STAY -52-

486 36 121
                                    

Biz geldik.

Yarın Darağacı Dansı gelir, sonra fa Another Time.

Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar!












Okuldan eve dönüyordum ve bugün Dylan gelmemişti. Babası ile büyükannesine gitmek zorunda kaldığı için komple bizim takımca yasını tutmuştuk. Dylan'ın boş yapmasına ihtiyacımız vardı, yoksa eğlenemiyorduk çünkü. Boş yapıyordu ama güzel yapıyordu.

"Hey." Omzuma dokunan elle arkamı döndüm ve James'i gördüm. Yüzümde bir gülümseme yayıldı.

"Hey James." Buraya ne için geri döndüğünü öğrenmiştim. Staja başlamıştı, güzel bir şirkette.

"Nasılsın?" diye sorduğunda omzumu silktim. Bir zamanlar aşık olduğum çocuk karşımdaydı ama ben artık ona hiçbir şey hissedemiyordum.

"Normal, okuldan geliyordum." Ara sıra karşılaşıyorduk sokakta. Çünkü evlerimiz çok yakındı. "Sen nasılsın?"

"Normal, ben de işten geldim." dediğinde başımı salladım. "Eğer sorun olmazsa sana eve kadar..."

"Sorun olur." Dylan'ın sesini duyar duymaz omzuma sardığı kolunu hissettim. Kendine çekti beni. "Çünkü onu eve ben bırakacağım." Bir Dylan'a bir bana baktığında gözlerimi kaçırdım.

James bazı şeyler için ne kadar geç kaldığını kabullenmek istemiyordu. Üniversiteye gittiğinde Hannah ile aylarca konuşmasına rağmen beni bir kez bile arayıp sormamıştı ve orada bitmişti her şey. Şimdi hayatımda yeni biri, delice aşık olduğum biri, varken şansını deniyordu. Ama geç kaldığını kabullenmiyordu işte.

"Onunla sevgili olamazsın." diye benimle konuştuğunda Dylan derin bir nefes aldı sinirle. Bıkmıştım saçma sapan kavgalarından.

"Benimle sevgili." dediğinde ofladım.

"Başlamayın yine."

"Başlayacak bir konu yok çünkü," Kolunu omzumdan çekip James'e yaklaştı ve başını hafif kaldırıp sırıttı sinirle. "Thomas oldukça benim sevgilim."

"Ergenin tekisin." diye James konuştuğunda Dylan'ın onun yakalarına yapışmasıyla araya girdim hızla. İkisini de iterek uzaklaştırdım birbirinden.

"Lütfen." Dylan tekrar üstüne yürüyecekti ki kollarını tuttum. "Dylan lütfen, ben çok yorgunum. Eve gidelim." Kolundan tutunduğumda gözlerindeki öfkenin yerini endişe aldı ve bana baktı hızla.

"Sadece," dediğimde kollarımdan tuttu. Artık kabul ettiğim bir gerçek vardı, eskisi gibi bazı şeylere yetişemiyordum. Vücudum artık bazı şeyleri kaldıramıyordu. "Ben yoruluyorum artık, sizi ayıramam. Lütfen." Başını salladı ve kolunu doladı bana. James'e baktım.

"Görüşürüz James." dediğimde gözlerindeki üzgün ifade ile başını salladı. Dylan'a hafif ağırlığımı verirken eve yürümeye başladık.

"İyi misin?" Başımı salladım. Galiba basketbolu da bırakmalıydım. İnsanların benim için endişelenmesini istemiyordum. Çünkü işin sonu bir gün sahada yığılıp kalmamla bitecekti galiba.

Eve geldiğimizde abim açtı kapıyı. "Hoşgeldiniz." Başımı salladım.

"Hoşbulduk." Dylan abimle selamlaştı ve içeri girdik. Merdivenlerden çıkmaya başladığımızda abim sesli bir şekilde boğazını temizledi.

"Kapı açık kalacak." Utançla garip okurken kaşlarımı çalarak abime baktım. Dylan gülerek başını salladı. Homurdanarak onlara sırtımı döndüm ve koşarak çıktım merdivenleri.

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu