15. BÖLÜM: YÜZLEŞME

12 4 0
                                    

Gözlerimi açtığımda odamdaydım. Ve yanımda Doruk vardı. Kendimi geldiğini görünce hemen yanıma geldi.

''İyi misin?'' dedi ellerimi tutarak.

''Sanırım.'' dedim yataktan kalkarak.

''Dinlenmelisin.'' dedi

''Hayır Doruk. Bu sorunlar bitmediği sürece bana dinlenmek yok. Onlar hala orada mı?''

''Hayır. Senin düştüğünü görünce korktular ve kapattık. Sonra konuşacağız.''

''Güzel. Şimdi konuşalım.'' dedim ve odamdan çıkıp merdivenlere doğru yöneldim. Dorukta peşimden geldi ve hızlıca indik. Salona geldiğimizde Yağmur ayağa kalktı ve yanıma geldi.

''Nasılsın Melis?'' dedi.

''Herkes şu soruyu bana sormaktan vazgeçebilir mi artık. İyi değilim tamam mı? İyi olmayacağım.'' dedim ve küpün yanına gidip küpü açtım.

''Melis, Doruk sesimi duyuyor musunuz?'' dedim ve ekran geldi ve onları gördüm. Kendim ve Doruk'u orada görmek beni ürpertse de kendimi toparladım.

''Bayıldığını gördük. İyi mi...'' dedi ve sözünü kestim.

''Gördüğünüz gibi. Bana her şeyi anlatın. Ve babanı öldürmemem için bir sebep söyle'' dedim ve konuşmalarını bekledim. Bu cümleyi kurduğum için tabi herkes bana korkuyla bakıyorlardı. İnanın hayatım mahvolmuş ve bir de babamın asıl babam olmadığını öğrendim. Sizce ne yapabilirim? Hayatım gerçekten yok oluyordu. Canım yanıyordu ve asıl babamın nerede olduğunu bilmek istiyordum.

''Melis kızgınsın çok iyi anlıyorum ama böyle yapma lütfen. Bak ben sadece babamla konuşmak istiyorum. Buna dur demeli ve...'' dedi ve sözünü kestim.

''Bunlar umurumda değil Melis. Bana sadece kendi dünyanızdaki sorunu anlat ve bende çözüm bulayım.'' dedi ve ikisi de endişeli bir halde baktılar. Sonra anlatmaya başladı.

''Dünyamız büyük bir felaket altında. Babam burada birçok insanı özel güçlere sahip yaptı ve demin de dediğim gibi bazı şeyler kötü yola sürüklendi. Güçlerini tamamen kötülüğe kullanan bir takım var ve onları bulduklarında kendi takımlarına alıyorlar ya da kabul etmezsek öldürüyorlar. Ve bizde burada saklanıyoruz.'' dedi ve biraz düşündüm.

''Dur tahmin edeyim. O takımın başında Mert ya da Teo mu var?'' dedim.

''Hayır. Uzay ve Jasper yönetiyor. Görmek istemezdin onları.'' dedi ve arkamda duran Uzay ve Jasper'a baktım. İkisi de şaşkınlıkla dinliyordu. Sonra önüme döndüm ve konuşmaya başladım.

''Tamam. Şöyle yapıyoruz. Ben sizin sorununuzu çözeceğim. Muhtemelen bizim sayemizde sahip oldunuz bu güçlere. Elbet babanı bulunca soracağım. Ve gelelim en önemli kısma. Baban buraya nasıl geldi?'' dedim ve merakla cevabı bekledim.

''Zaman yolcuğu yapan birisi var onun sayesinde geldi.''

''Peki, adı ne?''

''Arel.''

''Tamam. Peki, son soru geliyor. Baban kendi dünyanız yetmezmiş gibi neden bizim dünyamıza da gelip istemediğimiz bu saçma güçlere sahip olmamızı istedi?'' dedim öfkeli bir şekilde. Herkes bana bakıyordu. Ama bu umurumda bile olmadı.

''Babam dünyada ünlü olmak istedi. Adını duyurmak. Bu yüzden hepimiz bu haldeyiz. İnan sen kızdığın kadar bende kızıyorum babama.''

''İnan benim kadar kızamazsın. Annelerimizi öldürdü. Annelerimizi. Kim bilir babamı da mı öldürdü ne yaptı. Onu bile bilmiyorum. Ama her şeyi öğreneceğim. Ve düzelteceğim emin olabilirsiniz. İşin sonunda tekrar görüşürüz. Hoş çakalın.'' dedim ve küpü kapattım. Derin bir nefes almam lazımdı ve salondan çıkıp kapıya doğru yöneldim. Bahçeye çıktım ve kendimi yere attım. Uzun bir süre öyle kaldım. Sonra Doruk yanıma gelip uzandı ve bana baktı.

KURUCUNUN YILDIZLARIWhere stories live. Discover now