Bölüm 22 ☁️ Bal Kitap

14.6K 917 1.2K
                                    

"Balın?" Dediğimde bir süre gözlerime baktı ve derin bir nefes verip eğildi, kitaplarını topladı. Şimdi fark ediyordum, arkasında bir dükkan vardı ve bu bir kitapçıydı. Dükkanın önüne karavanını park etmişti.

  Karavanın ön kapısını açıp kitapları içeri attıktan sonra ellerindeki tozu çırpıp bize döndü.

  "Selam," dedi. "Merhaba, ne yapıyorsun sen burada?" Dedim ben de.

  "Burası benim dükkanım." Diyerek arkasındaki kitapçıyı gösterdi. İstemsizce inceledim dükkanı. İçi epey büyük gibiydi. Her yer raflarla doluydu, ara ara masalar koyulmuştu. Çiçeklerle dolu, ahşap ağırlıklı sevimli bir kitapçıydı. Tabelada 'Bal Kitap' yazıyordu. Kendi adıyla alakası vardı büyük ihtimalle. Güzel bir mekandı.

  Tesadüfe bakın ki, dükkan Çağıl'ın evinin altındaydı.

  "Güzel mekanmış, seni yansıtıyor." Dedim gülümseyerek. Karavanın içi de renkli ve ahşap ağırlıklıydı çünkü.

  Balın cevap vereceği sırada bacaklarıma bir şey dolandı. Cora, miyavlayarak bacaklarıma dolanmıştı. İstemsizce gülerek eğilip kucağıma aldım ve tüylerini okşadım. Hemen sırnaşmıştı.

  "Nasıl ya? Bu kedi beni her gördüğünde her yerimi tırmalıyor." Çağıl bir adım uzaklaşıp kediye ters ters bakınca Balın'a döndüm. Gözlerini devirip alayla gülmüştü.

  "Belki de kediyi her gördüğünde yüzünü buruşturup ondan uzaklaşmaya çalıştığın içindir?"

"Ayrıca beni tanıdı. Baksana," Cora çenemi yalamaya çalışırken gülüp Balın'a baktım. Gülümseyerek izliyordu.

  "Nasıl tanıyor seni?" Dedi Çağıl.

  "Geçen gün Balın'a gitmiştim, oradan hatırlıyordur." Dedikten sonra Çağıl bir bana bir Balın'a baktıktan sonra iç geçirdi ve başını salladı.

  "Ben eve çıkıyorum, hoşçakal Cefa." ve cevap vermemi beklemeden evine çıktı.

  "Ne oldu buna şimdi?" Dediğimde Balın omuz silkti.

  "Cora'yı arabaya bırakır mısın? Ben kucağıma alınca huylanıyor ve binmek istemiyor." Karavanın kapısını açınca kediyi içeriye bırakıp tüylerini okşadım ve geri çekildim. Balın da kaçmasın diye kapıyı kapattı.

  Gözlerimi yüzüne diktiğimde kaşları havalandı.

  "Ne bilmek istiyorsun?"

   "Çağıl'la aranız neden kötü? Neden onun evinin altı senin dükkanın?"

  Balın derin bir nefes verdi.

  "Cidden merak ediyor musun? Yoksa öylesine mi soruyorsun?" Bunu sorduğunda  birkaç saniye kalakalmıştım. Harbi, normalde bu tarz şeyleri umursamazdım. Neden soruyordum ki? Bana neydi?

  Peki merak ettiğim Çağıl mıydı, Balın mıydı?

  Kesinlikle Balın'dı. Klişe olacak ama,kız kapalı bir kutu gibiydi. Gizemliydi, kendini benim gibi bir adama bile merak ettiriyordu. Gülen gözlerinin altında derin bir acı yatıyordu ve ben sanırım bunu bilmek istiyordum.

  "Gerçekten merak ediyorum. Seni merak ediyorum." Dedim. Kaşları tekrar şaşkınlıkla havalandı. Ardından gözlerini kaçırdı ve başını salladı.

  "Gel bir çay koyayım, konuşuruz o arada." Karavanın kapısına yürüdüğünde ben de arabamı kilitleyip ardından gittim. Karavana bindik, o direkt mutfağa giderken ben de Cora'yı alıp koltuğa oturdum.

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now