STAY -16-

947 80 91
                                    

Biz geldik.

Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar.











"Thomas."

Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda burnumu dolduran ilk şey Dylan'ın kokusu oldu. Montunu burnuma kadar çekmiştim, muhtemelen üşümemek için. Uyku hasreti gözlerimle gözlerine baktığımda bana eğildi hafif. "Mola verdik, yemek yiyeceğiz." Başımı salladım ama geri kapattım gözlerimi. İki gündür doğru dürüst uyuyamıyordum ve çok uykum vardı.

"Siz çıkın, geliyoruz biz." dedi arkadaşlarına. Tam uykuya tekrar dalacaktım ki elini yanağıma koydu.

"Uyan hadi, acıkmadın mı?" Gözlerimi açtım.

"California'dan çıktık mı, hava çok soğuk." Montuna sarınarak doğrulduğumda derin bir nefes aldı ve montunu giymeme yardım etti.

"Biliyor musun? Enayi gibi hava durumuna ve gideceğimiz yerin ne kadar soğuk olduğuna bakmayacağını bilidiğimden iki mont aldım." İstemsizce dudaklarım kıvrılırken montumun önünü çekti.

"Beni merak mı ediyorsun?"

"Hayır, tek eğlencem seni delirtmek. O yüzden donup ölmeni istemedim." Gözlerimi devirdiğimde güldü. Dağılmış saçlarımı düzeltti.

"Benimle yemeyecek misin?" Olumsuz anlamda başımı salladım.

"Ell ile yiyeceğim, umrumda değilsin." Gözlerini yavaş yavaş öfke bürüdü. Hiç planımda yoktu ama Dylan'a hâlâ oldukça öfkeliydim.

"O ibne ile konuşmanı istemiyorum." dediğinde Ell aradan ne arada geldiğini anlamadığım bir şekilde başını uzattı.

"Teknik olarak ibne sen oluyorsun." Dylan dişlerini sıkarak ona döndüğünde gözlerim şokla açılırken ona yapışıp Ell'e atak yapmasını engelledim. O da servisten koşarak kaçtı zaten.

"Orospu çocuğu." dedi arkasından öfke ile. Geri bana döndüğünde ondan ayrılıp omzumu silktim.

"İlk sen dedin." dediğinde derin bir nefes alıp bana yaklaştı.

"Uyuşturucu kullanıyor o çocuk. Bir kere yüksek dozdan hastaneye kaldırdılar, iki gün komada kaldı." Omzumu silktim.

"Bana ne yararı, ne zararı var bunun. Kendi tercihi."

"Öyle bir şey değil bu." dediğinde derin bir nefes aldım.

"İnsanların erkeklerden hoşlanmana karışmasını, ya da sana ibne denip hakaret edilmesini sevmiyorsun çünkü senin tercihin. Saygı duyulmasını istiyorsun." Başımı salladım hafifçe iki yanıma. "Saygı duy." Ayağa kalktım. "Ben gidiyorum." Bu sefer yerinden kalktı ve geçmeme izin verdi.

Dışarı çıktığımda Ell yamuk gözlüğü ve çiğnediği sakızı ile gülerek kolunu omzuma doladı. "Normalde çok utangacım, uyuşturucu açıyor beni. Yoksa seninle asla konuşamazdım." Güldüm.

"Arkadaşız o zaman?" Başını salladı.

"Dylan ile sevgili misiniz?" Olumsuz anlamda başımı salladım.

"Gay değilim. Onun da hoşlandığı var zaten, yakın arkadaştık. Küstük." Başını salladı. Yol kenarı küçük kafeye girdik. Herkes masalara geçmişti. Biz de birisine geçtiğimizde karşıma oturdu.

"Bence senden hoşlanıyor. Üç yıldır kimseye böyle davrandığını görmedim bu okuldan." Masadaki tuzluk ile oynamaya başladım.

"Harden ile de yakın."

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Where stories live. Discover now