Bölüm 25 ☁️ Son Umut.

13.8K 923 253
                                    

 bugün yayımladığım 2. Bölüm, 24'ü okumayı unutmayın aşkımlar. Keyifli okumalaaar, satır aralarında buluşalım♥️

☁️☁️☁️

  Herkesin kendince iyi ya da kötü bir ailesi vardı. Hepimiz çok güzel ailelerde doğacak kadar şanslı değildik ne yazık ki. Aramızda benim gibi şanslı olanlar da vardı ama Sarp onlardan biri değildi ne yazık ki. Biz tam tersi sanarken, berbat bir ailede yaşam savaşı veriyormuş resmen.

  "Sarp, anlatmak ister misin?" Diye sorduğumda Sarp şiş gözlerini ovalayıp bana baktı.
 
  "Ne anlatmamı istiyorsun Cefa? Her şey ortada değil mi zaten?"

  "Değil. Ailenin amacı ne?" Kararlı yüz ifademe bakıp iç geçirdi.

  Sarp hayatımıza lise son sınıfta girmişti. Girişi de çok farklıydı zaten. Sanırım bu uzun hikayeyi anlatmam gerekecek.

Feda, Meray'ın hastalandığını ilk öğrendiği gecenin sabahında annemlerin çok yakın arkadaşı olan ve annemi de iyileştiren Didem Abla'nın kliniğinin yolunu tutmuş. Yolda giderken bir anda Meray'ın ona söylediği bir şarkı çalmaya başlamış kulaklıklarında ve içinde 'ölüm' kelimesi falan geçiyormuş. Feda bu şarkıyı duyunca şoktan yolun ortasında kalakalmış. Dünyam durdu birden, demişti. Sarp da o sırada o sokaktaymış ve Feda'ya araba çarpmak üzereyken onu iterek hayatını kurtarmış. Daha sonra tesadüfi bir şekilde bizim okula geldi ve bir anda çok yakın olduk. En nihayetinde o benim kardeşimin hayatını kurtarmıştı. Bu yüzden Sarp'ın da kardeşlerimden farkı yoktu. Hayatı hakkında her şeyi bilirdik. Ailesi hariç. Konu ne zaman onlardan açılsa Sarp kapatıyordu konuyu.

  "Peki," diye mırıldandı. Merakla yüzüne baktım.

  "Annem Beril'in doğumunda hayatını kaybetti. Ben 17 yaşındayken,yani neredeyse 2 yıl olacak. Annem ölür ölmez babam kendine başka birini buldu çünkü evlenmezse kafayı yiyeceğinden korktu. Evde başka biri olmalıymış, annemin yokluğunu doldurmalıymış falan... Siktiri boktan bir fikirdi." Histerik bir şekilde güldü. O an, o hastane koridoru buz gibi geldi bana. Bedenimin titrediğini hissettim. Anlattıkları... Kolay değildi. Hiç değildi.

  "Evlendiği kadın da onun gibi manyağın tekiydi. Nereden buldu onu bile bilmiyorum. Klasik üvey anne triplerine girdi,babamı bize karşı doldurmaya başladı. Babam benden nefret etti tabii. Ama Beril'den daha çok..." Sarp sinirle tekrar gözlerini ovaladı, dolmuşlardı çünkü.

  "Lan beynine soktuğum, annemi küçücük çocuk mu öldürdü sanki? Bırakmasaydın o zaman hamile! Annem bende bile bir sürü sıkıntı çekmiş, bir sonraki hamileliği kaldıramayacağını doktorlar söylediler. Niye hamile bıraktın o zaman!?" Sarp sinirle sesini yükselttiğinde elimi omzuna attım.

  "Tamam, sakin ol. Bak Beril içeride. Sakin olmak zorundasın. Hadi anlat bana şunu adam akıllı." Diyerek onu sakinleştirdikten sonra Sarp derin bir nefes verdikten sonra anlatmaya devam etti.

  "Babam evlenmesine rağmen korktuğu başına geldi. Kafayı tırlattı. Beril 8 aylıkken ilk kez ona vurduğunu hatırlıyorum. Neden, biliyor musun? Hastalandığı için ağladı diye. 2 yıldır onu korumak için götümü yırtıyorum, Cefa. Yemin ederim canımdan can gidiyor ama elimden bir şey gelmiyor. Ben kafayı yiyeceğim artık."

  "Polise neden gitmedin?"

   "Gitmedim mi sanıyorsun? Babam evde ne kadar şizofren olsa da dışarıya karşı tam tersidir. Mahkemede hakim, orospu çocuğu. Herkese karşı adalet dağıtan insan eve gelince kendi öz bebeğini dövüyor. Bana gücü yetemiyor tabii orospu çocuğunun. Yüksek makamlarda tanıdığı bir sürü insan var. Olay büyümeden kapatılıyor ve bir bakmışım, yine o evdeyiz." Sarp bana çaresizlik ve sinirle karışmış bir duyguyla bakıyordu. Bu nasıl bir hikayeyeydi? Sarp gözümüzün önünde neler çekmişti de, nasıl bizim haberimiz yoktu?

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now