STAY -24-

797 70 41
                                    

Biz geldik,🐥

Nasılsınız? Corona geçirdim, buralarda değildim fazla. Ara yüzünden üzgünüm.

Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar.











Antrenmandaydık ve beni ciddi anlamda kanser etmek üzereydi. Koç onu atışlar için Will ile eşleştirmişti, ben de Harden'laydım. Sürekli gülüşüyorlardı ve sinirimi bozuyordu.

Bana gelen topu son anda tuttuğumda Harden derin bir nefes alarak ellerini beline koydu ve bana baktı. "Özür dilerim." diye mırıldandım.

"Zaten tüm gün eşyaların taşınmasına yardım ettim, beni tüketiyorsun bugün." İlginç bir şekilde bizim tam karşımızdaki eve taşınıyordu. Dylan, artık komple Harden'da kalacağı ve dürbün alacağı ile ilgili bir şaka bile yapmıştı.

"Kıskanıyorsan, harekete geçeceksin." Elimdeki topu alıp birden onlara fırlattığında ben şokla onlara bakarken o hiçbir şey yapmamış gibi potaya doğru döndü ve top sertçe Will'in sırtına çarptı.

Dylan direkt olarak bana baktığında gözlerimdeki öfke ile gözlerine bakmaya başladım. Sertçe yutkundu.

Antreman bittiğinde üstümden teri ve oldukça birikmiş olan siniri atmak için duşlardan birinin altına girdim. Dakikalar sonra adım sesleri yaklaştığında başımı çevirdim. Bana bakıyordu.

"Seni sinirlendirdim mi?" Suyu kapatıp belime havluyu sardım yavaşça.

"O çocuğun seni sevdiğini bile bile, üstelik sevgilin benken onunla çok samimisin. Bunu anlamıyorum, sinirlenmeme hiçbir şey diyemezsin." Arkasındaki dolaplara yaslandı ellerini arkasında birleştirirken.

"Özür dilerim, sadece onu yanlız bırakamam." Kaşlarım havalandı.

"Nedenmiş?" Omzunu silkti. "Cidden çok ayrı bir olaysın Dylan." Sinirle ona arkamı dönüp çantamdan kıyafet almaya başladığımda kolumdan tuttu. "Dokunma bana." Kolunu itmeye çalıştım ama beni kendine çevirdi.

"Söyleyebileceğim bir şey olsa söyleyeceğimi biliyorsun." Tekrar kolunu ittiğimde beni duvara yasladı yavaşça. "Bana kızgın olmanı sevmiyorum." Ensemi parmaklarıyla okşamaya başladı.

"O zaman kızdırma." dedim dibimdeki gözlerine bakarken. Kısa bir an sessizlik yaşadık.

Öksürük sesiyle hızla ayrıldığımızda kapıda bize bakan koçu görmemle kısık sesli bir küfür savurdum ve hızla üstümü giydim hemen. Ateşten yanan vücudumla çantama eğildiğimde, "Sevgili misiniz?" diye konuştu. Hareketlerim durdu.

Çantamı omzuma asıp doğruldum ve bir koça bir de Dylan'a baktım. Dylan bir adım öne çıktı. "Evet ama bu aramızda kalabilir mi?" Kalbim utanç ve korkuyla duyulacak kadar hızlı atıyordu. Babama gitmesini istemiyordum.

Koç başını salladı yavaşça. "Benden sır çıkmaz." Ben de başımı salladığımda Dylan koça gülümsedi. Kapıya yürümeye başladım.

"Thomas iki dakika bekler misin?" dediğinde gözlerimi devirerek kapıyı açtım.

"Hayır." diyip kapıyı kapattığımda arkamdan homurtusu kulağıma geldi. Dudaklarım kıvrılırken bana bakan Will'i görmemle yüzüme hemen ciddi bir ifade kondurdum. "Ne bakıyorsun? Sıkıntı mı var?"

"Yok, şey, ben..." Dudakları bir süre daha aralık kaldı bir şey demek ister gibi. "Yok." Geri kapattığında gözlerimi devirerek arkamda olduğuna yüzde yüz emin olduğum Dylan yine bana seslendi.

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Where stories live. Discover now