STAY -38-

770 46 93
                                    

Kitabın başına boşuna +18 koymadım agalar.

Tek başta smut yok yani bugün. Yapıştırdım iki tane.

Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar!
















"Neye bakıyorsun?" diye sorduğumda bana baktı. Yatakta oturmuş dizlerinde bilgisayarı vardı. Kolunu bana doğru açtığında kolunun altına girdim ve başımı göğsüne yasladım.

"Paris'teki evimin döşemesi bitmiş. Babam fotoğrafları gönderdi." Manzarasını gördüğümde kaşlarım havalandı hafif. Nehirin kenarındaydı ve Eyfel'i görüyordu.

"Çok güzel." dediğimde başını salladı o da gülümseyerek. Güzeldi ama benimle kalmasını tercih ederdim.

"Orada okuyacağıma inanamıyorum hâlâ, babam notlarım iyi olduğu için izin verdi. Çocukluğumdan beri aşığım bu şehire." Gülümseyerek başımı omzuna yasladım. Kendi isteklerim için onu hayallerinden vaz geçirtecek kadar bencil değildim.

"Çok güzel olacak senin için." dediğimde saçlarımdan öptü.

"Üniversitede gelirsin, değil mi? Zaten bu senenin yarısı bitti, diğer sene de son sınıfız." Dudaklarımı büzdüm.

"Fransızcam o kadar iyi değil Dylan." Gülümsedi.

"Ben sana öğretirim." Omzumu silktim. Orada yabancı hissedeceğimi biliyordum.

"Üzgünüm ama geleceğimi zannetmiyorum." Yüzü asılsa da bir şey demedi, başını salladı sadece.

"O zaman bunu zamanı gelince tekrar düşünelim." Kararlarım ne kadar kesin olsa da başımı salladım üzülmesin diye. "Beni ziyarete ne zaman geleceksin gittiğimde?" Gülümsedim.

"Yazın." Yüzü daha da asıldı.

"Çok uzun değil mi?" Derin bir nefes aldım. Ne istiyordu anlamış değildim.

"O zaman sen gel Dylan." dedim hafif bir sinirle. Öfkeliydim çünkü gidiyordu. Ama ona ve hayallerine engel olamazdım, bu hakka sahip değildim. Üzüntüm böyle yansıyordu ama dışarı.

"Farklı şehir diye öyle dedim, bir kere gitmişsin sadece güzel olur diye düşündüm. Neden hemen yükseliyorsun?" Kollarından çıktım yavaşça. Yatağa yaslandım.

"Yükselen falan yok." Bilgisayarın kapağını indirdip bana yaklaştı. Ellerimi tuttu, yüzünde geniş bir sırıtma yayıldı ardından.

"Sen gerginsin sanki." Lacoste tişörtümün iki düğmesini açıp omzumu açıkta bıraktığında onu izledim. Başını eğip dudaklarını bastırdı ve öpüp emmeye başladı. Dudaklarım aralanırken ellerimi saçlarına çıkarttım. Ardından onu hızlı bir hareket ile altıma aldım.

Dudaklarına yapışıp altından pantalonunu ve iç çamaşırını çıkarttım ilk. Dudaklarımızı ayırıp tişörtünü de çıkarttım ve belirgin karın kaslarına bastırdım, ıslattım ardından dilimle. Aşağılara indiğimde uyarılmış aletine dudaklarımı sürttüm yavaşça.

Onu dilimle ıslatarak gel git yaparken dişlerini sıkmış ellerini saçlarıma bastırmıştı. Dakikalar sonra boşaldığında geri çekildim ve gözlerinin içine bakarak yutkundum. Becerip beceremediğim hakkında hiçbir fikrim yoktu ama tatmin olmuş gibi duruyordu.

Onu hazırlayıp içine girdiğimde inleyerek başını yatağa bastırdı. Kollarımı iki yanından yatağa yaslarken bacağını biraz daha araladım ve tempoyla girip çıkmaya başladım içine. Dudaklarımla dudaklarını talan edip inlemelerini bana hapsettim.

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin