11. BÖLÜM: TOPLANMA GÜNÜ

11 5 0
                                    

Gözlerimi hafif aralıklarla açtım. Açtığımda ise arkamda birisinin olduğunu hissettim. Yavaşça döndüm ve bu Doruktu. Ama bu halde ne işi vardı ki yanımda?

''Doruk beni korkuttun. Ne işin var burada? Yatağında olman gerekirdi. İyi misin?''

''Senin yanındayım ya iyi olmamak imkansız olurdu. Merak etme düne göre biraz daha iyiyim.''

''İyi olman güzel ama yatağında kalmalısın Doruk.''

''Tamam, zaten yatağımdayım ve bana iyi gelen meleğimin yanındayım.'' dedi ve göz göze geldik. Gülümsedik. Onu iyi görmek güzeldi. Ve onu çok özlemiştim. Sonra biraz yakınlaştık. Dudaklarımız tıpkı mıknatıs gibi bizi çekiyordu. Yavaş yavaş yaklaştık ve artık birbirimizin nefesini hissedebiliyorduk. Sonra Doruk dudaklarımı öptü ve bende onun dudaklarını öperek dudaklarımızı mühürledik. Her öptüğünde içime farklı hisler doğuyordu. Onu bir kez daha hissetmek bana çok iyi gelmişti. Eminim ona da iyi gelmiştir. Elleri bedenimde dolaşıyordu. Dokunduğu her yer tenimi yakıyordu. Sonra üzerime çıktı ve göz göze geldik. Bu sert bakışları özlemiştim.

''Seni çok seviyorum Yıldızım.''

''Bende seni çok seviyorum Gökyüzüm.'' dedim ve göz göze geldik. Şimdi bakışlarımız konuşuyordu. Sonra tekrar dudaklarımız birleşti ve dudaklarımızı mühürledik. Birkaç saniye sonra kapı açıldı ve Doruk kendini kenara attı. Gelen kişi Uzaydı.

''Çok pardon bölmek istemezdim ama kahvaltı hazır diyecektim.''

''Sağ ol Uzay da kapıyı çalsaydın keşke.'' dedi Doruk ve biraz utandım.

''Haklısın Doruk. Üzgünüm. Bir daha olmaz. İşiniz bitince gelirsiniz.'' dedi ve Uzay gülerek çıkarken Dorukta Uzay'a yastık fırlattı.

''Doruk ne yaptın ya saçlar bozuldu.'' dedi Uzay.

''Oh iyi oldu. Benimle dalga geçersen o saçlar çok bozulacak.'' dedi Doruk.

''Tamam, bu kadar yeter beyler. Geliyoruz Uzay.'' dedim ve gülümsedim.

''Tamam Melis. Ben çıktım.'' dedi ve Uzay odadan çıktı.

''Doruk ne yapıyorsun? Çocuk kahvaltıya çağırdı hadi kalk.'' dedim ve yataktan kalkarken Doruk kolumu tuttu. Yatağa yatırdı ve beni kendine çekti.

''Kahvaltıya gidiyoruz Doruk. Açım hadi.'' dedim ve kolundan tutup kaldırmaya çalıştım ama başaramadım.

''Ben şuan kahvaltımı yapıyorum.''

''Saçmalama Doruk ya açım ben. Geleceksen gel gelmiyorsan ben iniyorum.''

''Tamam, inatçı kız sakin ol. Geliyorum.'' dedi ve sinirlerimi bozdu.

''Tamam, gıcık bey o zaman kahvaltıda görüşürüz.'' dedim ve banyoya doğru yürüdüm.

Dorukta odadan çıktı ve kendi odasına gitti. Önce lavabo işini hallettim. Sonra ellerimi ve yüzümü yıkadım. Sonra ellerimi kuruladım ve banyodan çıktım. Valizime doğru ilerledim. Sonra valizi elime aldım ve yatağın üzerine koydum. Fermuarını açtım ve giyecek bir şeyler baktım. Mavi kot şortumu aldım. Üzerime de sade beyaz salaş gömleğimi aldım ve yatağın üzerine koydum. Valizimin fermuarını kapattım ve yerine koydum. Önce yatağı toplayıp düzelttim. Sonra üzerimde ki pijamalarımı çıkardım ve yatağın üzerine koydum. Önce şortumu giydim. Sonra da gömleğimi giydim. Saçlarım kalmıştı bir tek. Tarağımı çantamdan aldım ve saçlarımı taradım. Saçlarımı tararken midemin guruldadığını duydum.

''Midem biliyorum açız ama biraz daha sabretmen gerekiyor. Saçlarım bitsin ineceğiz.'' dedim ve saçlarımı taramaya devam ettim. Saçlarımı taradıktan sonra saçlarımı atkuyruğu yaptım. Sonunda hazırdım. Odadan çıktım ve Doruk'un odasının kapısının önünde durdum. Sonra kapıyı tıklattım.

KURUCUNUN YILDIZLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin