STAY -19-

1K 82 56
                                    

BUGÜN ATTIĞIM İKİNCİ BÖLÜM, DİĞERİNİ OKUMADIYSANIZ YUKARI KAYDIRIN.

İyi okumalar, yorum ve vote atmayı unutmayın.






"Siz cidden aptalsınız."

Evet, Ell konuyu çok güzel, kısa ve net bir şekilde özetlemişti. Özellikle ben, ultra aptaldım. Çocuk bana beni sevdiğini itiraf etmişti, ondan hoşlanmama rağmen salak salak triplere girip ona bağırmasaydım, şuan yanımda beni yargılayan mal Ell yerine Dylan olabilirdi. Ve öpüşebilirdik.

"Hayır ama siz cidden..." diye Hailey araya girdiğinde ofladım.

"Anladım! Dünyanın en aptalı biziz, tamam." Yastığımı yüzüme bastırdım ve ofladım tekrar. "Ben dışarı çıkıyorum." Üstümden yastığı kenara attım ve ayakkabımı giyip dışarı çıktım.

Ormana girip yürüyüş yapmaya karar verdiğimde yanlızca birkaç saniye geçmişti. Yerler çamurdu, muhtemelen dün gece yağmur yağdığı için. Bu salak kampı kim planlamıştı bilmiyorum ama coğrafya bilgisi sıfır olduğu kesindi. Tanrı'ya şükür çadırlar su geçirmiyordu da balığa dönüşmemiştik.

"Ne akılla yürüyüş yapıyorsam." dedim çamurun üstünden zıplayarak.

"Beyninin olduğunu sanmıyorum." Bağırarak arkamı döndüğümde yanlış bir çamurlu noktaya bastığım için ayağım kaydı ve yüz üstü çamura yapıştım.

Birkaç saniyelik sessizliğin ardından Dylan'ın kahkahaları kulağıma gelmeye başladı.

Oflayarak ve ağlamak üzere olan halimle yüz üstü yatmaya devam ettim. Gülüş sesleri yanıma yaklaşmaya başladı, gülmekten bayılacaktı birazdan orospu çocuğu. Belimden tutup beni sırt üstü çevirdiğinde kahkahaları artarken elini ağaca yaslayıp gülmeye devam etti.

"Gülme!" diye bağırdım titreyen sesimle. Sinirlerim bozulmuştu. Ellerimi yüzüme götürdüğümde bulaşan çamurla ofladım. Saçlarım çamurdu, üstüm çamurdu, yüzüm çamurdu, çamurdu işte her yerim!

Ciddi ciddi ağlamaya başladığımda gülerek bana döndü. "Ağlıyor musun Tommy?"

"Evet!" diye bağırdım öfkeyle. Gülüşü yavaş yavaş azaldı ama susmadı. Yanıma eğildi ve doğrulmama yardım etti.

"Tamam, o kadar kötü değil." Ellerini saçlarıma götürüp elindeki çamurla geri çektiğinde daha çok ağlamaya başladım. Ne yapacağını bilemezcesine gözlerime baktı. "Tamam, çok kötü."

"Gerizekalı!" diye bağırdım kolumla göz yaşlarımı silerken. "Senin yüzünden düştüm!" Ellerimi yere yaslayıp kalkmaya çalıştım ama ellerim kaydı bu sefer de. Korkuyla gözlerim aralandı. "Bataklığa mı düştüm yoksa?" Gülüşleri durdu.

"Düşerken beynin de düştü galiba." Elimi kaldırıp ona vurmaya çalıştığımda gülerek elimi tuttu. "Tamam tamam, kızma hemen."

"Siktir git başımdan." Kaşlarım çatılı yere diktim bakışlarımı. Belki Ell beni aramaya çıkıp bulur ve annem ile babamı arardı. Ben de giderdim artık. Böyle kampa gidemeyeceğim kesindi çünkü. Alay konusu olurdum hem de tüm sene.

"Sen ne yapacaksın?"

"Oturacağım burda. Belki Ell beni bulursa annemi falan arar, eve dönerim. Gidemem bu şekilde." Burnumu çekip göz yaşlarımı sildim tekrar. Gülüşleri tamamen durmuştu.

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin