5.BÖLÜM: KAPIDAKİ BEKLENMEYEN KORKU

12 3 0
                                    

Büyük bir acıyla inledim ama belli etmedim. Yanımda ki Doruk ya da değil emin değilim ama bunu öğreneceğim. Arabadan indiğinde yavaşça başımı kaldırdım ve karşıya baktım. Yumruğu beni bayıltmamıştı aslında. Sadece biraz sarsmıştı. Ama ben sadece o inansın diye bayılmış numarası yaptım. Neler olduğunu öğrenmeliydim. İki Dorukta karşı karşıyaydı. Bir şeyler konuşuyorlardı ama anlamıyordum. Sanırım doğru Doruk'u öğrenmiştim. Sessiz bir şekilde arabadan indim ve kapıyı kapattım. Sesleri şimdi daha iyi duyuyordum.

''Melis'i rahat bırak.''

''Yo... O bana lazım.''

''Neden lazımmış sana aptal herif?''

''Bunları sana söyleyemem. Çık karşımdan yoksa olacaklardan sorumlusu ben değilim.''

''Öyle mi?'' dedi ve kafa attı. Şimdi kavga başlamıştı. Ayrıca şunu düşündüm. Ben ona ne konuda lazım olabilirim ki? Cidden sırlar sinirimi bozmuştu. Özellikle açıklanmamış sırlar. Bu düşüncelerden kurtulduktan sonra onlara baktım. İkisinin de Doruk olması baya tuhafıma gitmişti. Acaba ikiz kardeşi mi diye düşünmeden edemiyordum. Yani olabilirdi. Neden olmasın ki? Ya da olamazdı. Şimdi düşündüm de birisi beni istiyor ve kötü davranıyor. Diğeri ise beni kurtarmak istiyor. İkisine de baktım. Hangisi benim gerçek kurtarıcımdı? Birkaç dakika onlara baktım cevabı bulmuştum. Ona zarar gelmemeliydi. Gücümü toplamalıydım ve onu kurtarmalıydım. İkisi de kanlar içinde kalmıştı. Bunu ona ödetecektim. Ayağa kalktım ve onlara adım attım. Adım atacakken arabanın arkasında ki tabancayı gördüm. Tekrar eğildim ve sessiz bir şekilde kapıyı açtım. Tabancayı aldım ve geri kapattım. Kontrol ettim ve silahı sessiz bir şekilde çektim. Hazırdı. Şimdi ayağa kalkma zamanıydı. Öfkem beni ayakta tutan tek şeydi. Ve tabi onu kurtarmak...

Adım attım ve onlara doğru nişan aldım.

''Hey siz ayağa kalkın.'' dedim ve ikisi de yerden kalktılar. Bana şaşkın bir halde bakıyorlardı.

''Melis bin arabaya çabuk.''

''Hayır, Melis kaç buradan. Hemen. Arkana bile bakma.''

''Hayır. Dediğiniz hiçbir şeyi yapmıyorum. Sen Doruk bana hala vurduğuna inanamıyorum. Eminim geçerli bir sebebin vardır.'' dedim tepkimi bozmadan.

''Evet. Var. Ama onu sonra açıklayacağım. Hemen bin arabaya geliyorum.'' dedi.

''Melis sakın ona güvenme.''

''Doğru olan Doruğu biliyorum. Bana yumruk atan doruk gel yanıma.'' dedim ve diğer Doruk sinirden deliye döndü.

''Melis neler söylüyorsun. Ona güvenemezsin.''

''Kes sesini. Hadi Doruk gidelim.''

''Tamam.'' dedi ve önümden gidiyordu. Diğer Doruk ise peşimden geliyordu. Buna izin veremezdim. Ona bir şey olmasına izin veremezdim. Silahımı kaldırdım ve kafasına vurdum ve yere düştü.

''Melis sen... Ben olduğumu nasıl anladın.'' dedi nefes nefese kalmışken.

''Gözlerin, bakışların, bana nasıl baktığın ve kolunda ki siyah bileklikten anladım.'' dedim ve şaşırmış bir halde bana baktı.

''Teşekkür ederim Melis beni tanıdığın için ve beni kurtardığın için.'' dedi gözlerime bakarken.

''Ben bir şey yapmadım. Sadece yapmam gereken şeyi yaptım. Bana neler olduğunu anlatacak mısın?''

''Bilmiyorum Melis. Çığlık attın ve sana geliyordum. Sonrasını biliyorsun.''

''Peki. Ama polisi aramalıyız. Odamda iki suçlu var. Bir de şu tabi. Sen sanmıştım Doruk. O kim?''

KURUCUNUN YILDIZLARIWhere stories live. Discover now