"Seni bazen unutmak, bazen ise hatırlamak için uyuduğum her gece,
Rüyalarda buluştun benimle.
Söylesene, bu nasıl bir kısır döngüydü?
Uyurken dahi kendini sevdirmeyi nasıl başardın?
Sen, Gece Gözlü Adam.
İçimdeki o buruk kız çocuğuna,
Şeker diye umut verdin,
Sen onu çok sevdin, Gece Gözlü Adam.
Ona gülmeyi öğrettin.
Andım olsun, kalbim seni unutmaz.
Bedenimin üzerinden tır geçse,
Kurşunlar delik deşik etse,
Ruhum sökülüp çıksa da vücudumdan,
Sen içimden çıkmazsın.
Şayet bir gün içimden çıkmak istersen eğer,
Kaburgalarım sana zindan olsun, Gece Gözlü Adam."
XV - "Düşler ve Düşüşler"
2. Kitap Finali
Günler birbirini kovalarken bu koşuşturmaya ayak uydurmaya çalışıyordum. Neredeyse her gün holdinge uğruyor, toplantılara giriyor, geçmiş dosyaları gözden geçiriyordum. Çalışmak bana iyi gelmişti. Evdekileri özlüyordum mesela. Akşamları eve gitmek için can atıyordum. Gün içerisinde Turan'la iş için defalarca konuşmak, aramızda yıkılan köprüleri yeniden inşa etmeye başlamıştı. Bazen karşılıklı oturup çay, kahve içiyorduk. Geçmişten, çocukluk anılarımızdan konu açıldığında ikimiz de bir gevezeye dönüşüyorduk. Sonrasında konu dedeme geldiğinde dudaklarımız mühürleniyor, sessizliğe mahkûm oluyorduk.
Ruh hâllerimiz aynı oluyordu. Bunu artık ikiz olmamıza bağlıyordum. İkiz... Turan ve ben ikizdik. Bu cümle zihnimde her gün yankılanıyor, tüm benliğimle gerçeği kabul etmemi sağlıyordu.
İyiydik ve sanırım daha iyi olacaktık. Karşılıklı iltimaslarımız, yok edemediğimiz bağımız, sevgimiz vardı ve bunun bilincindeydik.
Kapım çaldığında, "Gel," dedim mekanik sesle. Turan başını içeriye doğru uzattı ve ardından tamamen odaya girip kapıyı kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HALEF
ActionAnsızın bir fırtına başladı, tüm gerçekler saklandığı yerden çıkıp onların üzerine devrildi. Hikâyelerinin mürekkeple değil, kanla yazıldığını fark ettiklerinde çoktan kayıplar vermeye başlamışlardı. Mihrinaz Akşahin, geçmişinin kanlı pençesini ens...