9. BÖLÜM: GERÇEKLERE ADIM ADIM

38 8 0
                                    

Gözlerimi açtığımda onu gördüm ve hemen kalktım ve yanına gittim.

''İyi misin?'' Dedim üzgün bir yüz ifadesiyle.

''İyiyim merak etme. Sen iyi misin?''

''İyi değilim. Bu olanlar ne? Demin ki yaşadıklarımız neydi? Bana ne oldu? Ben bunları yapamam. Kafayı yiyeceğim Doruk. Bana artık her şeyi anlatır mısın?'' Dedim yüzüne bakarak.

Doruk biraz düşündükten sonra konuşmaya başladı.

''Melis öncelikle otur ve sakin bir şekilde dinle beni. Anlatacağım sana ama sözümü kesme olur mu?''

''Tamam kesmeyeceğim. Seni dinliyorum.'' Dedim ve koltuğa oturdum. Yüzüne bakıyordum ve söyleyeceği sözleri çok merak ediyordum.

''Melis bu yaşanan şeyler ve dün gecede dâhil bunları sen yaptın. Babam ve babanın ikisinin gizli bir projesi vardı. Bu proje özel güçlere dâhil bir projeydi. Ama birisi daha vardı ki bu projeye dâhil olmak istedi ve babamlar o adamı projeye dâhil etmediler. Can'ın babası Tolga ve Teo'nun Babası Serkan. Babamlar bu ikisine güvenmedikleri için onları istemediler. Bu duruma kızdılar ve sinirlendiler. Şimdi söyleyeceklerimi kulaklarını açmanı ve beni dinlemeni istiyorum. Bu projeyi babamlar buldu ve üzerimizde denediler. O zamanlar gönüllü insanlar bulamamışlardı ve bizim üzerimizde denemişlerdi. Aslında buldular ama buna izin vermediler. Çünkü o insanlar şuan bizim düşmanımız Melis. Can ve Teo. İkisi iş birliği içindeler ve seni kullanıyorlar. Sana rol yapıp babanın bu güçleri sakladığı yeri öğrenmek istiyorlar. Bunun büyük payı babaları onları kullanıyorlardı. Zorladıklarını düşünüyorum. Bu güçler bir tüpün içinde. Ama babandan başka kimse bilmiyor. Oysa ki bunu bilmiyorlar ve senin bildiğini düşünerek senden öğrenmeye çalışacaklar. Bu yüzden ikisine karşı çok dikkatli olmalısın. Hatta dışarı bile tek çıkmanı istemiyorum. Çıkacaksan eğer benimle çıkacaksın.''

Duyduklarıma inanamıyordum. Bunları ben yapmıştım. Özel gücüm varmış ama onu bilmiyordum. Bilmeyi geçtim o anılarımı bile hatırlamıyorum. Can bunu bana yapamazdı. Her şey olabilirdi ama Can beni kullanamazdı. Buna inanmıyorum. Ve babamların özel güç projesine hiç anlam veremedim. Beni kullandıklarına inanamıyordum. Ayrıca yine bana karışmıştı. Kafayı yiyecektim.

''Doruk şuan kafam çok karışık ve bazı şeyleri anlamlandıramadım. Ve Can benim çocukluk arkadaşım, canımdan çok sevdiğim arkadaşım beni kullanmaz ki. Özel güç dedin iyi de ben o anları hatırlamıyorum ki. Her şeyi hatırlıyorum ama o anlar yok. Böyle bir şey olamaz.'' Dedim ve yüzünü yine asmıştı. Yere bakıyordu.

''Melis insanlara güvenme. Özellikle en sevdiklerine güvenme. Bir gün gelir ve en sevdiklerin bile senin canını yakıp hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam ederler. Ve sen de bu acının içinde karanlığa gömülürsün.''

''Kime güveneceğimi çok iyi biliyorum. Bu konu seni ilgilendirmez. Her şeyi geçtim babamın bana bu gücü vereceğini asla düşünmüyorum. Benim rızam olmadan asla böyle bir şey yapmaz.'' Dedim ve yüzüne baktım. Yine yüzü düşmüştü ve yere bakıyordu.

''Bana bak dedim. Gözlerime bak Doruk! Neden yüzün bu halde?''

''Üzgünüm. Bunu söyleyemem.''

''Neden?''

''Söyleyemem Melis. Zorlama lütfen...''

Doruk'un söyleyememe sebebini anlamıyordum. Neden böyleydi anlamıyordum. Her şeyi geçtim neden söyleyemiyordu? Kafamda onlarca düşünce arasında kaybolmuştum. Bir çıkış yolu bulamıyordum. Kaçmak istedim ama kaçamıyordum.

''Peki.'' Dedim ve sinirli bir şekilde kırık camların arasından dışarı çıktım. Hızlı adımlarla bahçeden dolaştım ve arabaya doğru ilerledim. Olamaz ya anahtarı unuttum. Şimdi geri dönecektim. Oflayarak geri döndüm ve arkadan dolaştım. Balkondan atlayıp içeri girdim. Sessiz bir şekilde odada ilerleyip koridora çıktım. Doruk koltukta otuyordu. Anahtarın olduğu masaya baktım ama yoktu.

''Bunu mu arıyorsun?'' Dedi elindeki arabanın anahtarını göstererek.

Harika. Hazır ol Melis 36484 kavgamıza.

''Evet. Onu arıyorum.'' Dedim ve yanına gittim.

''Gidemezsin Melis. Burada kalacağız.''

''Demek öyle. Üzgünüm.'' Dedim ve ellerimi ona doğru uzattım ve onu ittim. Neye uğradığını şaşırdı ve ben de hemen koşarak evden çıktım. Arabaya doğru koştum ve arabanın kilidini açtım. Sonra arabanın kapısını açtım ve şoför koltuğuna oturdum. Arabayı çalıştırdım ve gaza bastım. Arabayı sürerken ona bunu yaptığım için üzgündüm. Bana başka bir çare bırakmamıştı. Gaza basıp sürmeye devam ettim. Dikiz aynasından baktım kimse yoktu. Sadece ağaçlar gözüküyordu. Sonra tekrar baktığımda çok hızlı bir şekilde koştuğunu gördüm. Gaza daha fazla yüklendim. Beni yakalamasına izin veremezdim. Sonra bir anda onu yanımda otururken gördüm ve olayın şokuyla arabayı son anda durdum ve ağaçlara çarpmaktan kurtulduk.

''Sen ne yapmaya çalışıyorsun? Ölüyorduk. Farkında mısın? Nasıl burada olabiliyorsun? Aklımı kaybedeceğim.'' Dedim öfkeli bir şekilde.

''Beni itmeseydin bunlar olmayacaktı inatçı kız. Buraya nasıl geldiğimi merak ediyorsun. Merakını anlıyorum. Özel gücüm hızlı koşmak. Biliyorsun aslında bunu. Normal bir insan seni hem o inşaatın önünde hem de o arabanın önünde kurtaramazdı.''

Şimdi anlıyordum demek bu yüzden beni rahat bir şekilde kurtarmıştı. Haklıydı. Normal bir insan beni kurtaramazdı.

''Özel gücün çok güzelmiş. Güle güle kullan. Şimdi beni rahat bırak ve in arabadan.'' Dedim bağırarak.

''İnmiyorum Melis. Geri dönüyoruz. Hemen.''

''Hayır dönmüyoruz.'' Dedim. Ve biz aramızda böyle tartışmaya devam ederken o araba gelmişti. Sürekli karşıma çıkan ve beni öldürmeye çalışan araba işte karşımda duruyordu. Harika. Artık gereken cevabı vermeliydim. Arabanın kapısını açacakken Doruk kolumu tuttu.

''Gidemezsin.'' Dedi sinirli ve telaşlı bir şekilde.

''Gideceğim.'' Dedim. Ve kapıyı açacakken arabanın kapısını kilitledi. Büyük bir öfkeyle baktım ona. Sonra sol kolumun dirseğiyle arabanın camını kırdım. Ellerimi uzattım ve kapıyı açıp arabadan indim. Doruk'un şaşkın yüz ifadesini arkamdan görebiliyordum. Siyah Mercedes'e doğru yürümeye başladım. Ama artık öğrenmeliydim. Gerçekleri öğrenmeliydim. O arabanın içinde kim vardı öğrenmeliydim. Beni kim öldürmek istiyordu öğrenmeliydim. İşte tam beş adım uzağımdaydı. Her şeyi öğrenecektim. Artık sırlar açığa çıkmalıydı. Sonra kapı açıldı ve onu gördüm. İnanamıyordum. Bu arabanın içindeki kişiye inanamıyordum. Hayal görüyor olmalıydım. Bu... Bu olamazdı. Şok geçiriyordum. Bana silahı doğrulttu ve gülümsedi.

''İyi uykular güzellik.'' Dedi ve tetiği çekti.

KURUCUNUN YILDIZLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin