Bölüm 36 ☁️ Ted Mosby Yıkıklığı

13.3K 932 645
                                    

"Cefa..." Yaren dolan gözleriyle bir bana bir manzaraya bakarken, emniyet kemerimi çözüp indim arabadan. Normalde de serin olan bu yer, akşam olmasının ve Mayıs ayında olmamızın etkisiyle daha serindi.

Anadolu Kavağı'na, o uçuruma getirmiştim onu.

Arabanın önüne, yere oturdum ve sırtımı da arabaya yasladım. Yaren de gelip yanıma oturmuştu. Yere her zaman bağdaş kurarak otururdu, yine öyle oturmuştu.

"Neden geldin?" Diye sordum.

"Ailemi görmek için geldim Cefa, neden olacak?" Dedi. Başımı salladım hafifçe.Bunun için ona kızamazdım.

"Seni dinliyorum." Elini montunun cebine soktu ve başını da arabanın kaputuna yasladı. Arabam biraz daha jeep tarzı olduğu için yüksekti.

"Ne bilmek istiyorsun ki? Konuşacağız illa dedin ama ne konuşacağız biz Yaren? Ne anlatacağım sana, yıllardır nasıl yalan söylediğimi mi?"

Yaren zorla yutkunup yüzüme baktı. "Ben senin yaptığını yalan olarak nitelendiremiyorum. Korktun sadece. Seni bırakmamdan korktun."

"Ama korkum yersizmiş. Her türlü bırakmaya niyetin varmış zaten."

"Cefa..."

"Yalan mı?" Neden bu kadar gerilmiştim bilmiyordum.

"Neyse ne." Homurdanarak bana döndü. "Neden daha önce söylemedin ya da belli etmedin?"

"En azından arkadaşlığına sahipken, bir de ondan olmak istemedim." Dedim dürüstçe. "Sensiz olmak imkansız geliyordu bana. Güya sensiz nefes alamazdım..."

"ve ben seni bensiz bıraktım." diye mırıldandı.Bu cümle egodan tamamen yoksundu. Beni anlıyordu.

"Gittikten sonra 3 ay boyunca boğazımdaki yumru gitmedi biliyor musun? Ben gerçekten sensiz nefes alamıyordum. O süre içinde derin derin nefesler alıp da kendimi rahatlattığımı hatırlamıyorum. Böyle şok olacağın bir haber alırsın ve boğazın düğümlenir de derin bir nefes bile alamazsın ya... Ben onu üç ay aralıksız yaşadım Yaren. Acımı hayal edebiliyor musun?"

Gözleri dolmuştu.

"Ama sonra alıştım. Sensiz nefes almaya da alıştım."

"Ben ne demem gerektiğini bilmiyorum." Diye mırıldandı.

"Siktir et, ben de bilmiyorum." Canım aşırı sigara istemişti,bu sözlerimin üzerine bir sigara iyi giderdi ama yanımda yoktu ve içmemem gerekiyordu.

"Neden daha önce söylemedin bana?"

Ona alaycı bir bakış attım. "Berk'ten önce itiraf etseydim şu an benim elimi tutuyor olur muydun?"

Yaren sorumla afallamıştı. Bir süre yüzüme baktıktan sonra, gözlerini kaçırıp başını eğdi ve başını iki yana salladı.

Kalbimin sıkıştığını hissettim. Bazı soruların cevabını bilirdiniz ama yine de birinden duymak zor gelirdi ya... Öyle olmuştu işte.

Bir anda gözümde How I Met Your Mother'ın o meşhur sahnesi canlandı. Ted'in Robin'e çaresizce ona aşık olup olmadığını sorması ve Robin'in hayır demesi... Zaten dizi boyunca hep Ted'in yerine koyardım kendimi. Üzerimdeki Ted Mosby yıkıklığını ne zaman atacaktım acaba?

"O zaman bana bir daha sorma, neden son ana kadar beklediğimi. Yıllarca içimde sakladığım bu sevgiyi bir anda senin önüne seremem."

"Cefa, azcık da olsa azalmadı mı?"

"Ne azalmadı mı? Canımın acısı mı, yoksa sana olan sevgim mi?" Diye sordum, yüzümdeki alaycı ifadeyi kaybetmemek için kendimi zorluyordum resmen. Maskemi indirdiğim anda yanaklarım bir miktar ıslanabilirdi çünkü.

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now