Bölüm 59 ☁️ Seni Dert Etmeler

13.5K 977 893
                                    

Multi: Madrigal-Seni Dert Etmeler (Özgür'ün bölüm içinde bahsettiği şarkı)

(Hayır başta söylediği değilJDFLVKCKVLCJCKC)

Keyifli okumalaar, satır aralarında buluşalım🤧❤

☁️☁️☁️

Özgür'den

"Seni çöpe atacağım, poşete yazık!" Elimdeki paspası sanatsal bir şekilde tango yapıyormuş gibi kendimden uzaklaştırdım ve diğer kolumu da diğer tarafa açtım.

"Bir sigara yakacağım, ateşe yazık!" ve paspası tekrar önüme alıp omuzlarımı sallamaya başladım ritme göre. "Aşk, gidene acımak mı? Bu yükü taşımak mı? Yarayı kaşı-"

Dansım da cümlem de karşımda beni gülerek izleyen renkli kızı görmemle kesilmişti. Paspası yavaşça yere bıraktım ve sakinleşmek adına derin nefesler alıp-vererek şarkıyı durdurdum.

Birden aşırı sessiz olmuştu ortam. Modum anında düştü tabii. Çağıl'a nasıl davranmam gerekiyordu, ya da nasıl bakmalıydım bilmiyordum. Kardeşime yaptıklarından sonra, gözümün önünde Cefa'ya sarıldıktan ve kalpler koyarak onun fotoğrafını paylaştıktan sonra... Ona bir daha nasıl sevgi dolu bakabilirdim ki?

Tamam, çok az bakabilirdim.

Sonuçta yaptığı onca şeye rağmen bağlı kalmayı başarmıştım. Kalbimi milyon kez kırmasına rağmen tek bir mesajında götü başı dağıtmaya hazırdım. Biz sokakta sevginin ne olduğunu iyi öğrenmiştik, iyi öğretmişlerdi.

"Selam," dedi hüzünlü bir gülümsemeyle. Size yemin ederim, hissettim. Bir şey olacağını hissettim. Çağıl buradan çıkar çıkmaz yıkılacağımı, çok zor toparlanacağımı hissettim. Nasıl diye sormayın, sadece Çağıl'ı iyi tanımıştım.

"Selam." Dedim soğuk olmaya çalışarak. En nihayetinde, Balın'ı kırdığından daha çok kırılmıştım ona. Bunu anlamasını istiyordum.

"Yardım lazım mı?" Diye sorduğunda şok içinde baktım ona. "Ne yardımı? Ateşin mi var senin?"

"Hayır, saçmalama."

"Pekala, yardıma ihtiyacım yok. Sorduğun için teşekkürler. Problem nedir?" Neden geldiğini sormaya çalışıyordum. Çağıl zeki kızdı, anlamıştı hemen.

"Bana bahsettiğin şu özel yer... Hala göstermek istiyor musun?"

Onunla ilk tanıştığımız zamanlardan kalma bir muhabbetti bu. Yani neredeyse üç yıl olmuştu. Çağıl'ı gördüğüm ilk an onunla konuşmak istemiştim ve Balın buna saygı duymuştu tabii. Sürekli onu görmeye çalışıyordum, sürekli onunla mesajlaşmaya çalışıyordum... Bunu yapmaya devam ettim tabii, o beni reddetmeden önce daha görünürdüm sadece.

"Orası artık yok." Dedim ters ters. Kitapçının kimsenin göremeyeceği bir köşesini kendi alanım haline getirmiştim. Bu, bir kitaplığın arkasıydı. Diziliş şeklinden dolayı kocaman bir kitaplığın arkasında küçük bir alan kalıyordu. Tavan kısmını siyah bir çarşaf gererek yapmıştım ve altını minderlerle döşemiştim. İçinde rengarenk led ışıklar vardı ve duvarına Balın'la birlikte bir sürü şey yazıp çizmiştik. Bazen oraya girip film izliyor, bazen uyuyorduk. Orayı Balın'la özel alanımız yapmadan önce Çağıl'a teklif etmiştim. Kesin bir dille reddetmişti. Zaten o günden sonra bir daha konuşmak için çabalamamıştım. O, ondan vazgeçtim sanıyordu. Ben ise... Sevmiştim işte. Uzaktan da olsa, kalbi kötü de olsa sevmiştim. Ta ki Cefa ve Balın'a onları yapana kadar...

Ondan tam olarak vazgeçmiş sayılmazdım, hala seviyordum. Ama artık eskisine oranla daha azdı.

"Pekala, konuşabileceğimiz herhangi bir yer yok mu?"

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ