STAY -2-

1.1K 98 70
                                    

Ben geldim.

Yorum ve vote atmayı unutmayın, iyi okumalar.








Sınıfa girdiğimde bomboş olduğunu fark ettim. Sadece Dylan vardı. Camı açmış, sigara içiyordu. Yanına yaklaştım. Neyine güveniyordu anlamamıştım. Ya fazla cesurdu ya da geri zekalı.

"Öğretmenler yakalarsa siciline işlerler." Bana döndü. İçine çektiği sigarasını yüzüme üflediğinde, sigaranın dumanını birisinin yüzüne üflemenin anlamını göz ardı etmeye çalıştım. Gözlerimi dumanla birlikte kısarak geri çekildim hafif. Gülüyordu.

Düşünürsem pek iyi yerlere çıkmıyordu çünkü.

"İçmez misin?" diye yarısına geldiği sigarasını bana uzattığında yavaşça parmaklarından aldım. İçime çekip bana yaptığı gibi dumanı yüzüne üflediğimde dudakları kıvrıldı. "Onu ben yapabilirim işte sadece." Bir nefes daha içime çekip ona uzattım geri. Ne içiyorsa başım dönmüştü.

"Forma vereceğini söylemiştin." Gözleri kısıldı. Düşünür gibi çenesini kaşıdı birkaç saniye.

"Onu dün söylemiştim. Ve öğlen arası yanıma gelmedin." Dudaklarımı büzdüm, öyle olmuştu galiba. Dylan'dan daha önemli işlerim vardı. Uyumak gibi.

"Yanında değil mi?" Olumsuz anlamda başını salladı.

"Spor çantamda kaldı ve spor çantamı da evde bıraktım." Açık camdan bitmiş sigarasını fırlattı. "Çıkışta bana gidiyoruz desene?" Kaşlarım kalktı. Hızlı mı gelişmişti olaylar ben mi kaçırmıştım?

"Öyle mi yapıyoruz?" Başını sallarken bana yaklaştı.

"Görüşürüz." Dudaklarını yanağımda hissettiğimde içimde tuhaf bir ürperti yayıldı. Ardından diğer yanağımdan da öpüp geri çekildi. "Ama sen nasıl İngiliz'sin? Kimse ülkende görüşürüzü öğretmedi mi, ben bile biliyorum."

"İspanya, Dylan." dedim tekrardan. "İspanya'da öyle." Gülümsedi. Bilerek yaptığını biliyordum, gıcık olduğumu anlamıştı. Üstüme geliyordu.

"Kanımda hafif İspanyolluk olmalı." Bana bakarak geriledi ve sınıftan çıktı.

"Ama nerede buluşacağımızı söylemedin!" diye arkasından bağırdım ama beni duyması için çok geçti. Niye çevremdeki insanlar gizem bırakarak yok oluyordu birden? Ders başlayacağı için kendi sınıfıma adımlamaya başladım.

Son dersin zili çaldığında herkes apar topar çıkarken, ben tüm ders uyuduğum için şimdiye kalmış eşyalarımı toplamaya başladım. Derin bir nefes alma sesi ile gözlerim sesin odağını buldu.

Kapıya döndüğümde onunla karşılaştı gözlerim. Kapıya yaslanmış, kollarını göğsünde kavuşturup beni izliyordu. "Dersimin tarih olduğunu nereden biliyordun?" Gülümsedi. Yüzünde ben her şeyi bilirimlik bir ifade vardı.

"Son derslerinin hepsini uyumak için sözel seçmişsin." Beni çözmesi ile bakışlarım yumuşadı hafif. "Gidelim hadi." Başımı sallayıp okul ceketimi üstüme geçirdim ve sınıftan çıktık.

İki hafta öncesinde birbirimizin boğazına sarılıyorduk. Şimdi ise bizi beraber okuldan çıkarken görenler şaşkınlıkla bakıyordu. Umursamadım. Her an yine Dylan'ı boğazlayabilirdim, onlar sadece bunun farkında değildi.

Okulun bahçesine geldiğimizde cebinden bir anahtar çıkarttı ve üstü açık siyah arabaya tuttu. Kaşlarım kalkarken onun arabaya binişini ve güneş gözlüğünü takışını izledim. Üstü açılıp kapanan spor arabalardandı. Keisnlikle okulun şerefsiz, yakışıklı ve popüler çocuğuydu. Ah, bir de yeni kelime açılmıştı. Zengin.

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Where stories live. Discover now