KURUCUNUN YILDIZLARI

14. BÖLÜM: DOĞRU ÇIKAN HİSLER

Aniden yatağımdan kalktım. Nefes nefese kalmıştım. Kötü bir rüya görmüştüm ama ne gördüğümü hatırlayamadım. Doruk'a baktım hala uyuyordu. Onu uyandırmadığım için sevinmiştim. Sessiz bir şekilde yanından kalktım ve elbisemi alıp odadan çıktım. Odama girdim ve elbisemi yatağımın üzerine koydum. Telefonuma baktım saat 06.35 geçiyordu. Çok erkendi ve uyumak istemiyordum. O zaman bugün kahvaltıyı ben hazırlamalıydım. Hem uyumak istemiyordum hem de bir şeylerle oyalansam iyi olacaktı. Valizimi aldım ve yatağın üzerine koydum. Siyah şort taytımı ve sade siyah tişörtümü aldım. Sonra yatağın üzerine koydum ve valizimi kapatıp indirdim. En iyisi bu işkenceden kurtulmak için kıyafetlerimi dolaba koymalıydım. Ama önce kıyafetlerimi giyip kahvaltıyı hazırlamalıydım. Önce taytımı sonra da tişörtümü giydim. Saçımı tarayıp topuz yapıp odadan çıktım. Sessiz bir şekilde merdivenlerden indim. Sonra mutfağa geçtim. Ne yapsam diye birkaç dakika düşündüm. Bunu düşünmekle zaman kaybetmemek için buzdolabını açtım. Kahvaltılıkları çıkardım ve masaya koydum. Tabak bulabilmek için nerdeyse bütün kapakları açtım ve işte sonunda buldum. Her şeyi Uzaydan beklememek lazım ve bu yüzden arada bir mutfağa girsem iyi olacaktı.

Zeytini, peyniri, kaşar peynirini... Tabaklara koydum ve sonra masaya koydum. Sonra domates ve salatalığı aldım ve güzel bir şekilde yıkadım. Yıkadıktan sonra ince ince doğradım. Doğradıktan sonra tabaklara koydum ve onları da masaya koydum. Evet, bunlar hazırdı. Şimdi fırında patates yapabilirdim. Patatesleri yıkayıp kabuklarını soydum. Çok ince olmayacak şekilde patatesleri kestim ve suya attım. Doğrama işi bittikten sonra patatesleri kaba koydum ve üzerlerine baharatları döktüm. Sonra onları kaşıkla karıştırdım ve fırını yaktım. Ben de bu sıra da tepsiye yağlı kağıdı koydum ve patatesleri tepsiye koydum. Sonra fırına attım. Yarım saat sonra olacaklardı. Başka ne yapabilirim diye düşündüm ve aklıma yumurta geldi ama herkes sever miydi bilmiyorum. Bunu yapıp yapmamak arasında kaldım ve kaşık dökmesine karar verdim. Önce dolapları karıştırdım. Malzeme varsa yapacaktım. Buzdolabını açtım güzel malzemeler vardı. O zaman şimdi yapabilirdim. Dolaptan malzemeleri aldım ve dolabı kapattım. Tava neredeydi? Tavayı bulmak için birkaç dolap kapağı açtım ve bulmuştum. Tavayı alıp ocağa koydum. Şimdi harcını yapabilirdim. 2 yumurta aldım ve onları yıkayıp beyaz kabın içine kırdım ve karıştırmaya başladım. Sonra 2 su bardağı yoğurdu kabın içine boşalttım ve karıştırmaya devam ettim. Ardından yarım su bardağı suyu da döktüm ve karıştırmaya devam ettim. Göz kararı tuz ekledim. 2 paket kabartma tozunu ve 2 su bardağı unu azar azar dökerek karıştırmaya devam ettim. Kıvamı olduğunda en son lor peyniri ekledim. Evet, şimdi harcımız hazırdı. Tavanın altını yaktım ve o ısınırken tavaya biraz yağ döktüm. Sonra kaşık yardımıyla harcı aldım ve tavaya küçük daire şekilde koydum. Pişmesini bekledim. Piştikten sonra diğer tarafını çevirdim. Bu işlemi harç bitene kadar yaptım. Sonra pişen kaşık dökmelerini tabağa koydum ve masaya koydum. Patateslere baktım ve biraz daha durduktan sonra çıkaracaktım. Çay suyu koydum ve kaynamasını bekledim. Fırını kapattım. Fırının kapağını açtım ve patatesleri çıkardım. Onun için üst raftaki beyaz tabağı alacaktım ama birazcık boyum yetmedi. Almaya uğraşırken tabağı aldım ve bir anda ses duydum ve korktum.

''Melis ne yapıyorsun?'' dedi Uzay ve elimde ki tabak ayağıma düştü ve yerle birleşince tabak kırıkları ayağıma battı ve bir anda bağırdım.

''Asıl sen ne yapıyorsun buradan? Ah... Canım yanıyor.'' dedim ve Uzay yanıma gelip ayaklarıma baktı.

''Ben senin burada olduğunu nerden bileyim. Şaşırdım ve seslenmek istedim. Seslenmez olaydım. Şu ayaklarının haline bak.''

''Aynen ayaklarıma bak Uzay. Bu senin eserin. Nasıl geldin sen öyle sessiz bir şekilde? Hiç duymadım seni.''

''Önce gel seni sandalyeye oturtturalım.'' dedi Uzay ve bana sarılıp sandalyeye oturmamda yardımcı oldu. Çok canım yanıyordu ama belli etmiyordum.