17. BÖLÜM: ARAYIŞ

5 5 0
                                    

Gözlerimi açtığımda evimde olmadığımı biliyordum. Burası şirketin acil yeriydi. Ayağa kalkmaya çalışırken büyük bir acıyla inledim. Sonra kapı açıldı ve doruk geldi. Hızlı adımlarla yanıma geldi ve bana kocaman sarıldı. Canım yandı ama belli etmedim.

''Seni bırakıp gittiğim için çok ama çok üzgünüm.'' dedi ve bana kocaman sarıldı. Onun sarılması ve yanımda olması bana yetti. Gerisi önemli değildi.

''Nereye gitmiştin? Seni çok merak ettim. Ve bir an gerçekten bizi terk ettin sandım.'' dedim ve yüzüne baktım. O da üzgün bir ifadeyle bana baktı ve ellerimi tuttu.

''Gitmek zorundaydım. Gitmeseydim eğer ikimizden birisi şuan burada olmayacaktı Melis.'' dedi ve şaşkın bir ifadeyle ona baktım.

''Ne demek istiyorsun? Anlamadım.''

''Nasıl oluyor bilmiyorum ama Melis ama sana da olmuştu. İlklerden Doruk bizi kurtardı. Yani anılarımız sonradan geliyor. Nedeni ne bilmiyorum ama sen arkama geçtiğinde anı hafızamda tekrar canlandı. İşaretlerden bahsettiği kadar bana ikimizin gücünden de bahsetmiş. Sonra bunu detaylı öğrenmek için şirkete gittim ve araştırmalar yaptım. Sonucu biliyorsun. Gitmek zorundaydım Melis, gitmek zorundaydım. Ne sen beni kaybet istedim, ne de ben seni kaybetmek istedim. İkimiz için ve yıldızlarımız için yaptım bunu. Ama geç kalmıştım. Seni o halde görünce gerçekten çok kötü oldum. İlklere ne kadar teşekkür etsek az. Biliyor musun onlarla çok tanışmak isterdim.'' dedi ve gözlerimin içine bakıp hafif gülümsedi. Demek bizim için yapmıştı bunu. Gerçekten de ilkler bizim hayatımızı kurtardı.

''Anlıyorum. İyi yapmışsın Doruk. Bende olsam aynısını yapardım. Ve haklısın. Bende onlarla çok tanışmak isterdim. Bizi kurtardılar. Keşke biz de onları kurtarabilseydik.'' dedim ve camdan dışarı baktım. Gece olmuştu ve yıldızlar çıkmıştı hepside birbirinden çok güzeldi.

''Doruk kalkmama yardım eder misin?''

''Ama dinlenmen lazım Melis, böyle olmaz.''

''Şimdi değil Doruk. Her şey bittiğinde...'' dedim ve bana baktı. Sonra bana kıyamayıp kalkmama yardımcı oldu.

Camın önündeydik. Beraber yıldızlara bakıyorduk. Ona tutunmuştum. Çünkü gücüm yoktu ve göğsüm cidden acıyordu. Beraber aynı anda yıldızlara bakmak ne kadar güzeldi. Sonra bir şey oldu ve iki yıldız kaydı.

''Gördün mü Doruk yıldız kaydı.'' Dedim ona heyecanlı bir şekilde bakarken.

''Evet, küçük yıldızım gördüm. Belki de onlar Doruk ve Melis ti. İlkler bir yıldız gibi kaydı.'' dedi bana gülümserken. Ben de ona baktım. Gülümsedim.

''Belki de onlardı.'' dedim yıldızlara bakarken. Bir süre öyle kaldık ve sonra acilden çıktık.

''Bizim çocukları görmek istiyorum. Bu arada Mertler nerede? Güvendeyiz de mi?''

''Evet, güvendeyiz tabi ki. Onlar aşağıda kafesteler. Asla çıkamazlar. Babamlar sağ olsun bizim için yapmışlar bir şey olur diye ama onlara nasipmiş.'' dedi gülerken. Sonra babam geldi aklıma. O ağacın oradaydı ve ben bir şey yapmamıştım henüz.

''Doruk babamı burada ağaçların birine gömmüş. Onu oradan çıkarıp annemin yanına gömmem gerekiyor.''

''Tamam, yaparız ama geç oldu. Yarın yaparız olur mu?''

''Tamam, olur.'' dedim ve yürümeye devam ettik.

Ofise girdiğimizde herkes çalışıyordu. Bir şeyler bulabilmek için çabalıyorlardı. Sonra onlara seslendim.

''kolay gelsin yıldızlarım.'' Dedim gülümserken. Sonra hepsi aynı anda döndüler ve koşarak yanıma geldiler. Sarıldılar teker teker.

''Tamam, ama acıtmadan arkadaşlar. Çok fena acıyor hala.'' dedim gülümserken.

''Melis seni o halde görünce...'' dedi Yağmur ve cümlenin sonunu götüremeden ağlamaya başladı. Sonra ona sarıldım.

''Canım benim ağlama ama. Baksana bana karşındayım. Önemli olan bu sonuçta de mi? Akıtma o güzel gözyaşlarını bakim.'' Dedim ve gözyaşlarını sildim. Sonra Kaan geldi ve sarıldı.

''Kaç bakim biraz da ben sarılacağım dostuma.'' dedi ve sarıldı.

''Melis var ya aklım çıktı aklım. Deli olduk deli. O halde seni görünce kafayı yedik Melis. Neyse ki iyisin ve yanımızdasın. Seni tekrar görmek güzel Kurucumuz.'' dedi Kaan ve bana kocaman gülücükler saçtı.

''Ya Kaan ağlatacaksın beni ya tamam susun. İyiyim, iyiyiz. Her şey yolunda, tabi bir nevi ama halledeceğim.''

''Melis geçmiş olsun. Biraz daha iyisin umarım.'' dedi Jasper.

''İyiyim. Teşekkür ederim. Sen olmasaydın burada olmazdım.''

''Öyle deme. Elimden gelen her şeyi yaptım.''

''Tekrar teşekkür ederim.''

''Bir şey buldunuz mu?'' dedi Doruk.

''Maalesef bulamadık.'' dedi Kaan ve içime bir sıkıntı çöktü. Ayakta durmakta güçlük çekiyordum ve sandalyeyi çekip oturdum. Doruk beni o halde görünce endişelendi.

''Melis İyi misin?'' dedi korku dolu bir yüz ifadesiyle.

''Korkma bir sorun yok. Sadece gücüm yok o kadar.'' dedim ve elerlini tuttum.

''Düşünsenize, bir deney yapıyorsunuz ve ilerisini görüyorsunuz sadece. Ama düşünmüyorsunuz ki bir gün bu deney yanlış sonuçlarla karşılaşabilir. Ve siz bunu yine düşünmüyorsunuz ve iş işten geçmiş oluyor.'' dedim onlara bakarken.

''Ne demek istedin?'' dedi Doruk.

''Bizi anlattım aslında. Bir deney yapıldı özel güçler. Ve biz de denek olduk. Ama düşünmediler ki bir gün bu kötü sonuçlara yol açacak. Bunu anlatmak istedim. Yani şahsen bir deney yapsam ben bunun olumsuz tarafını da bir gözden geçiririm. Dümdüz bir yolda ilerlemem. Farklı yollara saparım ve her yoldan bir bilgi edinirim. Cidden tedavi olmaması canımı çok sıkıyor. Ömür boyu ben bu halde yaşamak istemiyorum. Ve düşünün aşağıda ay takımı dinleyen kötüler var. Bize karşı her zaman tetikte olacaklar. Ben ömür boyu sevdiğim insanlara zarar gelecek korkusuyla ve bir gün onları kaybedecek korkusuyla yaşamak istemiyorum. İlklerin sonu bizde de olsun istemiyorum. Sadece huzurlu bir şekilde sevdiğim adamla ve arkadaşlarımla yaşamak istiyorum.'' dedim ve üzgün bir ifadeyle yere baktım. Sonra Doruk önüme eğildi ve gözleri gözlerimle buluştu.

''Umudunu kaybetme Melis. Her zaman bir umut vardır. Er ya da geç bu umut bizi bulacak.'' dedi ve bana baktı. Sonra içeriye giren bir ayak sesi duyduk. Hepimiz kafamızı çevirdik ve gelene baktık.

''Umudunuz geldi.'' dedi Kayra.

''Kayra sen...'' dedim ve şok içinde kaldım. Gitti sanmıştım ama buradaydı.

''Gittiğimi düşündünüz de mi? Ama bu doğru. Sizin için geri döndüm ve aynı zamanda hep sizi takip ettim çocuklar. Evet bir umudunuz var ve o da bu çantada. Annelerinizin tek umudu işte bu çantada çocuklar.''

''Düşündüğümüz şey mi?'' dedi Doruk.

''Aynen öyle. Tedavi bu küçük siyah deri çantada.'' dedi ve dorukla birbirimize sarıldık ve gülümsedik. Sonra hep beraber birbirimize bakıp gülümsedik.

KURUCUNUN YILDIZLARIWhere stories live. Discover now