STAY -10-

1K 80 47
                                    

Dün attığım bölümü atlamayın aşklarım, iyi okumalar.

Yorum ve vote atmayı unutmayın.













Koluma serum taktığında gözlerine bakmaya devam ettim ama o bana bakmıyordu. Sinirliydi, oldukça.

"Baba." diye fısıldadım. Sesim çok yorgun çıkıyordu. Fena halde hasta olmuştum. "Konuşmayacak mısın benimle?" Derin bir nefes aldı.

"Sen." Doğruldu, yatağın karşısından işaret parmağını bana doğrulttu. "Sen ne yaptığının farkında mısın?" Bağırmıyordu ama sesi çok öfkeliydi.

"Baba..."

"Ya beynine pıhtı atsaydı ne olacaktı? Aptal mısın sen, niye arattırmıyorsun ambulansı?" Dışarıyı gösterdi sinirle. "Annen ne kadar üzülüyor, ben ne kadar üzülüyorum görmüyor musun?"

"Özür dilerim." diye fısıldadım. "Ama bak zaten çıkmadı hiçbir şeyim. Soğuk almışım sadece." Biraz geberiyordum.

"Konu bir şey olup olmaması değil." Sarı saçlarını geriye attı sinirle. "Konu senin yine sorumsuzca davranmaya başlaman. Yine evden gidiyorsun, gelmiyorsun geceleri. Tanrı bilir ne aldın da düştün havuza hiç sorgulamak bile istemiyorum zaten."

"Baba bir şey kullanmadım." diye fısıldadım. Gözlerini yumdu sinirle.

"Toksikoloji raporuna bakacağım zaten." Şokla gözlerine baktım.

"Bana güvenmiyor musun cidden?" Gözlerime bakmaya devam etti.

"Sadece seni korumaya çalışıyorum." Homurdanarak sırtımı ona döndüm ve gözlerimi kapattım. Şuan kesinlikle onunla konuşmak istemiyordum.

Odanın kapısı açılıp kapandığında yanlız kaldığımı zannedip tekrar önüme döndüm ama yanlız değildim. Dylan gelmişti. Dudaklarım kıvrıldı yavaşça. Bedenimi tekrar bir öksürük krizi geçirdi, kendimi toparladım.

"Dersin yok mu senin?" Endişeli gözleri gözlerimde dolaşırken yatağımın kenarına oturdu.

"İyi misin?" Olumsuz anlamda başımı salladım. Sabahtan beri ilk kez hafif kendime gelmiştim. Gözlerini yumdu sıkıca, dertle ofladı. "Ambulansı aramalıydım. Niye seni dinledim ki?"

Omzumu silktim. "Geçti artık." Gözlerini açtı geri. Bana baktı.

"Hasta olduğunu bilmiyordum." Sertçe yutkunup gözlerimi kaçırdım. Genelde kimseye söylemezdim zaten.

"Sadece yüzde beşini kaybettim. Diyalize falan girmem gerekmiyor yani, önemli değil o kadar."

"Tek böbreğin var Thomas." dediğinde dudaklarımı büzdüm. Tamam biraz önemli olabilirdi.

"Ama tek yapmam gereken tuz kullanmamak." Parmaklarıyla dudaklarıma vurdu.

"Ve hastalanmamak." Güldüm. Gözlerine bakmaya devam ettim.

"Benim için endişelendin mi sen?" Kaşlarım havalandığında boğazını temizlemesiyle güldüm.

"Sadece ben değil, tüm takım endişelendi." Güldüm alayla. Gözlerimi kaçırdım. O sabah uyandığımda bir ağzıma sıçmadığı kalmıştı ve dediği şeyde samimi olmadığını biliyordum.

"Kesin öyledir." Vicdan azabı çektiği için gelmişti.

Yüzüme baktı bir süre, gözleri yüzümü turladı. "Neden böyle dedin ki?" Gözlerine baktım.

"Bunu benden nefret eden çocuk mu söylüyor?" Hiçbir şey diyemedi bir süre. O da doğru olduğunu biliyordu galiba. Eski iddiam tekrar ortaya çıkıyordu yavaş yavaş. Bana sadece takımda gerginlik olmasın diye katlanıyordu.

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Where stories live. Discover now