STAY -32-

780 56 24
                                    

Biz geldik.

Yorum ve vote atmayı unutmayın, iyi okumalar!












"Ne oldu bebeğim?" Yemeğimle oynamayı bırakıp annem baktım. Omzumu silktim ardından.

"Bir şey olmadı." Gözlerimi tekrar camdan dışarı diktim. Yağmur yağıyordu. Onu bir kez aramıştım ve açmamıştı. Ben de inatla aramamıştım.

"Thomas bunu konuştuk. Mutsuz olmayacaktın." Gözlerine baktım tekrar. "Seni mutsuz eden şeylerden uzak dur. Lütfen, sağlığın için." Başımı salladım yavaşça. Ardından ayağa kalktım.

"Ben eve geldiğimde yemiştim, aç değilim." Zoraki bir gülümseme onlara sundum. "Afiyet olsun size, yorgunum biraz." Başını salladı. Merdivenlere yürümeye başladım.

Odama çıkıp kapıyı kapattım ve kilitledim iki tur. Yatağa yüz üstü uzanıp yüzümü yastığa gömdüm. Ardından kendime küfrede küfrede tekrar aradım onu. Ulaşılmıyordu.

Oflayarak sırt üstü döndüm bu sefer de. Bana cidden kırılmış olmalıydı. Çocuk etrafımda dört dönüyordu ve ben resmen ağzına sıçmıştım, ya da yapmadığım bir o kalmıştı.

Camımdan ses geldiğinde kaşlarım çatılırken ayağa kalktım yavaşça. Perdeyi açtığımda balkonuma çıkan Dylan'ı gördüm. Kalbim ağzımda atamaya başlarken hızla perdeyi çekip balkonumun kapısını açtım. Bana adım atarken yalpaladı, kolundan tuttum hızlıca. "Ne oldu? İyi misin?" diye fısıldadım.

"İyiyim." Derin bir nefes aldım. Sarhoştu. "Çok iyiyim." Başını omzuma yaslarken sıkıca sarıldı bana. Onu kendimle içeri sokarken balkonun kapısını kapattım ayağımla. "Seni çok öz..." Onu kendimden itelediğimde yatağıma düştü. Şaşkınlıkla yüzüme baktı.

"Sarhoş sarhoş kapıma gelme demedim mi ben sana?" Yüzündeki şokun yerini alaycı bir gülüş aldı.

"Kimin kapısına gideyim? Will'in mi?" Ayağa kalkıp üstüme gelmeye başladığında geriledim. Sırtım duvara çarptığında kollarını iki yanımdan duvara yasladı.

"Leş gibi kokuyorsun." dedim burnuma ulaşan alkol kokusuyla. "Uzak dur benden." İnadıma yaklaşıp yüzümü sertçe kavradı ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Sertçe öpmeye başladığında bir süre sonra tekrar ittim onu. "Kendine gel öyle yaklaş bana." dedim. Eliyle yüzünü sıvazlayarak geri çekildi.

"Bu gece burada kalabilir miyim?" İyi durmuyordu. Başımı salladım ve elinden tuttum. Onu hafif kendine getirmem lazımdı.

Banyoya onu soktuğumda klozetin üstüne oturdu. Küveti hazırlamaya başladım. Suyun sıcaklığından emin olduğumda önünde eğildim. Gömleğinin düğmelerini çözmeye başladığımda ellerimi iteledi. "Ben yaparım." diye homurdandığında afallasam da başımı salladım.

Üstünü çıkartıp tamamen çıplak kaldı ve küvete geçti. Ben de üstümdeki tişörtü çıkarttım ve küvetin kenarına oturdum. Duş başlığıyla akan ılık suyu başından aşağı tuttuğumda gözlerini kapattı.

Sarhoşken masum haline dayanamayıp eğildim ve alnından öptüm çenesinden tutup başını hafif kaldırırken. Atarlı ve öfkeli hali sarhoşken yok oluyordu ve tatlı bir şey olup çıkıyordu şerefsiz. Suyu kapattım geçici bir süreliğine.

Elime şampuan sıkıp saçlarını köpürtmeye başladım. Ona masaj yapıyormuşum gibi geliyor olmalı ki rahatlamış duruyordu. Tekrar suyu açıp saçlarındaki köpüğün gitmesini sağladım. "Tertemiz oldun." Dudakları kıvrıldı. Vücuduna bir süre daha suyu tutup kapattım.

Birden bileğimden tutup beni küvete çektiğinde oturduğum kenarından kucağına düştüm ve altımdaki eşorfman ıslandı. "Dylan!" dedim kaşlarım çatılı omzuna vururken. "Üstümü ıslattın!"

"Islakken daha sevişilesi duruyorsun." Sertçe yutkundum birden söylediği cümle ile. Dudaklarını açıkta duran boynuma yaklaştırıp ıslak bir öpücük kondurdu. "Sadece, tekrar seni inleterek sikmek istiyorum."

"Böyle konuşma." dedim birden basan sıcakla. Beni de azdırtacaktı şerefsiz.

"Nasıl konuşayım sevgilim?" Hafif kendine gelmiş gibi duruyordu. Bir şey demeyi es geçerek bacaklarımı beline ve kollarımı boynuna doladım. Başımı omzuna koydum.

"Sus." Gülerek o da bana sarıldı ve ensemden öptü. Öpücükleri çenemden tutup beni kendinden ayırdığında boynuma kaydı yavaşça. Kesik Kesik nefes içime çekerken dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Eli alt taraflarımı okşarken öpmeye devam etti beni bir süre. Beni kendinden ayırdığında oldukça kötü bir noktada bırakmıştık.

"Neyse soğuk alacaksın, ıslak oturma." Benimle birlikte ayağa kalktığında sertçe yutkundum. Küvetin kenarına bıraktı beni. Titreyen bacaklarıma küfrederek ayakta kaldım ve o dolaptan aldığı havluyu beline sararken ben içeri geçtim.

Altıma kuru kıyafetler giyer giymez yatağa girdim hemen. Oldukça büyük bir sorunum vardı ve Dylan'ın fark etmesi an meselesiydi. Ergen olmaktan nefret ediyordum.

Arkamdan örtü açılıp yattığında bir kolunu başımı altına koyarken diğer koluyla arkamdan belime sarıldı sıkıca. Boynumdan öptü. "Niye kendini kasıyorsun?" Karnımı okşamaya başladığında gözlerimi kapattım.

"Yapma, lütfen." Eli durdu birkaç saniyeliğine. Ardından eşorfmanımın ipine gittiğinde anladığını fark ettim.  Yavaşça çözdü ve iç çamaşırımla birlikte hafif sıvadı altımdan. "Dylan, dur...Ah..." Eli aletime çarptığında elinin hâlâ ıslak olduğunu fark ettim.

Avcuyla kavrayıp çekmeye başladı ve üstümde yükselip dudaklarını bastırdı dudaklarıma. Geri çekilip yüzüme baktığında kısılı gözlerimin arasından inleyerek ben de ona baktım. "Tipe bak, yerim..." diye fısıldadı ve burnumdan öptü. Elinin hareketiyle bir kez daha inledim. "Nasıl da kızardı yanakların..."

"Dylan..." diye inledim gözlerimi yumarken. Dudaklarını dudaklarıma bastırıp dilimi emmeye başladı.

"Söyle bebeğim." Tekrar hapsetti dudaklarını dudaklarıma. Bir süre öpüştük. Karnım kasılmaya başladığında parmağının ucunu aletime bastırdı ve eline boşaldım.

Nefes nefese başımı yastığa bıraktım. Örtüyü açıp ayağa kalkarken odamın banyosuna girdi ve kapıyı kapattı.

Tekrar kapını açılma sesi ile gözlerimi açtığımda kısa bir anlığına uyuya kaldığımı anladım. Tekrar yanıma yatarken hâlâ bacaklarımda sıvalı duran iç çamaşırımı ve eşorfmanımı çekti ama elini kalçama attı ve okşamaya başladı. "Sarhoşum diye beni eve attın, yararlanıyorsun benden."

"Sarhoşluğun mu kaldı şerefsiz." Güldü. "Kucağına oturduğum anda ayılmıştın." dedim alt taraflarına ima yaparak. Güldü. "Sahi sen..." Elimi örtünün altından alt tarafına götürdüğümde güldü. Çenemden tutup dudaklarını bastırdı dudaklarıma.

"Seni hallederken kendimi de çıkardım aradan." Ben güldüm bu sefer.

"Şerefsizin, buraya bunun için geldiğine yemin edebilirim." Başını iki yanına salladı.

"Sadece kendimi sana affettirmeye gelecektim ama yolda bir sorunla karşılaştım." Ne anlamında başımı salladığımda dudakları kıvrıldı. "Fazla sarhoştum." Gülerek alnından ittim başını.

"Gerizekalı." O da güldü, başını omzuma koyduğunda kollarımı etrafına sardım. "İyi geceler."

"İyi geceler." diye fısıldadı. Gözlerimi kapattım.
















Yarın Another Time gelir.

Yorum ve vote atmayı unutmayın. Sonra görüşürüz!

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin