VIII - ❝Bir Yemin, Bir Yeni Sayfa, Tek Hayat❞

9.9K 989 1.8K
                                    

"Senin yeminin benim için bir başlangıçtı.

Fakat ya bizim sonumuz olursa?"


VIII - "Bir Yemin, Bir Yeni Sayfa, Tek Hayat"

Ruh hâlim değişkendi ama onu değiştirecek unsurlar sadece iki taneydi. Varlığı ve yokluğu. Bu kadar basitti. O olduğunda tüm dünya üzerime de yıkılsa yüzümde silik bir tebessüm peyda oluyordu. O varken hayatımdaki hiçbir doğal afet, fırtına umurumda olmuyordu.

Fakat o olmadığında her taraf çiçek de açsa ruhumdaki o gri bulutları hissedebiliyordum. Varlığı sanki benim yaşamımı, yokluğu ise ölümümü simgeliyordu. Sanki onun yanımda aldığı her nefes benim ciğerlerimi besliyormuş gibiydi.

Bunun adı aşk mıydı? Onu sevdiğimi biliyordum ama hangi duygunun içindeydi bu sevgi?

Aylarca rüyalarda buluştuğum bu adam hâlâ rüya olabilir miydi? tfen, diye geçirdim içimden. tfen, gerçek olsun. Çünkü o, benim tutunduğum tek dal. O, benim yaşama sebebim.

Avucumda onun teninin sıcaklığını hissettiğim dakikalar içerisinde başım omzundaydı. Yanağımı omzuna sürtüyor, bazen ise dudaklarımı omzuna bastırıyordum. Yorgun bedenim ona yaslanmıştı ve bu şekilde dinleniyordu. Bu durumdan şikâyet etseydi kendimi geri çekerdim ama asla sesini çıkarmamış, aksine benimle defalarca konuşmuştu.

Bir anda avucumdaki sıcaklığı kaybolduğunda öfkeyle kaşlarımı çatıp başımı omzundan çekmiştim. Neden elimi bırakmıştı? Bugün çift olarak düğüne katılacaktık ve özellikle On Sekiz kod adlı bu kadının kullandığı helikopterde elimden tutması için onu uyarmıştım.

Avucumu kucağına koyarak parmağıyla, "Ne düşünüyorsun?" yazdığında çatılan kaşlarım gevşedi ve yüzümde bir gülümseme doğdu. Bunu daha önce de yapmıştık.

Elini tutarak ortaya getirdiğimde, "Hiç. Sen?" yazdım.

Zamir tüm ciddiyetiyle, "Seni düşünüyorum," diye cevapladı. Ardından, "Sen de beni düşün!" diye ekledi.

"Nereye iniş yapacağız?" diye sordum bu sefer konuşarak. Bunu sorarken bedenimi tamamen ona doğru çevirmiştim.

"Nartların hastanesinin çatısı çok müsait. Başka bir yere inersek uzun bir rapor yazmam gerekir."

Kaşlarım havalandı. "Şimdi yazmak zorunda değil misin?"

Başını iki yana salladı. "Helikopter yeni ve On Sekiz onu test ediyor." Bir an onun kod ismini kullanması tuhaf bir duyguyu içime misafir ettiğinde yüz ifademi sabit tutmaya çalıştım. Kıskanmamalıydım. Kadının sadece kod ismini söylemişti üstelik. Burada kıskanacağım hiçbir şey yoktu. Ama kadın ondan hoşlanıyordu. Bu his neyin nesiydi böyle? Boğazımı sıkıştıran, genzime ağır bir taşın yerleşmesine sebep olan şey kıskançlık mıydı?

Sakin ol, Mihrinaz. O senin elini tutuyor.

Bir buçuk saatlik bir yolculuktan sonra Nart'ın babasının sahibi ve başhekimi olduğu, annesinin ise kalp cerrahı olarak çalıştığı hastanenin çatısına iniş yaptığımızda Zamir bavullarımızı alarak aşağıya inmiş, ardından elimden tutarak benim de inmeme yardımcı olmuştu. On Sekiz'in inmesini beklemeden, "Sağ ol," deyip tekrar elimi tuttuğunda boşta kalan ellerimizle bavullarımızı almış ve hastanenin son katına açılan mavi renkli demir kapıya doğru ilerlemiştik.

HALEFWhere stories live. Discover now