2. BÖLÜM: BAKIŞ

18 5 1
                                    

Uyandığımda tavana bakıyordum. Kendimi berbat ve yorgun hissediyordum. Dün geceyi ve gördüğüm rüyayı düşünmüştüm. Her ikisini düşünmek beni kötü hissettirmişti. Tekrar uykuya dalmak istedim ama pek olmadı. Bir sağa ve bir sola dönüp durdum sadece. Ama tek istediğim gün boyunca uyumaktı. Bu yüzden uykuya dalmak zorundaydım. Uyursam eğer hiçbir şey düşünmek zorunda kalmayacaktım. Ama aşağıdan gelen sesleri duydum ama umursamadım. Uykuya daldım.

*

Üzerimde birinin ağırlığını hissetmiştim ve sesinden anlıyordum ki bu Yağmurdu.

''Melis hadi uyan bak sana kendi ellerimizle kahvaltı hazırladık.''

''İstemiyorum siz yiyin.'' diyebildim boğuk bir sesle.

''Olmaz sende geleceksin.''

''Siz yiyin bensiz ben uyuyacağım.''

''Olmaz dedim geleceksin.'' dedi ve yorganımı üzerimden aldı ve o an ona aşırı sinirle baktım. Ellerimle hızlı bir şekilde yorganımı alıp üzerime örttüm. Bana tuhaf bakışını attığını biliyordum ama umursamadım. Hiçbir şeyi umursayacak gücüm yoktu.

''Melis neyin var senin? Dünkü olaysa eğer öyle olmamalıydı. Gel dedim ama gelmedin...''

''Dün umurumda değil. Sadece uyumak istiyorum. Lütfen gider misin?'' dedim ve gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım. Tabi Yağmur buradayken bu pek mümkün olmadı.

''Gitmiyorum Melis. Buradayız...'' dedi ve sözünü kestim.

''Buradayız derken?''

''Kaan, Rüzgâr ve ben Melis başka kim olabilir.''

''Anladım.'' dedim ve yataktan kalktım.

''Hani uyuyacaktın?''

''Fikrimi değiştirdim.'' dedim ve kapı açıldı. İçeriye Rüzgâr girdi.

''Rahatsız etmiyorum de mi?''

''Hayır, gel içeriye.'' dedim.

''Siz konuşun ben aşağıya iniyorum. Kaan yalnız kaldı. Sonra hemen siz de geliyorsunuz. Duydun mu Melis?''

''Evet, evet duydum.'' dedim ve Yağmur odamdan çıktı.

''Melis iyi misin? Dün yaşanılan şeyler...'' dedim ve sözünü kestim.

''Dün dünde kaldı Rüzgâr. Dünü konuşmak istemiyorum. Şimdi yüzümü yıkıyorum ve aşağıya geliyorum.''

''Aramızda sorun olmadığını bilmek güzel ama hala pürüzler var gibi.''

''Evet, sonra uçup gidecektir. Hadi in aşağıya geliyorum ben de hemen.''

''Sana aldığım hediyeyi görmemişsin Melis.'' dedi ve üzgün bir ifadeyle bana baktı. O an şaşırdım ve sonradan aklıma geldi. Tüm yaşananlar her şeyi unutturmuştu bana.

''Üzgünüm Rüzgâr görmedim. Yaşadığım şey kolay değildi ve aklıma bile gelmedi. Görmedim bile. Neredeydi?''

''Haklısın kızmıyorum sana. Masanın üzerinde. Mavi defterinin yanında.'' dedi ve siyah şirin kutuya baktım. Masaya doğru yürüdüm ve kutuyu elime aldım. Biraz ağırdı ve vakit kaybetmeden açtım. Açtığımda ise içimi mutluluk kaplamıştı. Rüzgâr bana yıldızlı kar küresi almıştı. Çok sevinmiştim.

''Rüzgâr ama bu çok güzel.'' dedim ve onun yanına gidip sarıldım.

''Yıldızları görmen için illa geceyi beklemene gerek yok. Bu yıldız artık senin ve onu istediğin zaman görebileceksin. Ayrıca gülüşünü özledim. Böyle sert bakışlarını sevmiyorum.'' dedi ve ondan ayrıldım.

KURUCUNUN YILDIZLARIWhere stories live. Discover now