4. BÖLÜM: BİLİNMEYEN KATİL

10 4 0
                                    

Onun olduğuna hala inanamıyorum. Ama inanmalıydım. Gözlerimle gördüm ve bunu yapan rüyalarımda ki kişi oydu. Doruktu... Ona güvenmiştim biraz da olsa. Ama hayal kırıklığına uğradım. Zaten hep öyle olurdu. Olduğum yerde kıpırdamadan duruyordum öylece. Acıyı hissediyordum ama daha çok Doruk'u düşüyor ve olanları unutamıyordum. Dakikalarca öyle kaldım. Sonrasın da dizlerimden kan akmasıyla kendime geldim. Ve büyük bir acıyla inledim.

''Rüzgâr. Rüzgâr...'' diye seslendim ama duymadı beni. O yoksa nasıl kalkabilecektim ki? Kalkamıyordum bile. Sonra telefonum aklıma geldi. Çantam biraz uzaktaydı. Emekleyerek gitmeye çalıştım. Büyük bir çaba sonucu ulaşabilmiştim. Direk Yağmur'u aradım. Biraz bekledikten sonra açmıştı.

''Efendim Canım. Dur sesin iyi gelmiyor senin. Bir şey mi oldu?''

''Evet. Acilen bize gelebilir misin? Yolun kenarında yerdeyim. Kalkamıyorum. Yardımın lazım. Rüzgâr'a ulaşamadım. Onu da merak ettim. Ah tabi. Akıl kalmadı ki. Seslendim ve aramadım onu.''

''Tamam, tamam hemen geliyorum. Ayrılma bir yere.''

''Yağmur kalkamıyorum zaten nereye gidebilirim ki?''

''Tamam sinirlenme. Kapattım geliyorum.'' dedi ve kapattı.

Olayın şokuyla Rüzgârı aramak aklıma bile gelmedi. Hemen aradım ve telefon açıldı.

''Nerdesin Rüzgâr? İyi değilim.''

''İyi değil misin? Dur ne oldu?''

''Küçük bir kaza diyelim. Gelince anlatırım. Sen nerdesin?''

''Canlaydım hemen geliyorum.'' dedi ve telefonu kapattı.

Aradan beş dakika geçtikten sonra Yağmur'un arabasını gördüm. Peşinden de Rüzgâr gelmişti.

''Ah, Melis ne haldesin. Gel tuttum seni.'' dedi Yağmur.

''Melis bu ne hal? Gel buraya.'' dedi Rüzgâr ve ikisinin kolları arasında yürümeyi başardım.

''Sakin olun iyiyim. Ama önce bir duş almam lazım. Sonra anlatacağım.'' diyebildim ve ikisi de kafasını salladı. Acı dolu adımlar atarak eve girdik ve merdivenlerden çıkarak odama çıktık. Rüzgâr aşağıya inip atıştırmalık bir şeyler hazırlayacaktı. Yağmur da bana duş almama ve giyinmeme yardım edecekti. Büyük bir acıyla inledim Yağmur kıyafetlerimi çıkarırken.

''Acıttım mı?''

''Evet, biraz ama sorun değil.''

''Melis neler oldu böyle. Korkutuyorsun beni.''

''Her şeyi anlatacağım ama lütfen önce duş almama yardımcı ol.'' dedim ve ardından gözlerimin dolduğunu hissettim. Sonra kendimi toparladım ve parmağımla direk sildim. Yağmur'un gözünden kaçmadı ama bir şey söylemedi. Sonra Yağmur beni kollarına sarıp banyoya götürdü. Küvete oturmama yardımcı oldu ve kapıyı kapatıp çıktı.

''Buradayım Melis. Bir şey olursa seslen bana.''

''Tamam. Teşekkür ederim.'' dedim ve gözyaşlarımı bıraktım.

İstesem de durduramazdım. Çünkü bir kez canım yandı ve durduramazdım. Bıraktım ve aksın. Tıpkı bir şelale gibi... Bir süre öyle kaldım ve yaşadığım olayı düşündüm. Doruk beni ezmeye kalktı. Tıpkı rüyamda ki arabada ki gibiydi her şey. Ama neden? Neden bunu yapsın ki bana. Ben ona ne yaptım ki? Beni öldürecek kadar ne yapmış olabilirdim ki ona? Düşüncelerimin arasından kurtulup yıkanmaya başladım. Yara yerlerine gelince dikkat ettim. Ama boşunaydı. Yara olan yerleri istesen de acıtmadan geçemezdin. Zor da olsa duşumu alıp çıktım küvetten. Siyah bornozuma sarıldım ve saçlarımı da havluya sardıktan sonra kapıyı açtım. Yağmur duvarda ki sözlerimi okuyordu.

KURUCUNUN YILDIZLARIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora