tereddütle baktığını gördüm.

"Ben bakarım," diyerek aldım dosyayı. Kapağını açtığımda, her sayfasında bir tarih yazdığını gördüm. Toplamda 365 sayfa olmalıydı. Gün gün rapor edilmişti, sararmış sayfalarından neredeyse yirmi yıllık olduğu anlaşılıyordu.

Sayfaları çevirmeye başladığımda duraksadım. Ben Balın'ın doğum tarihini bilmiyordum! Şimdi sorsam bana trip atma yüzdesi kaçtı? Ama biz bunu hiç konuşmamıştık...

Şuna bakın, resmen sevgilimi tanımıyorum. Gerçekten aptalım ben ya.

Balın duraksadığımı görünce anlamış olacak ki "12 Kasım," dedi. Ona mahçup bir bakış atıp 12 Kasım'ı aradım sayfalarda. Dosyanın sonlarındaydı tabii ki.

12 Kasım'ı bulduğumda sayfayı incelemeye başladım. Babam da benimle birlikte bakıyordu.

Sayfada dört bebeğin doğum bilgileri yazıyordu. Doğum saati, anne-baba adı, cinsiyeti, kimlik numarası vs. En başta bir erkek bebek ismi vardı. O yüzden onu geçtim. Onun altında da Balın'ın bilgileri vardı ve tabii ki kayıtlara ölü olarak geçen Berra bebeğin. En sonda ise bir kız bebek ismi daha vardı.

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin