STAY -44-

685 38 35
                                    

Bölüm ağır smut içerir.

Yarın ilk darağacı dansı, sonra Another Time gelecek. Ardından da TRNC eklerim geceye doğru belki.

İyi okumalar!









Evde tek kalmıştık, ben istememiştim bara gitmek dünki olaydan sonra. Dylan ise masada ders çalışıyordu.

Ona bakarak mutfağa geçtiğimde gözleri anlık bana kaydı, ardından gömleğimin açık bıraktığı göğsüme. Sırıtarak buzdolabına ilerlediğimde gözlerini devirdi.

Açıp içinden bira alırken tezgahın kenarına vurup açtım ve dudaklarıma götürüp birkaç büyük yudum aldım. Dylan ayağa kalktı o sırada, mutfağa gelip az önce benin kapattığım buz dolabını geri açtı.

Kendine de bira çıkartıp kapattığında tekrar gözlerimizin buluşmasıyla durdu. "Tüm gün bana öyle bakacak mısın?" Gülerek biramdan bir yudum daha aldım.

"Sana baktığım falan yok, işine bak." Gözlerini tekrar devirirken masaya ilerledi ve oturdu, tekrar gömüldü ödevine. Ben de salona geçip koltukta uzandım ve gömleğimin önünü tamamen açıp onu izlemeye başladım biramı yudumlarken.

Bana bakmadan, "Boğulacaksın, düzgün iç." dediğinde dirseklerimi yaslayarak doğruldum, başı bana döndüğünde gözleri çıplak üst tarafıma kaydı. Gözlerinin içine bakarak bir yudum daha aldım. Dizimin üstünde şort giydiğim bacaklarımı birbirine sürttüm. Derin bir nefes aldı.

"Senin oyununa gelmeyeceğim bu sefer." dediğinde anlamasıyla güldüm. Ayağa kalktım ve ona yaklaştım yavaşça. Elimdeki şişeyi arkasına geçip masaya bıraktığımda klavyede hareket eden parmakları durdu.

"Bu sefer oyun oynamıyorum." Sandalyesinden tutup onu kendime çevirdim. "Hem o oyun sayılmazdı, sana barışacağımızı hiçbir zaman söylememiştim."

"Yani bunun sonrası barışacak mıyız?" Sandalyeden kalktı ve kenara itti yavaşça. Elini belime koyup yerlerimizi değiştirdiğinde sırtımı masaya yasladım.

"Öyle bir şey demedim." dedim sırıtarak. Başını yaklaştırdı yavaşça. Kulağımda dudakları durdu.

"O zaman seninle birlikte olmayacağım, barışacağımızı kabullenene kadar." Geri çekildi.

"Yapma," Ona baktım. "Kimse evde yokken beni inletmek için can attığını biliyorum." Elinden tuttum ve ensesine çıkartıp kendime doğru eğdim başını. Dirseklerimi masaya yasladım.

"Barışacağımızı söyle." Dibimdeki gözlerine baktım. Galiba cidden çok uzamıştı.

"Tamam." dediğim anda dudaklarıma yapışmasıyla kesik bir nefes çekebildim sadece içime. Bacaklarımdan tutarak beni kaldırdı ve masaya oturmamı sağladı. Ardından masaya yatırdığında kollarımı boynuna dolayıp öpüşüne karşılık verdim. Bacaklarımın arasında kendini bana bastırdığında dudaklarımızı ayırdım.

Tişörtümü çıkartıp boynuma yöneldi. Öpücükleri aşağıya kayarken ellerimi yumuşak saçlarına geçirdim ve parmaklarımın arasından kaydı yavaşça saçları. Boynumu ısırdığında inlemem tüm evde yankılandı.

Hızlı bir hareketle altımdakileri çıkarttığında doğruldum yavaşça. Oturduğum masadan ona baktım. Bacaklarımı biraz daha aralarken ıslak elini kalça arama götürdü. Tek pamrağını içime gönderdiğinde elini tuttum istemsizce. Islak bir sesle ileri geri yapmaya başladığında dirseklerimi masaya yaslarken başımı geriye attım ve hafif sallanan vücudumla inleyerek gözlerimi kapattım.

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Where stories live. Discover now