ÖZEL BÖLÜM 1

15.9K 1K 1.4K
                                    


Huzur

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Huzur.

Bir çift kol tarafından her sarıldığımda hissettiğim duygunun adı tam olarak huzurdu. Onun kolları, onun teması, onun sıcaklığı, onun göğsünün altında atan kalbinin ritimleri huzurlu olmamı sağlıyordu.

Dudak bükerek, "Ben doğuramayacağım, Zamir," diye mırıldandım. Onun huzurunu kaçırma seansımız başlasın o zaman.

Başını yavaşça telefonundan kaldırırken duyduğu cümleyi zihninde sorguladı. Ardından biçimli kaşları çatıldı ve gözleri gözlerime dokundu. "Ben mi doğurayım, sevgilim?" Omuz silktim. Telefonunu dizinin üzerine bırakıp, "Ona da tamam. Mümkünse eğer," dedi ciddi tonla.

"Bilmiyorum. Araştırabilir misin?"

"Mihrinaz," diye uyardı bu sefer. Bu sabrının sonunda olduğunu belirten ses tonuydu.

"Peki," diye mırıldandım Bihter Ziyagil kırıklığını sırtlanan sesimle.

Zamir dudaklarını birbirine bastırarak bana baktı. Ciddi durmaya çalışıyordu ama gülmemek için kendisini zor tutuyordu. "Ne anladın da peki diyorsun?"

"Beni sevmediğini anladım," dedim dan diye yüzüne. Aslında bunu anlamamıştım ama dengesiz günümdeydim yine. Düşündüğüm ve dilimden dökülenler asla birbirine uymuyordu.

Telefonu kanepenin diğer ucuna fırlattı. "Ben mi seni sevmiyorum?" Kaşları havalanmıştı.

"Hı hı," diyerek başımı aşağı yukarı salladım. "Bezdirdim seni canından. Soğudun benden. Evlilik işte, aşkı öldürüyormuş."

"Bak öldürmüş mü?" diye sorup dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Kalbim sanki ilk kez beni öpüyormuş gibi atmaya başladı. Aklım o geceye kaydı. İlk öpüştüğümüz ve Zamir'in ağladığı o gece... İtirafları dudaklarından döküldükten sonra Turan'ın geldiği ve benim 3 ay ondan ayrı kalmama sebep olan 29 Kasım gecesi...

Dudakları dudaklarımla kendilerine has dansını sürdürürken gözlerimi kapattım ve kendimi anın büyüsüne bıraktım. Kollarım boynuna dolanırken onu üzerime doğru çektim, fakat aramıza giren şişkin karnım buna pek de müsaade etmiyordu.

"Kıvırcığım benim," dedi içimi titreten ses tonuyla. "Ölüyorum ben sana, aşk ne ki?"

"Bıktın benden," dedim şımarıklığımı takınırken.

"Saçmalıyorsun," diyerek yanağıma sulu öpücüklerini dizmeye başladı. Öpücükleri çeneme doğru inerken başımı geriye doğru atıp boynumu açığa çıkarmıştım. Zamir'in kısık, boğuk gülüşü kulağıma doldu. "İlgi mi istiyorsun sen?"

Dişlerimi göstererek güldüm. "Her zaman..."

Boynumdan geçen damarların yolunu izleyerek beni özenle öpmeye başladığında yine sevgisinde, ilgisinde boğuldum. Fakat aynı anda ileride bir gün gideceği ihtimalini düşündüm, gözlerim doldu. "Gidecek misin?"

HALEFWhere stories live. Discover now