Bölüm 61 ☁️ Savaş Sözü

14.2K 1K 1.1K
                                    

Multi: Sehabe- Başkası Haram (Texting kısmında Cefoş'un bahsettiği şarkı, çok güzeldir he dinlersiniz belki)

Keyifli okumalaar, satır aralarında ve bölüm sonunda buluşalım💔

☁️☁️☁️

Önüme uzatılan sözleşme kağıdına baktım uzun uzun. Kağıtta yazan şartlar umrumda değildi, alacağım paraya bakmamıştım bile. Şu an önüme uzatılan kağıt benim hayallerimdi. Doğduğum ilk andan beri içinde olduğum bu kulübün bir parçası olmak, benim en büyük hayalimdi belki de. İsmimi bile bu asil renklerden almıştım. Bu renklerin onurlu bir tarihi vardı ve ben bu tarihe yazılan acıları temsilen almıştım bu ismi. Cefa. Çok cefa çekmişti atalarım Beşiktaş'ı bu günlere getirebilmek için. Çok direnmişti, savaşmıştı... Şimdi ben de şavaşmak istiyordum. Tıpkı annem ve babam gibi, tıpkı atalarım gibi. Şimdiyse bu savaşın anahtarı önümde duruyordu.

"Neye bakıyorsun oğlum?" Babamın fısıldayan sesini duyduğumda düşüncelerimden sıyrıldım ve kameralara baktım. "Pardon, heyecanlandım galiba," diye mırıldandım. Herkes gülerek bana bakıyordu şimdi.

Elime kalemi aldım ve ismimin yazdığı yere imzamı attım hızlıca. Etraftan bir alkış koptu, yönetimden olan Selim Bey'le tokalaştık. Ardından babama döndüm. Bana gururla bakıyordu. Her zaman gurur duyardı benle, biliyordum bunu. Ama şimdi bir başkaydı işte.

Babam sıkıca sarıldı bana. Ben de ona sarıldım.

"Aferin sana," dedi. Biraz daha öyle kaldıktan sonra ayrıldık ve tekrar yerlerimize oturduk.

"Evet arkadaşlar, sorularınızı alabiliriz." Dedi yanımızda bekleyen görevli. Gazeteciler el kaldırmaya başlamışlardı bile. Basın toplantısı şeklinde gidiyorduk.

"Buyrun," dedi Selim Bey. En öndeki kıvırcık saçlı kız mikrofona doğru konuşmaya başladı.

"Benim sorum Cefa Berkan'a; Öncelikle tebrik ederim Cefa Bey. Şu an resmi olarak as kadrodasınız, bunun size hissettirdikleri neler? Takıma katkı sağlayabileceğinize inanıyor musunuz?"

Cevabımı kafamda toparladıktan sonra mikrofona eğildim. Böyle ortamlarda çok bulunmuştum ama genel olarak basının ilgi odağı direkt ben olmazdım. O yüzden gerilmiştim şimdi biraz.

"Teşekkürler. İnanın, burada olmaktan çok mutluyum. Ailem sayesinde doğduğum andan itibaren bu ailenin içindeyim aslında. Şimdi ise bir parçası olmak ve Beşiktaş için forma terletecek olmak benim için gurur verici. Yıllardır yapıyordum bunu ama as takım çok farklı, biliyorsunuz. Çok çalışmak, çok azmetmek gerekiyor. Ben bunları yapabileceğime inanıyorum. Kendimi daha da geliştireceğim, şu an yolun çok başındayım." Derin bir nefes aldım. "Emir Berkan, yani babam bu takım için çok savaştı ve şimdi bu görevi bana bırakıyor. Ben terimin son damlasına kadar savaşaçağıma, burada, taraftarlarımıza yemin ediyorum. Cefa Berkan olarak, her şeyden önemlisi bir Beşiktaş taraftarı olarak o sahada olduğum her saniye savaşacağım. Bir katkım olamasa da biliyorum ki Beşiktaş taraftarı skor tablosunda yazan rakama değil, terlettiğiniz formaya değer verir."

Başta annemler ve kardeşlerim olmak üzere, salondan bir alkış daha koptu. Bu cümleleri alkış almak için sıralamamıştım. Gerçekten samimiydim. Bu formayı giyiyorsanız, hakkını vermek zorundaydınız.

Beşiktaş forması galibiyet sonrası giyilmezdi mesela, Beşiktaş formasının galibiyet sonrası giyildiği tek zaman şampiyonluk kutlamaları olurdu. Beşiktaş forması yenilgiden sonra giyilirdi. Bu, elaleme "Ben bu takıma gönül verdim, yenilmek umrumda değil. Yenilse de gururlu ve onurlu olan bir takımı destekliyorum, ben iyi günde değil kötü günde de Beşiktaş'lıyım. Ben Süleyman Seba'nın torunuyum," deme biçimimizdi. Bunu bana Beşiktaş taraftarının içinden olan, onlarla çilingir masalarına oturup dertleşen annem öğretmişti.

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now