STAY -42-

513 42 44
                                    

Biz geldik aşklarım.

Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar!















Çok kötü bir zamanda gelmişlerdi. Şuan tek istediğim cebimdeki paketten biraz çekmekti ve yarım saattir burada oturuyorlardı. Gözlerinin önünde yapıp, "Sadece pudra şekeri." desem inanırlar mıydı?

"Sen iyi misin?" diye Harden sorduğunda ona baktım.

"Giderseniz iyi olacağım." dediğinde tüm takım aynı anda gözlerini devirdi. Kaşlarım çatıldı, bu biraz korkunçtu. Similasyon hata vermişti galiba. "Gelmeyeceğim diyorum Harden!" diye yükseldim en son.

"Geleceksin!" diye bağırdı. "Zaten arkadaşça ayrıldınız, niye uzatıyorsun!"

"Çünkü her şey daha kötü olacak." Kollarımı etrafına sardım. "En azından güzel hatırlayalım."

"Oğlum," diye Orlando araya girdiğinde ona kaydı bakışlarım. "Sen hâlâ Dylan'ı sevmiyor musun?" Omzumu silktim.

"Seviyorum." Derin bir nefes aldı sabır dilercesine.

"Neden gelmiyorsun o zaman, benim canım arkadaşım?" Gözlerimi yere indirdim. Çünkü canım acıyordu. Orada tekrar birleşecektik, yine bir şeyler yaşayacaktık. Ama her şeyin sonunda ben yine buraya dönmek zorundaydım.

"Çünkü," diye başladım başımı kaldırmadan. "Orada mutlu olup, buraya geldiğimizde onun özlemini çekeceğim yine. Üzüleceğim. Şimdi gitmezsem, alışırım yokluğuna. En azından daha az acı çekerim." Sessizlik oldu odamda.

"Neden onun telefonlarını açmıyorsun?" diye sordu. "Çok üzülüyor."

"Ben de üzülüyorum." O yüzden açamazdım zaten. "Ve sesini duymak acı vermekten başka bir şeye yaramıyor."

"Çocuk gideli iki hafta oldu ve dün beni aradı, sarhoştu." Harden'a baktım. "Sesi titriyordu, bana seni ne kadar özlediğini anlattı. Ama senin onu artık umursamadığını, bir mesajına bile bakmadığını."

"Umursuyorum." dedim titremeye başlayan sesimle. "Umursuyorum ama böyle olması lazım. Benden yavaş yavaş soğumasını izlemek istemiyorum, bana olan aşkının bittiğini bilmek istemiyorum. Öyle olacak çünkü. Hep öyle olur." Kolumun tersini gözlerime bastırdım ve engelledim kendimi. Harden kolunu omzuma doladı ve bana eğildi.

"Geri gelmeyi düşünüyor." dediğinde şokla ona çevirdim gözlerimi. "Lütfen bizimle gel. Ara tatil boyunca evde mi oturacaksın? Eğer Paris'e gelirsen, Dylan seninle dönecek. Yüzde yüz eminim."

"Saçmalama Harden. Bu çok bencilce." dedim. "Benim için hayallerinden vaz geçemez. İzin vermem. Çok büyük fırsatları olabilir Avrupa'da."

"Neden kendi tarafından bakıyorsun? O bırakmak istiyor, çünkü seni seviyor. Tercih edecekse seni tercih edecek, sen istesen de istemesen de." Başını salladı. "Hem mutsuz olduğu bir şehirde, fırsat olsa ne olur? O seni istiyor, sana verdiği sözleri tutmak istiyor." Başımı sarstı. "Lütfen yarın bizimle gel havalimanına ve gidelim." Onlara baktım.

"Bilmiyorum." dedim.

"Orada olmak isteseydi, mutlu olurdu." Bana bakmaya devam etti. "Şimdi ise geri dönmeye korkuyor çünkü senin onu tamamen bıraktığını zannediyor. Ona göstermeyecek misin?"

"Neyi?" diye fısıldadım. Gülümsedi.

"Onu hâlâ ne kadar çok sevdiğini?" Gözlerimi kırpıştırdım. Bizimkilere baktığımda hepsinin gözlerindeki ufak umutla bana baktığını gördüm.

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin