I - ❝Rüyamdaki Gizemli Adam❞

74.4K 3.6K 2.8K
                                    

"Rüyalarımdaki aşina olduğum misafirim, sen bana aslında çok yabancısın."

I – "Rüyamdaki Gizemli Adam"

Bir hastane koridorunda bulunduğumun bilinci ile rüyada iken kalbim benden izinsiz şekilde tekledi. Yine aynı rüyayı görüyordum. Aylardır sık sık gördüğüm rüyayı artık ezberlemiştim. Koridor her zamanki gibi cansız bir şekilde önümde uzayıp gidiyordu. Loş ışığın aydınlatmaktan aciz kaldığı hastane koridorunda ilerleyip sağdaki geniş bir bekleme salonuna girecektim. Birkaç adım atıp sağa döndüğümde deminki ihtimalim doğrulandı ve büyük bir salon belirdi. Bir adım daha atarsam bütünüyle onu görecektim.

Zihnimde kendine yer edinen anılar ayağa kalkıp, kendine has çığlıklarını atarken beynimin duvarlarında yankı yapan bu tanıdıklık hissi, bir an için başımın dönmesine sebep olmuştu. Korku iliklerime doğru son hızla ilerleyip kendine taht kurduğunda nabzımın hızlandığını hissettim. Yine de bacaklarıma güç vererek itinayla adımlamaya devam ettim. Bunu defalarca yaşamıştım. Artık o kadar acı veremez, tuhaf hissettiremezdi.

Ama öyle olmadı. Onu gördüğüm an yüreğimin içi acıdı. Defalarca kez olduğu gibi. Sanki bir el her defasında onu görünce göğsüme ateş edip beni delik deşik ediyordu.

Acının tarifi yoktu. Basit ve sancılıydı.

Dizlerim beni taşıyamaz hâle geldiğinde yere, yanına oturdum titreyerek. Her defasında onu rüyamda görmek bende böyle bir etki yaratıyordu işte.

Sol tarafımda oturan onu inceledim yine. Bordo tişört, siyah kot, siyah spor ayakkabılar. Aşina olduğum şeyleri giymişti. Siyah kirli sakalı, kemikli hatları, düz burnu, çizgi hâlindeki dudakları ve sert ama aciz çehresi. O aynıydı. Ama neden her onu gördüğümde rüya olduğunu bile bile yüreğim, sancılar içinde haykırıyordu göğüs kafesimin içerisinde?

En başından beri yaptığım şeyi yaparak elimi ona uzattım. Parmaklarım ayağının üzerinde beklerken birkaç saniye sonra elimi sıkıca tutup dizinin üzerine bırakmıştı. Ta en başında daha rüya olduğunu bile bilmezken, böyle olmuştu. Ondan sonra her seferinde bunu tekrarlıyordum. Çünkü elini tuttuğum an o benden güç alıyordu sanki.

Elime dokunduğu an kalbim göğsümü yarıp dışarı çıkacak şiddete sahip darbeler indirmeye başlamıştı. Heyecandan avuçlarım ve ensemin terlediğimi hissedebiliyordum.

Bu yaşadığım an gerçeklerden daha gerçekti. Daha hakikiydi.

Daha önce hiç böyle hissetmemişim.

Kafamı sola çevirdim, başı eğikti. Canı acıyordu sanki ya da içi acıyordu. Peki ya neydi onu bu koridorda bekleten? Neydi onu bu denli üzen?

Bunları ona bir kere bile sormamıştım. Sanki biri elime senaryo tutuşturmuştu ve ben, her defasında senaryo gereği yapmam gereken şeyleri yapıyordum. Fakat bugün soracaktım. Ona kim olduğunu, niye her defasında rüyama girdiğini, neden böyle hissettirdiğini soracaktım.

HALEFWhere stories live. Discover now