XIV - ❝Güzel Bir Şey❞

22.1K 2.2K 907
                                    

"Kırılan yerlerimi onaracağını söyledi.

Ama kendisi beni kırarsa ne olacağını söylemedi."

XIV - "Güzel Bir Şey"

Sabahın ışıkları yüzüme vurarak beni uykudan ayırmaya çalıştığında gözlerimi zorlukla açıp doğruldum. Dünün anıları beynime hücum etti, gözlerim hızla yerde yatan Zamir'e ilişmişti. Hâlâ oradaydı. Yerde kaşları çatık, rahatsız bir ifadeyle uyuyordu. Tebessüm etmekten kendimi alamamıştım. Sırf kal dediğim için tüm geceyi yerde geçirmesi içimden ılık bir şelalenin akmasına neden oldu.

Yorganı üzerimden atarak yataktan çıktım. Zamir hâlâ derin bir uyku çekmekteydi. Acaba rüyasında ne görüyordu? Hiç başkalarının rüyalarına giriyor muydu mesela? İçimde alevlenen kıskançlık duygusuna anlam veremeyerek ayağımla onu dürttüm.

"Kimlerle fink atıyorsun sen?"

Zamir irkilerek uyandı, gözleri tam açılmamıştı. Sağ elini kaldırıp gözlerini ovmaya başladı, yüzünde saf şaşkınlık vardı. "Ne?"

"Kimlerin rüyasına girdiniz Zamir Bey?"

"Tövbe, tövbe!" Doğrularak oturur pozisyona geçti ve bana baktı. "Senin bana garezin mi var? İnsan böyle uyandırılır mı?"

Ellerimi göğsüme yerleştirerek, "Ben uyandım. Sen de uyanmalısın," dedim, hiçbir neden bulamayarak.

"Göbeğin benimle mi bağlı senin?" Güzel soruydu ama cevabım olmadığı için geçiştirmek zorundaydım.

Gözlerimi kısarak, "Haydi, kalk," dedim. "Gül ve Nart'a ayıp olacak. Ben de üzerimi değiştirip geliyorum." Gece uyuyor taklidi yaptığım aklıma geldi, ciddi bir sesle, "Hem sen neden burada uyudun? Yoksa yokluğuma dayanamadın mı?" diye sordum. Oyunculuğu kesinlikle düşünmem gerekiyordu.

Bozguna uğradı. "Sen kalmamı istedin ya?"

Yüzümü buruşturup, başımı iki yana sallayarak, "Ayıp ya," dedim. "Resmen şu an gencecik bir kıza iftira atıyorsun. Benimle uyumak istediğini söylemek çok mu zor geldi?"

"Ama," diyeceği sırada elimle onu durdurdum.

"Sus!" dedim filmlerdeki o tuhaf tını eşliğinde. "Daha fazla dinlemek istemiyorum yalanlarını. Zorla uyuduğunu söyleyeceksin neredeyse!"

Yüzümde nasıl bir mimik vardı, bilmiyordum fakat bu onu gerçekleri söylemekten vazgeçirmişti. "Tamam," dedi omuzlarını düşürerek. "Sensiz uyumak istemedim."

Zaferle gülümsedim. "Anladım. Bu seferlik seni bağışlıyorum. Çekilebilirsin."

Zamir homurdanarak odadan çıktı. Dolaptan, yüzümdeki kocaman sırıtış eşliğinde Gül'ün aldığı kıyafetlerin içerisinden gri taytı ve bol beyaz kazağı hızlıca üzerime geçirdim. Saçlarımı yukarıdan sade bir topuz yaptıktan sonra ayağıma terlik giyip odadan çıkıp banyoya yöneldim. Zamir banyodan ellerindeki suyu sıçratarak çıktı.

"Ellerini kurula."

Omuz silkti. "Kuruyacak kendi kendine."

"Gıcıksın sen, gıcık!" Suratımı buruşturarak banyoya girdim. İşlerimi bitirmiş, ferahlamış ve salona geçmiştim. Gördüğüm manzara beni şaşırtmıştı. Gül ve Nart, büyük bir kahvaltı masası hazırlamıştı. Zamir de aynı benim gibi masaya bakarken mahcup gözlerle Nart'a döndü. "Kardeşim, utandırıyorsun bizi." Elini Nart'ın omzuna yerleştirdi. "Benim hazırlamam gerekirdi. Alarm kurmayı unutmuşum."

HALEFحيث تعيش القصص. اكتشف الآن