2. BÖLÜM: HABER

9 4 0
                                    

Gözlerimi Yağmur'un sesiyle açtım. Telefonla konuşuyordu. Kaan olabilir diye kalktım hemen.

''Kaan mı? Doruk bulunmuş mu?'' dedim ve Yağmur'un yüzüne baktım ama anlıyordum ki bir sorun vardı.

''Evet, arayan Kaan'dı Melis. Üzgünüm. Dün geceden beri bakmışlar ama bulamamışlar.'' dedi ve dengemi kaybettim.

''Melis dikkat et. Geç şöyle otur.'' dedi ve sandalyeyi çekti ve oturdum.

''Nasıl bulamamışlar Yağmur? İyi bakmamışlar mı?''

''Tabi ki de bakmışlar. Bakmaz olurlar mı hiç. Ama bulamamışlar.''

''Aklım almıyor. Aklım almıyor. Nasıl bulamazlar?'' dedim ve içeriye Kayra girdi.

''Kusura bakmayın geldim ama sesleri duyunca girmek istedim. Bir şey oldu sandım. İyi misiniz?''

''Değilim Kayra. Hem de hiç değilim.''

''Peki, ne oldu? Neden iyi değilsin?''

''Doruk'u bulamamışlar. Bak kaç saat oldu akşamdan beri nasıl bulamazlar?'' dedim ve ağlamaya başladım.

''Melis o kadar bakmışlar bulamamaları normal diye düşünüyorum. Dalga onu çok uzaklara sürüklemiş olabilir.''

''Hayır, normal değil Kayra. Bu durum hiç normal değil.'' dedim ve odadan çıktım.

''Nereye gidiyorsun Melis?'' dedi Yağmur.

''Onu bulmaya.''

''Tek gidemezsin. Biz de gelelim.'' dedi Kayra.

''Peki gelin. Arabayı sen kullan. Bu halde kullanamam.'' dedim ve beraber evden çıktık. Arabaya doğru ilerledik ve Kaan'ı gördüm.

''Nereye gidiyorsunuz?''

''Uçuruma.'' dedim.

''Neden ki? Ne yapacaksınız orada?''

''Senin yapamadığını yapacağım.'' dedim ve arabaya bindim. Kaan'ın arkamdan tuhaf bakışlarına bana baktığını biliyordum. Ama umurumda değildi. Sonra Kayra ve Yağmur geldi ve arabaya bindiler.

''Hadi Gidelim.'' dedim ve sonra ön kapıyı Kaan açtı ve bindi. Sonra arkasını bana döndü.

''Melis o nasıl konuşmak öyle. Geceden beri uyumadım ben uyumadım. Bu saatte kadar Doruk'u buluruz umuduyla bekledim orada. Ama kaç saat baktılar bulamadılar. Böyle davranman beni çok üzdü.'' dedi ve önüne döndü.

''Hadi sür Kayra. Bir kez de biz bakalım.'' dedi Kaan ve Kayra gaza basıp sürmeye başladı.

Kaan haklıydı. Ona öyle dememeliydim. Kendimi çok kötü hissetmeye başladım.

''Özür dilerim Kaan. Öyle demek istemedim.''

''Özür dileme Melis. Acın var anlıyorum.'' dedi ve hemen önüne döndü. Bir şey diyemedim. Ama sonra onunla konuşacaktım. Uzun yolculuğumuzun arasında sonunda gelebilmiştik. Hepimiz arabadan indik. Tekrar buraya gelmek beni çok kötü etkilemişti. Nefes almam güçleşti. Doruk'un düştüğü yere baktım. Tekrar ve tekrar düşüşünü gördüm. Ve bana son bakışını. Ağlamaya başlamıştım. Kafamı oradan çevirdim.

''Teo'yu bulmuşlar mı peki?''

''Hayır. Onu da bulamadılar.'' dedi Kaan.

İşte buna çok ama çok şaşırdım. Bu işte bir şeyler vardı. Bunu hissedebiliyordum.

''Peki o zaman aramaya başlayalım. Belki bir şey buluruz.'' dedim ve aşağıdaki yola doğru yürümeye başladım. Onlarda arkamdan geliyorlardı. Kayalara baktım. Belki kayaların aralarına sıkışmış olabilir diye düşündüm ama yoktu. Sonra tekrar geriye döndüğümde sarı bir şeyin parladığını gördüm. Oraya doğru ilerleyip eğildim ve elimle uzandım. Elime alıp baktığımda bunun sarı bir yıldız olduğunu gördüm. Çok güzeldi. Pek eski gibi durmuyordu.

KURUCUNUN YILDIZLARIWhere stories live. Discover now