14. BÖLÜM: VEDA

28 7 0
                                    

Şehir mezarlığına gelmiştik. Arabadan indik ve Doruk elimden tuttu. Sakin olamıyordum. Her yerimden acı akıyordu. Acıyı durduramıyordum. Acıyı ne kadar durdurmak istesem daha fazla acıyordu.

''Şurada güzelim.'' Dedi ve kafamı sağ tarafa çevirdim. Sevim güven ve Mehmet güven yazısını gördüm ve canım yanmaya başladı. Şimdi gözyaşlarım okyanus gibiydi. Doruktan ayrıldım ve koşarak annem ve babamın mezarlarına doğru koştum. İkisi yan yanaydı. Sol elimle anneme dokunuyordum. Sağ elimle de babama dokunuyordum. Acı içimdeydi. Ve içimde çok fazla acı vardı. Artık kendimi çok yalnız hissediyordum. Sevdiğim iki insan ölmüştü. Ve artık yaşamanın çok anlamsız olduğunu düşündüm. Yaşama hevesim artık yoktu. O kadar acı çekiyordum ki, hemen orada ölmek istedim.

''Bunu yapamazsın.'' Dedi Doruk sinirli ve korkmuş bir şekilde.

''Sen beni duyabiliyor musun?''

''Evet. Ve ben buradayken ölmen mümkün değil.''

''O sesi sen söylemiştin demi bana. Hani dikkat et o burada dediğini diyorum.''

''Evet.'' Dedi ve önüme döndüm bunu sonra öğrenirdim.

''Doruk şuradaki çiçekçiden bana çiçek alır mısın?''

''Tabi alırım.'' Dedi ve Doruk çiçek almaya gitti.

''Annem beyaz papatya sever. Babama ise istediğini alabilirsin.'' Dedim.

''Tamam. Alıp geliyorum hemen.'' Dedi ve bende annem ve babama baktım.

''Keşke size bir kez daha sarılabilseydim.'' Dedim ve gözyaşlarım akmaya devam etti. Bir süre onlara baktım. Sonra ileride ki çeşmeye gittim ve şişeye su doldurdum. Suyu doldurduktan sonra annem ve babamın topraklarına döktüm. Sonra oturdum ve Doruk'un gelmesini bekledim.

Tükendiğimi hissediyordum. Acı beni boğuyordu. Tükendim ve artık dayanamıyorum. Böyle bir şey asla dayanılmazdı. Ve ben bu acıya katlanmak ve alışmak istemiyordum. Sadece her şeyin eskisi gibi güzel olmasını istiyordum. Ama artık bu mümkün değildi. Sonra Doruk geldi.

''Aldım çiçekleri. Annene beyaz papatya, babana da zambak aldım.''

''Teşekkür ederim Doruk.''

''Önemli değil güzelim. Hadi şimdi bu güzel çiçekleri annene ve babana verelim.''

''Tamam.'' Dedim ve çiçekleri elinden aldım.

Anneme bakıyordum, güzel anneme. Beyaz papatyaları çok severdi. Beyaz papatyaları üzerine koydum ve sonra babama döndüm. Doruk nasıl bildi bilmiyorum ama babam zambağı çok severdi. Sonra zambakları da babamın üzerine koydum.

''İntikamınızı alacağım. Onlara o tüpleri vermeyeceğim. Sizi çok seviyorum.'' Dedim ve Dorukla arabaya doğru yürüdük. Sonra onları gördük. Teo ve Can buradaydı.

''Merhaba Güzellik. Beni özlemişsindir.'' Dedi ve teoyla gülmeye başladılar.

KURUCUNUN YILDIZLARIWhere stories live. Discover now