STAY -28-

793 60 90
                                    

Biz geldik.

Bir sonraki bölüm smut var.

Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar.









Son kıyafetimi de dolaba yerleştirip derin bir nefes alarak eğildiğim yerden kalktım ve odama baktım. Babam buraya oldukça para veriyordu ve kesinlikle zengin çocuklarının takıldığı bir okuldu. Odamı hazırlamaları için beş gün bana başka bir yer ayarlamışlardı. Şimdi okuldaydım, tek kişilik odam vardı ve muhtemelen sadece birkaç gün için tüm kıyafetlerimi dolaba yerleştirmiştim. Tanrım, ultra beyinsiz falan olmalıydım.

Odamın kapısı baskın yapar gibi açılıp, "Yeni çocuk!" diye bağırışlar geldi ve bir anda on erkek etrafımı sardı. Birisi kolunu omzuma attığında, sarışın çocuğa çevirdim başımı. "Sen Thomas olmalısın."

"Öyleyim, evet."

"Biz de senin yeni arkadaşlarınız. İsmim Alva." Diğerlerini gösterdi. Alva'nın ismini duymuştum, okulda oldukça popülerdi. "Onlarla sonra tanışırsın. Hadi sana okulu gezdirip, birilerini beğendirelim." Kaşlarım çatıldı ama kolu omzumda, odamdan çıkıp okula doğru yürümeye başladık.

"Takımdasın, değil mi? Burası okulun kapısı." Okuldan içeri girdiğimizde okulun kapısını bile tabir etmesine güldüm.

"Evet, hatta maç yarın eski okulumla." Hepsi şeytanca sırıttığında güldüm tekrar. İyi çocuklara benziyorlardı.

"Aralarında yumruklamak istediğin varsa söylemen yeterli. Yardım ederiz." diye turuncu saçlı bir çocuk konuştuğunda gülerek başımı salladım. Alva biraz omzuma yüklenip dikkati kendisine çekti.

"Burası kafeterya ve yemekhane." dediğinde başımı salladım. Yanından geçtik ve on bir kişi merdivenlerden çıktığımızda öğrenci dolu koridorda gözler bize döndü. "Derslikler burda. Bu benim kadın, selam kadın." diye sarışın bir kıza öpücük attığında kız gülerek yanımızdan geçti. "Bu kadar. Üst katta labvatuarlar var, onun üstünde de spor salonları. Seninki orta merdivenin solunda kalıyor, basket sahası."

"Sağı ne?" diye sorduğumda herkes genişçe sırıtırken merdivenleri çıkmaya başladık.

"Orası melekler köşkü. Voleybol salonu. Hadi sana kadın bulalım."

İtiraz etmek için ağzımı açtım ama herkes, "Kadın! Kadın!" diye bağırmaya başladığında sesim on erkek arasında kayboldu. Voleybol salonuna girdik ve hep birlikte tribünlere çıktığımızda antremandaki birkaç kız bana baktı. Beni ortalarına aldılar ve Alva kolu omzumda yine yanıma oturdu.

"Bak şu turuncu olan, Wesley'in sevgilisi." dedi Wesley'i gösterirken. "Onun dışında buradaki hiçkimsenin sevgilisi yok. Birisini gözüne kestir, yarın maçtan sonra balo olacak. Belki senin için güzel olur." Gözlerine baktım kararsızca. Söylesem mi söylemesem mi emin değildim.

Önemli olmadığına karar verdim. Zaten muhtemelen birkaç gün sonra gidecektim burdan. Benden tiksinseler de fark etmezdi.

"Aslında..." Herkesin dikkatle beni dinlemesi biraz beni germişti. "Ben şu sıralar kızlardan pek şey yapmıyorum." Kaşları çatıldı.

"Ne yapmıyorsun?" Gergince dudaklarımı ıslattım.

"Fazla hoşlanmıyorum." Daha fazla kaşları çatılırken anlamamışçasına biraz daha dibime girip gözüme baktığında siyah saçlı bir arkadaşı kafasına tokadı geçirdi.

"Beynini siktiğim, çocuk gayim diyor. Neyini anlamıyorsun?" Aydınlanma yaşar gibi bir ses çıkartıp geri çekilirken alnıma vurdu.

"Öyle desene, gerizekalı." Diğerlerine döndü tekrar. "Beyler istikamet, basketbol salonu!" Ayağa kalktık.

"Erkek! Erkek!" Bağırışları yükselmeye başlarken spor salonundaki kızlar kahkaha attı. Ben de sırıtarak onlara adımlarımı uydurdum ve basketbol salonuna yürümeye başladık.

Tekrar tribünlere oturduğumuzda gözlerimi antreman yapan erkek takımında gezdirdim. "Onlarla tanıştın, değil mi?" Dudaklarımı büzdüm.

"Hayır, sadede antrenmanlara katıldım. Beni ismen biliyorlar." Takım kaptanının gözleri tekrar gözlerimi buldu ve dudakları kıvrılırken arkadaşına bir şeyler fısıldadı.

"Senin gay olduğunu anladı, bu kendine birisini bulma etkinliği okula gelen yeni herkese yaparız çünkü." Tekrar takım kaptanına baktım. Hafif dalgalı siyah saçları ve gri gözleri vardı. Birkaç kez bana çok iyi oynadığımı söylemesi dışında fazla konuşmamıştık.

"Miller'ı beğendin, değil mi? Takım kaptanını." Şokla gözlerine baktım.

"Hayır sadece..."

"Miller gay." diye atıldı Wesley araya. Yukarıdan eğildiği için siyah saçları sallanıyordu. "Görünüşe göre, o da seni beğendi." Tekrar gözlerim Miller çarptığında bana gülümsedi.

"Ben yeni bir ilişkiye hazır değilim." dediğimde itiraz sesleri gelirken omzumu silktim. "Sevgilimden iki hafta önce ayrıldım ve hiç güzel ayrılmadık. Şuan cidden olmaz. Üstelik, bugün o da buraya gelecekken."

"Basket takımından mı?" diye gözleri genişlemiş bir şekilde Alva sorduğunda başımı salladım. "Hâlâ onu mu seviyorsun?" diye sorduğunda, sorusu gözlerimi kaçırmama yetti.

Saçlarımı karıştırdığında ona baktım. "Peki o seni seviyor mu?" Başımı salladım. "Sorununuz ne o zaman sizin?"

"Bana zarar gelmesin diye, kendi elleriyle zarar verdi. Çok kırgınım." Başını salladı anlamışçasına. "Kendini bana affettirmeye çalışıyor. Ama cidden çok üzüldüm ve hepsi onun suçu." Başını salladı tekrar. Gülümsedi.

"Çok güzel bir fikrim var. Onu Miller ile kıskandır ve sana yaptığı pislikleri ona ödet." Ona baktım dudaklarım büzülü.

"Ya her şey ters giderse?" Çok komik bir şey demişim gibi güldü.

"Saçmalama, en fazla ne olabilir?"

***

"Takım otobüsü, takım otobüsü..." dedi Alva gözlerini kısarak eski okulumun bahçeye giren takım otobüsüne bakarak. "Peki Dylan nerede?" dediğinde güldüm.

"Takım kaptanı mı?" diye Ash sorduğunda başımı salladım ve o an otobüsün kapısı açıldı. En ön sırada Dylan aşağı inip gözleri direkt olarak beni bulduğunda herkesin dudaklarında oluşan şeytani gülümsemeyi gördüm. "Kuş kafese girdi." dedi Ash gülerek.

"Yakışıklıymış." diye Alva tespitte bulunduğunda gözlerine baktım baygınca. "Arkadaşların sana el sallıyor." Aşağıdan bana neşe ile el sallayan bizimkileri gördüm.

"Geri zekalılar." dedim gülerek ve ben de el salladım onlara. O sırada Miller Alva ile aramızdan başını uzattı.

"Küçük yemimize bakayım." Plandan haberi vardı. Bir anda çok yakın olmuştuk. Bana yaklaşıp yanağını yanağıma yasladığında Dylan'ın kaşları çatıldı. "Tahminimce beni sikecek gibi bakan çocuk." Başımı salladım.

"Dikkatli ol, katil potansiyeli var psikopat biraz." Gülerek başını salladı ve birden ciddileşip dik dik Dylan'a bakmaya başladığında başımı aşağı eğerek güldüm görmemesi için. Ardından pencereden beni görmemesi için çekildim.

Bu akşam yeterince görecekti zaten.












Kim altta olacak?

Ehehehe

Yorum ve vote atmayı unutmayın. Görüşürüz.

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin